22 Aralık 2019 Pazar

KÜRESEL YAŞAM (POSTMODERNZİM, POSTYAPISALCILIK)

Postmodernzim küreselizmdir. Küresel zamanlarda yaşıyoruz. Yeryüzünde bireysel ve toplumsal olarak ne olup bittiğinden tüm dünya insanların haberdar olduğu ve tepki gösterdiği zamanlardayız. Modern hayatın tüm dünyaya yayılmaya başladığı dönemlerdeyiz.

Modern yaşam, felsefik anlamda, kent insanın doğa karşısında kendine ait bir koza oluşturması ve bu kozasında rahat ve iyi yaşamasıdır. Çamurlu topraklara basmadığı, kar engeline takılmadığı, hızla seyahat edebildiği, hızla haberleşebileceği, düzenli bir yaşam oluşturabildiği, bakteri, virüs, haşere, kemirgenlere karşı korunabildiği, uzun dönem planlamalar yapabildiği, ömrünü nasıl yaşayabileceğini planlayabildiği, sanata, bilime, eğitime kolayca ulaşabildiği, düzenli çalışabildiği, özel bir hayat yaşayabildiği yaşamdır, modern yaşam.

Küresel yaşam aşamasında ise neler değişmektedir.

Dünyanın bir kısmı modern yaşarken diğer kısımları modern olma yolunda ilerlemektedir. Batı, modern zamanları yaşarken diğer ülkeler modern yaşamı ülkelerinde oluşturmaya çalışmaktadırlar.

Modern yaşam batıda ikinci dünya savaşından sonra başlamıştır. Altyapıyı oluşturacak bilgi ve tecrübe bulunmaktaydı.

Modern yaşam önce altyapıdan başlamaktadır. Yol, su, elektrik, ulaşım, konutlar, kurumlar, yönetim sistemi ve işleyişi, hizmet, üretim, ticaretin kolaylaşması, ihtiyaçları giderecek tercihlerin artması, sanatın, bilimin, teknolojinin yaygınlaşmasıyla devam etmektedir.

Modern yaşamın temeli iyi bir belediyecilikle oluşmaktadır. Alt yapının oluşumundan sonra insanların bu güzel ortamda mutlu yaşayabileceği bir kültür oluşturma aşaması gelmektedir. Kent insanı mutlu olmalıdır, modern yaşam standardına ulaştığında.

Modern yaşamda üst yapı insan mutluluğudur. Sakin, düzenli, keyifli bir yaşam sürme isteğidir. Eğlenmek, iyi ilişkiler kurmak ve sürdürmek. Mutlu kalabalıkların arasında dolaşmak, sanatla iç içe olmak, çocuklarının iyi bir geleceğini olduğunu düşünmek, ailesiyle mutlu olmak, tüm yeryüzü insanların da aynı mutluluğa ulaşmasını dileyip kendince ufak bir katkıda bulunmak.

Öyle olması gerekirken neden olunamıyor ?

Çünkü kentlerin enerji ihtiyacı bulunmakta doğal gaz, petrol ürünleri, elektrik gibi. İhtiyacı karşılayacak enerji miktarı yeterli bulunmamaktadır. Çözüm modern olmaya çalışan ve henüz enerjiyi en üst düzeyde kullanmayan, altyapısını oluşturmakla meşgul olan ve üst yapıya ulaşamamış ülkelerden bu enerjiyi almak gerekmektedir. Almanın iki yolu bulunmaktadır. Birinci yol en adil olan yoldur, satın almak, bir çok ülkenin yaptığı budur. İkinci yol ise adil olmayan yollardır. İnsan insanın kurdu tavrıdır.

Küresel yaşam postmodernizmdir. Modern yaşamın altyapısını tamamlamış ülkeler ile tamamlamaya çalışanların yüz yüze olduğu, özel hayatların azaldığı, sakinliğin yerini rekabete bıraktığı, bireyin basitliği, insanın değersizliği gibi yanlış yargılara götürdüğü zamanlardır. Modern yaşamı yeterli bulmayıp lüks yaşamı isteğini kışkırtan bir yapısı bulunmaktadır. Kalabalıklar içinde mutlu olamayan fil dişi kulesinde veya malikanelerde kendini değerli hale getirebileceği hissi oluşuyor insanlarda. Modern yaşamı yeterli bulmayıp özel lüks yaşamı hayal edenler artıyor, küresel yaşam tarzında.Haykırmak istiyorlar adeta "Ben değersiz değilim, bakın kalabalıklardan uzakta her olanağım bulunmakta, krallar, kraliçeler gibiyim, onlar gibi yaşıyorum. Evet ben özel ve önemli biriyim". Ülke nüfusuna göre şekillenmiş zihinler tüm dünya nüfusu karşısında kendini değersiz bulma yanılgısına düşebilmektedirler. Tıpkı bir çok düşünürün evren karşısında dünyanın küçüklüğünü ve önemsizliğini düşünme aşamasına ulaşması gibi. Sekiz milyon nüfuslu ülke insanlarının birden sekiz milyar insanca düşünmeye başlaması gibi bir olay. Bir milyar nüfuslu ülkelerin sekiz katı nüfusu düşünmesi gibi.

Enerji kaynakları bol bulunup bundan tam yararlanamayan ülkelere bakınız. Hem kendileri tam kullanamıyor, hem de küresel olarak satamıyorlar.

Küresel yaşamda korkularımız artabilir, modern yaşamımızın kaybolması korkusu başta olmak üzere, dünya barışın korunamaması, modern yaşama ulaşıp da onu sindirememiş ülkelerin çıkaracağı mızıkçılığın rahatsızlığını hissetme korkusu gibi.

