27 Kasım 2022 Pazar

Felsefe ve Bilim

   Dalga-parçacık ikiliğini açıklamaya ait bir tez denemesi 

        Kuantum Fiziği çalışmalarındaki  dalga-parçacık ikiliği hareketine ait bilinen bilgiler ışığında bir açıklama, bir yorum gerekiyorsa bu olgunun termodinamik yasalarıyla ilgili olduğu tahmin edilebilir.  

     Dalga- parçacık ikilemine ait duyularımızla algılayabileceğimiz, gözlemde bulunabileceğimiz bir örnek vererek enerji, ışık ve ses gibi kuantum parçacıkların dalga- parçacık hareketini açıklayamaya yönelik bir sav ileri süreceğim. 

Bu sav:

Yüksek ısının düşük ısıya geçişinin dalga halinde, düşük ısının yüksek ısıya ilerlemesini ise parçacık olarak yaptığına dair bir termodinamik savdır. 

Bu savımızı basit bir deney ile gözlemleyebiliriz. 

     Soğuk sıvı ile dolu bir şişe veya bardağın sıcak bir mevsim veya ortamda dış yüzeyine çarpan sıcak havanın soğuyarak damla haline geldiğini gözlemleriz. Burada soğuğa dalga halinde gelen sıcak hava soğuk sabitliğinde soğumuş ve damla haline dönüşerek katılaşmıştır. 

     Sıcak sıvı ile dolu bir şişe veya bardağın soğuk bir mevsim veya ortamda dış yüzeyinde damla oluşmaz çünkü sıcaklık soğukluğa doğru dalga halinde ilerlemiş ve yayılmıştır. Buhar, gaz halinde önce yukarı doğru çıkar ve sonra bir yere çarptıktan sonra yönü yine dalga halinde farklı yöne doğru ilerler fakat hep soğuk havanın üstünde olur ve öylece soğuğa karışır. 

Termodinamiğin dördüncü yasası olarak da ele alabileceğimiz ;

       Yüksek ısı düşük ısıya dalga halinde ilerler iken düşük ısı yüksek ısıya parça halinde ilerleyerek denge kurmaya ve enerjiden maddeye dönüşmeye, maddede yer bulmaya, maddenin ısısına eklenmeye ilerler.

Sıcaklık artışı enerji yönünü, sıcaklık düşüşü madde yönünü gösterir. 

      Hız ise madde ve enerji arasındaki bağ ve referanstır. Durgun enerji maddeye, hızlanan madde enerjiye dönüşür. Einstein'in bulduğu gibi.

      Evet bu savlarımı incelemek, değerlendirmek, yorumlamak ve yanlışsa ilgisizlik, kayıtsızlık, doğru ise dikkate almak teorik fizikçi ve matematikçilerin deneyler ile kanıtlamaya çalışmak bilim insanların işidir. 

Zaman kozmolojinin genel ve bütünsel hareket hızında ortaya çıkar ve bu zaman tüm evrenin ortak zamanına denk gelir. 

Kozmolojinin içindeki kısmi olarak madde ve enerji hareketi ise göreceli yani değişken zamanları ortaya çıkarır. 

Biz bugün eğer kozmoloji hakkında daha fazla bilgi edinmek veya bilimin ilerleme süresince yeni olguları açıklamak istiyorsak kozmolojinin veya evrenin genel zamanını yani onun hareket hızını saptamalı ve onu referans olarak almalıyız.  

26 Kasım 2022 Cumartesi

Felsefe Bilgisi'nin Diğer Bilgiler ile ilişkileri

 


 
              Bir düşünür olarak, felsefe Bilgisi'nin diğer bilgiler ile ilişkisini sizlere anlatmak için;

1. Edebiyat bilgisini, yani onun temel yapı ilkelerinin, kurallarının, sunumunun, tarzı, şeklini kullanmam gerekecek. Türkçe dilinin yazım ve imla kurallarına uyma, belli bir düzenleme ile sunma şekillerini kullanacağım. (Sanat bilgisinin edebiyat bölümü)

2. Konumuzu size edebiyat bilgisi temellerinden sunarken sanatın bilgilerini de kullanacağım. Çünkü şu an vereceğim bilgiler halka yönelik olacağı için onların hoşlanacağı ve anlayacağı bir şekilde yani edebiyattan başladım sanatla devam edeceğim. ( Sanat bilgisi)

