29 Temmuz 2014 Salı

Felsefik Serbest Düşünce Esinti ve Çağrışımları -7

"Beden genişliği, düşünce boşluğu sever "

İnsan için uzayda olmak boşlukta durmaya alışmak anlamına gelir.

Yeryüzünde bulunsak bile evrenin uzayın boşluğunda bulunmaktayız.

Duygu ve düşüncelerimizin bir köşesi ve kenarı da bulunmamaktadır.

Fiziksel yapımız için boşluk düşme anlamına gelir.

Zihnimiz için ise boşluk bilmemek, sorularımızın cevaplanmaması şeklindedir.

Fiziksel yapımızın boşluğa karşı güvenlik ihtiyacı yeryüzüyle sağlanmış olmasına karşın zihinsel boşluk endişesini gidermek zordur.

Dünyaya ve içindekilere ait bir çok sorular cevaplanabilir.

Ortadoğu'daki haksız savaşlar neden oluyor ?

Ülkemizdeki politikalar nasıl ?

Dünya barışı neden sağlanamıyor ?

Küresel gelişim nasıl gidiyor ?

Kapitalizm neden tüm insanlara faydalı olamıyor, yavaş gelişiyor veya yolu saptırılıyor ?

Sosyalizm ve dini yönetim nasıl suistimal edilmeden oluşturabilir ?

Tüm bu soruların cevapları var.

Zihinsel boşluk ise cevaplayamadığımız soruları olduğu sürece devam edecektir. Tıpkı bedenimizin uzay boşluğunda bulunduğunu hissetmesi gibi.

Zihinsel boşluğun biraz olsun azaltılması mümkündür.

İlke ve prensibler.
Aşk, sevgi gibi güçlü bağlar.
Hedef ve planlar.
Kendimizle barışık olmak.
Hayatımızı anlamlandıracak iyi bir çalışma yapmak (idealler).
Mütevazi ve sakin olmak (espiri ve neşe olmalı).
Vb...



Özkan Salman

28 Temmuz 2014 Pazartesi

Arkadaşım Nasıl Olmalı ?

Arkadaşlık ilişkilerinde aşamalar

*. Giriş
Tanışma

*. Gelişme
Birlikte iletişim ve davranış devamlılığı.
Güven, sevgi ve yardımlaşma ile birliktelik sürekliliğin sağlanması.

*. Bölümlere ayrılması
İş, özel ( ortak paylaşımlar; idealler, amaçlar, keyifler, istekler).
*. İlişki ve iletişim sınırların belirlenenerek devam etmesi veya bitmesi.

Devam : Tüm iletişim ve davranış netleşir ve bir denge kurulur.
Bitiş : İletişim ve davranışlarda dengeyi bozma hali.

Görülüyor ki arkadaşlıklarda giriş, gelişme bölümleri gayet iyi giderken bölümlere ayrılma aşamasında uyum sağlama zorlaşacak bireyler birbirin tam tanıma gibi zor bir aşamasına gireceklerdir.

Giriş ve gelişme aşamları hızlı ve kabullenir olurken sınırların belirlenme aşaması uzun ve hoşgörünün azalması şeklinde görülebilir.

Bireyler istek, alışkanlık ve fikirlerinin kaynaklarına inildikçe aynı şeyleri paylaşma olasılıkları azalır. Denge kurmak için adil olma hali hataları seyiri etkileyecektir. İnsan doğasındaki bencillik, savaş ve cinsellik güdüleri ile bir denge oluşturup oluşturamaması toplum içindeki bireyin nasıl arkadaşlar edineceğini de etkilemektedir.

Grup oluşturma, gruba dahil olma, ortak ideal ve istekleri paylaşma, iş ve özel bir çok konuda yardımlaşma ve paylaşma ihtiyacı gibi nedenlerle kurulmaya çalışılan arkadaşlıklar zaman ve mekanın getirdiği ölçüde raslantısıllığı kabullenerek başladığı bir gerçektir.

Nasıl bir arkadaş istiyorum ? Sorusunu sormadan önce ben kimim, nasılım ? Sorularını cevaplamamız gerektiği ortadadır. Ben kimim sorusu günümüz eğitiminde elli veya altmış yaşlarında olmamalı. Ben nasıl bir birey olmak istiyorum sorusu ilköğretimde verilerek yüksek öğrenimle hangi mesleği seçmeliyim sorusunu da kolaylaştırmalıdır.

Toplum içinde nasıl bir birey olmayız sorusunu da bu ilköğretim aşamalarında cevaplanmalıdır.

Arkadaş seçimini zaman ve mekana bırakmak, dolayısı ile kendimizi tanımamak bizleri hep hayal kırıklıkları yaşamamıza neden olacaktır.

Buna da hepimizin bildiği gibi "kötü veya iyi tecrübe" diyoruz.



25 Temmuz 2014 Cuma

Felsefik Serbest Düşünce Esinti ve Çağrışımları -6

Bunalımları aşmak

Ortadoğu'daki kaosu her an izliyoruz, dinliyoruz ve okuyoruz. Haksızca insan katliamları, akıl ve mantığımıza uymuyor. "Böyle olmamalı, hayır istediğimiz dünya böyle olamaz "dedirtiyor.

Kanunlarımız, inançlarımız ve ahlakımız tüm bu vahşet olaylarını kabul etmemesine rağmen günü birlik seyrediyor olmamız hepimizi rahatsız etmektedir.

Binlerce yılın biriktirdiği insani değerlerin küresel olarak çiğnendiğini görmek hepimizi üzmekte, kızdırmakta ve tepkilerin artmasına yol açmakta.

Tüm insanlık tarihi boyunca benzeri çok kötü olaylar yaşandı. Günümüzde iletişim şekli ve araçları bizleri bilgilendirdiği için günü birlik öğrenir ve hatta olayları yaşarcasına hisseder olduk.

Artık bulunduğumuz çağda bireysel ilişkilerin doğasını aşarak uluslararası ülke yönetimlerin hırs, hata ve büyük günahlarının sonuçlarını görür olduk. Artık dünya küçüldü. Her ülke yönetimlerinin kapalı kapılar arkasındaki gizli plan ve proğramları ile halka söylediklerinin uyuşmadığına şahit olmaya başladık.

Bireyler arası güvensizlik yönetimlerin güven bunalımına doğru ilerlemekte.

İnsan için uzayda olmak boşlukta durmaya alışmak anlamına gelir. Yeryüzü bile bizlere sadece yerçekimi dayanağı olarak ayaklarımızın üzerinde durma olanağı tanıyor. Bizler ise bir dayanak ve tutanak arıyoruz sisler içerindeki hayat yürüyüşümüzde.

Dayanak ve tutanaklarımız neler olmalı....


Devam edecek...