Küresel yaşamda mal, hizmetin dolaşımı hızlı ve kolay olurken insanın dolaşımında turist, sermaye, beyin göçü desteklenirken vatandaşlık için göçmen, iltica ve sığınma olgularına direnç bulunmaktadır. Küresel yaşamda insan dolaşımı duvarlarla, sınırlarla engellenemez olması doğallığından gelmektedir. Doğa türlerin kaynaşmasını ister. Türlerin çeşitliliği canlılığın varlığını koruması, bağışıklığı için gerekli olduğu genlerde yazılıdır.

Modern yaşam insanlığın mutluluk standardıdır. Modern yaşam içinde lüks yaşayıp da bunu diğer insanlara hava atmak için kullananlar ise modern yaşamın özünü anlayamamış veya küçümsemiş sistemle savaşıp kazandığını göstermek isteyen kişilerdir.

Kimileri de modern yaşamda zenginliği yakalamış bunu gizli toplum mühendisliği için kullanmaktalar. Kar amaçlarını devam ettirmek adına klasik müşteriye reklam yapıp onu beklemek yerine, müşterilerin yanlarına temsilcilerini gönderip onların alışveriş etmesini zorunlu hale getirmek için çalışmaktadırlar.

İdeal olan ümidimiz küresel yaşamın, modern yaşamın küresel olarak yaşanmasına devam etmesidir. Modern alt ve üst yapıyı tamamlamış ülkelerin tüm dünya ülkelerinin modern yaşam seviyesine gelmesini istemesi, yardım etmesi, rekabeti hayvancıl değil insancıl yöntemlerle devam ettirmesidir.

Küresel yaşamı, modern ötesi değil, modern yaşamanın yeryüzünde tamamlanması şeklinde görmeyi ümit ediyorum, benim gibi düşünenler açısından ümit ediyoruz.

Araştırılması, yenilenmesi gereken ve İsim verilmeyi bekleyen olgular

Bir çok olay ve olgu vardır ki henüz adı, ismi konulmamıştır. Belirteceğim olay ve olguların isimleri var ise henüz ben öğrenememişim demektir. Eğer gerçekten de yok ise bu olay ve olgulara isim vermemiz gerekmektedir.

* Hücreni bölünerek çoğalması ve sonunda olgun bir beden ulaşma haline olgusunun bir ismi olmalı. Bir ağaç tohumunun büyüyerek olgun bir ağaç olma durumunun bir ismi olmalı.

* Halkın toplandığı yerlere bir isim verilmeli. Halkın bölüm olarak da toplandığı yerlere meydan ismi yeterli olmamaktadır.

* Dünya ile insan arasındaki bağı tanımlamak ve adlandırmak gereklidir.

* Doğa ile insan arasındaki bağı tanımlamak ve adlandırmak.

* Doğa ile dünya arasındaki bağı tanımlamak ve adlandırmak gereklidir.

* Duygularımızın oluşmasındaki tarihi süreçler ve birbirini oluşturan duygular. Duyguların tablosu yapılmalıdır. Periyodik duygu tablosu gibi. Temel duygular ve temel duygulardan oluşan tarihi süreçle yeni duygular. Duyguların evrimi.

* Duyuların evrimi. Canlılıkta ve insanlıkta duyuların gelişimindeki tarihi süreç, oluşma ve gelişme aşamaları.

* Ekonomik olarak bireysel ve kurumsal kar ve kazançların bir üst limitini oluşturmak. Bireysel, ailesel, kurumsal, şirketsel ve devletsel bir üst standart belirlemek.

Kar ve kazançları günümüz şekli olan " Piramit" şeklinden " Pasta " şeklinde, iş alanlarını da " Pasta " şeklinde düzenlemeliyiz. Bireylerin, kurumların, şirketlerin ve devletin kazançlarının bir üst limitini çıkartmalıyız. Bireylerin, kurumların, şirketlerin üst kazanç limitini aşan gelirler devlete, devletin üst limitini aşan gelirleri halka ve halklara döndürmeliyiz. 

16 Aralık 2019 Pazartesi

Bedenimizin merkezleri

Kalp, omurga ve beyin bedenin üç merkezi.

 Büyük canlı olarak hareket ve denge yeteneğimiz omurga ve omurilikle mümkündür. Canlının büyümesi için omurga gereklidir.

Sarmaşıkların ağaç olamaması gibi omurgasızların da büyük ve hızlı hareket eden canlıya dönüşmeleri mümkün görünmemektedir.

Beynimizdeki yumuşak doku kaynağını kemik iliği, omurilik sıvısından almaktadır. Kaynağı orasıdır. Hareketli ve büyük canlılardaki beyin gelişimi omurganın ve omuriliğin tamamlanma sürecinden sonra oluşmuş olması olasıdır.

Akıl, zeka oluşumu ise beynin gelişimi ile ilgilidir.

Beynin gelişimi sürecinde bedenin hareket şekillerindeki karmaşıklık önce beyin hücrelerini tetiklemiş büyümesi ve artması yönünden omurilikten kaynak aktarımı sağlanmış olması olasıdır.

Omurgamız, omurilik sayesinde beyin ile bedenimizin iletişimini  sağlamaktadır. Ağrı ve keyif sinyalleri bu yol ile bedenden beyine, beyinden bedene iletilmektedir.

Omurga ve omurilik vücudumuzun en sağlam organıdır. Omurgamız iskelet sistemi ve kemik yapısıyla tüm bedeni kuşatmaktadır. Beyni kafatası ile iç organları göğüs kafesiyle korumaktadır. El, kol ve ayak yapısı ile hareket ve denge yeteneğini sağlamaktadır.

Sağlıklı yaşamda omurga ve omuriliği önemseyip korumalıyız.