3. Felsefe Bilgisinin ana konusu olan varlık ve bilgisi (yaşam ve onun bilgisi) dini bilgiden geldiği ve ondan ayırdığımız için bu konuları size sunarken edebiyat ve sanat bilgi yöntemlerini kullanacağım ve dini bilgiler ile karışmamasına, dini bilgilerin ikna etme tarzı ve şekil yöntemine girmemeye ve onunla kesişmemesine dikkat edeceğim. (Dini Bilgiler) 

4. Önceki aşamalardan sonra size tekrarlanabilir, döngüsel, deneysel, uzun süre kalıcı, uygulanabilir ve anlatılabilir bilgi olan bilimsel bilgilerden faydalanarak sizlerin mantık çalışma ya da insan zihnin çalışma şekline göre felsefe bilgisini sunmaya çalışacağım. (Bilimsel Bilgi)

5. Tüm bunları yaparken şu an yazdığım teknolojik veya teknik bir ortamdan sizinle iletişim ve sunum yapacağım. (Teknik veya teknoloji bilgisi)

6. Felsefe bilgileri düşünür olarak benden sizler gündelik yaşamda olan halkımızın, bireylerin zihinlerine, düşüncelerine sunacağım. ( Gündelik yaşam bilgisi)

Geldik mi saf Felsefe Bilgisine,

Felsefe Bilgiler önceki tüm bilgileri ana konusu olan "Yaşam" varlık konusunun bilgisi ışığında inceler.

Temel varlık olarak " Yaşam " olgusu ve bilgisi nedir ?

Yaşam olgusunun felsefedeki temel bilgilerini felsefeci temel mercek olarak alır. Ve bu mercekle diğer tüm bilgilere tutar. Bu mercek bilgi ile diğer tüm bilgilerin her yönünün inceler. İşte sizlere bir örnek ile konuyu açacağım. 

İnsanlığın merkez bilgisi din bilgisidir. 

Fakat günlük yaşamını en çok meşgul eden gündelik yaşam bilgisidir. Teknik bilgi yani teknoloji ve onu kullanım bilgisi ikinci sıraya gelmiştir ve gündelik yaşamın içinde yani modern yaşam içindedir şu an.

 Merkez bilgi din olmakla birlikte insanlığın gelişimi ile güneş gibi ışık ve enerji yayması ve kaybetmesi ile her geçen gün enerji ve kütle kaybetmektedir. 

Bu bilginin içinden yeni bilgiler çıkmakta ve ona karşı kendi varlıklarının devamı konusunda ısrarcı olmaktadırlar. 

Din bilgisinin göz yakıcı ve insan özelliği olan farklı düşünmeyi durdurucu özelliğine karşı elini yüzüne siper etme davranışına girmektedirler. 

Dini bilgiye karşı kendini tümden ona bırakmış zihinler güneşin doğuşu ile ona her şart ve koşulda ona doğru ilerlemeye çalışan birer bitki gibidirler. Bitkiler biliyoruz ki oldukları yerden yukarı doğru hareket ederler daha fazla güneş ışığına ulaşmak için, onlar için bulundukları yaşama içerisinde mekan değiştirme istekleri yoktur. Onların tohumları mekan değiştirme olanağına sahip olacaktır. fakat onlarında bir seçeneği olacaktır. Bir tohum için bir mekan olacaktır. 

Dini bilgi yaşamın temelini, gelişmesini, devamını ve nasıl son bulacağına dair tüm bilgileri ortaya sunmuştur. Bu bilgiyi alan ve kabul eden yaşama ait her şeyin bu bilgide olduğunu ve bu bilgiler merceğinden yeni bilgilere ulaşılacağını savunmaktadırlar. 

Edebiyat ve sanat önce bu bilginin içinden gündelik yaşama hizmet etmiştir. Fakat günümüzde kendi özerk kişiliğine ulaştığı ve bu yönde devam ettiği söylenebilir. 

Felsefe bu bilgiden ayrılmış ve insanın temel özelliği olan akıl ve düşünme yolu ile yaşama ait tüm bilgileri değerlendirmek için kendince düşünme ve fikir geliştirme merceği geliştirmiş, geliştirdiği ilke, kurallar merceğinden yaşama ve bilgiye bakarak yeni bilgilere ilerleyeceğini savunmaktadır. 

Bilim ise teori ve tez ileri sürmesi, soru sorması ve cevap aramasından eyleme geçişte felsefeden ayrılmış ve bilgilerin doğrulunu ölçmek ve ortaya çıkarmak için belli ilke ve kurallar ile düzenli bir eyleme, çalışmaya geçmiştir. Bu çalışmaların sonucunu da almış ve hala almaktadır. 

Felsefe ana konusu " Yaşam " varlığı ve bilgisine sürekli dönüş yapar. Diğer tüm bilgileri tekrar tekrar inceler, insan, toplum, doğa, evren ve tanrı kavramlarının yaşam olgusuna göre değişik durumlarını araştırır ve diğer bilgiler ile de karşılaştırır. 

Dini bilgi yaşamın merkez bilgisi iken felsefe bilgilerin merkez bilgisi olmaya adaydır. 

Felsefe yaşamın temel bilgisi olmaya aday olamaz. 

Felsefe yaşam karşısında insanın nerede olduğunu onun gerçek konumunu, şeklini, duruşunu araştırır. 

Felsefe varlığa yani yaşama, insanın varlık penceresinden bakar. 

Sonsuz ve ebedi bilgiye ulaşma amacında değildir.

Çağımızın, gündelik yaşamın işleyişindeki önemli olguları diğer bilgiler yardımı ile de ortaya çıkarmak ve sunmak amacındadır. 

Felsefe zamana göre değişim göstermesi onun insan ve onun yaşamının devamı süresinde olduğunun, ortaya koyduğu fikir ve düşüncelerin bilgilerin gündelik yaşamla testine tabi olması gerektiğinin göstergesidir.

Felsefe sadece kendi döneminin zihinlerine tespit, saptama ve araştırmalar ile bilgi ortaya koymaz, aynı zamanda gelecekteki zihinlerinde yaşam ve bilgisi konusunda insanın durumu hakkında fikirlerin devamı için kalındığı yerden ilerlemesine teşvik eder. Biriken bilgi, eklenilen bilgi şeklinde.

Biriken bilgi ve eklenilen bilgi yaşamın merkez bilgisi olan din bilgisi dışında her türlü bilgide devam eden bir süreçtir. 

Dini bir bilgi insanlığın gelişim sürecinde yaşama ait büyük bir tez bilgidir. 

Diğer bilgiler hep birlikte onun antitezi konumundadırlar. Buradaki antitezin özelliği tek taraflı değildir.

Bütün bilgiler birbirinden bilgi alırlar ve sürekli bir döngü içine girerler insan zihninde. 

Gündelik yaşama girmiş yeni bilgiler insan özgürlüğü ve yaşama isteğini, amacını arttırması yönünde olursa sürekliliğe katılır. 

Gündelik yaşama katılan ve orada kalıcı olarak yerleşen her bilgi önceki tüm bilgilerin tekrar düşünülmesini ve değerlendirilmesini gerekli kılar. 

Bunu tüm bilgiler kendi gelişimi açısından yaparken felsefe kendi ana konusundan başka diğer bilgiler içinde yapar. Felsefenin kendinde bunu hak olarak görmesi temel insan özelliği olan akılcı, rasyonel düşünme tarzındandır. Doğru, gerçek ve etik olarak tüm bilgileri değerlendirir ve tekrar gözden geçirir.

Bu yönden felsefe bilgisi merkez bilgidir. 

Yaşamın merkez bilgisi dinden ve onun hazır ortaya konulmuş kavramlarından farklı olarak yaşam hakkında edindiği tüm bilgilerin gelişmesi, artması ve yayılması günün şart ve koşullarına göre kişiler, gruplar ve akımlar olarak çaba harcar. 

Günümüzde din bilgisi, yaşamın ve evrenin başlangıcı ile sonu konusundaki bilgileri ile tarihsel güçlü ve merkezi konumunu korumaktadır. 

Gündelik yaşamın içinde ise teknoloji veya teknik kullanım bilgisi, ekonomi bilgisi, etik bilgisi (dini ve felsefe bilgileri beraber ilerlemektedir.) 

Günlük yaşamdaki etik bilgileri, ahlak, kanun, yasa, devlet ve politika ilke ve şartları yönünden felsefe bilgisinin, uygulanma şekilleri, biçimleri, arketip ereği, amaçları bakımından dini bilginin etkisinde bulunmaktadır. 

Bilimsel bilgiler, gündelik yaşamına modern yaşama tarzın oluşması yönünden büyük bir etki oluşturmuşlardır. İnsanın, yaşam konusunda gücünü ve etkinliğini arttırmıştır. Önce doğanın sessiz ve uzun canlılığın kendi içindeki diyalektik sert yapısından çıkarmış ve doğanın bir öğesi haline getirmesine önce teknik ile ve sonra tekniğin bilgisi ve gelişmesi yönüyle de bilim bilgisi ile bunu başarmıştır. Bilimsel bilginin ortaya çıkışı aslında biriken insanlık teknik bilgisinin hızlanmasını temsil etmektedir. 

Günümüzde teknik kendisini teknoloji olarak devasa olarak bilimin sayesinde göstermektedir. 

İnsanın yaşam olgusunda doğanın önemli bir öge olmasında büyük bir pay sahibidir teknoloji. 

Teknolojinin diğer adı ile tekniğinin kaynağına bakacak olursak insan zihnidir felsefe bilgiye göre. 

Dini bilgi ise bu olanların önceden planladığını ve sürecin devam ettiği hali ile yaşamın başlangıç ile sonu arasında bir süreci olduğunu insanın yaşam olgusunda  bir öge değil baş unsur olduğu bilgisindedir.

Felsefe için insan "yaşamın" bir önemli unsuru ve faktörü fikrini taşırken. Dini bilgi insanın yaşamın onun için oluştuğu ve onun varlık nedenidir bilgisindedir. 

Felsefe "insan yaşam içindir" der iken dini bilgi " Yaşam insan için vardır " kadim bilgisindedir.

 Teknik bilgiyi bilimsel bilginin içinde ve birlikte ele alırsak, bilimsel bilgi de insanın yaşam içinde nasıl varlığını arttırırız ve onu nasıl sürekli kılarız soruların izinden gitmektedir. 

Edebiyat ve sanat bilgileri ise insan yani birey ve toplumun gündelik yaşam içerisinde nasıl mutlu ederiz, nasıl bilgilendiririz, nasıl eğlendirebiliriz, nasıl eğitebiliriz soruları ile ve bunu yapan kişiler kendi oluşturduğum felsefemi (bilgelik) gündelik yaşama nasıl sunabilirim gibi edebi ve sanatsal çalışmalar ile eyleme geçmektedirler.

Bütün bilgiler gündelik bilgide buluşmaktadırlar. 

Günlük yaşam bütün bilgilerin arenası, meydanı, merkezi durumundadır. 

Ve böylelikle geldik gündem konularına, bu tüm bilgilerden hangilerinin öne çıktığı veya geride kaldığı konusuna. 

Bu konu ise ayrı ve uzun konudur. Bu konuya da ileride değineceğiz. 


17 Kasım 2022 Perşembe

Dünya Felsefe Günü

 Felsefeye, insan zihnindeki bilgi işleyen nöron laboratuvarı da diyebiliriz.

Bu zihin laboratuvarında, varlık ve bilgi konuları işlenmekte ve yeni bilgiler ile kavramlar ortaya çıkarılmaktadır.

Varlığın temsili kavramlar üzerinden bilgiler işlenmekte, düşünce sürecinden, mantık süzgecinden geçirilmekte, önceki bilgilerin tekrarı ve gözden geçirilmesi ile kıyas, fark, benzeşim, neden, nasıl soruları kümesel, kategori, gözlem, farkındalık ve keşfetme ile bir çok insan zihninin tecrübe ettiği yöntemler ile felsefe bilgi laboratuvarı her zaman çalışmaktadır. 

İster mevcut bilgileri gözden geçirmek,  gözden kaçan bilgileri fark etmek, öğretmek, yanlışları tespit etmek ve yenilemek, düzenlemek, toparlamak ve son durum nedir ? Sonuç ? sorularının cevabına hazırlamaktadır.

Geçen yüzyıldan bu yana felsefenin işleri birikmiştir. 

Geçtğimiz yüzyılda ikinci dünya savaşında toplumlar travma yaşamış ve etkisi uzun sürmüştür. 

Ölümler, hastalıklar, açlık, işsizlik, yaşamanın anlamında bozulmalara yol açmış ve etkisini azaltarak günümüze kadar sürmüştür. 

Felsefe, geçtğimiz yüzyıldan bu yana varlıkta ne, neler oluyor ? sorusuyla ilgilenmiştir. 

Bu soru toplumsal travamdan çıkış amacına yöneliktir. 

Felsefenin en iyi hali olan Varlık ve bilgi araştırmalarından çıkan, fark etme, keşif etme, tespit, saptama, sentez, kuram gibi yöntemler ile yeni bilgiler ortaya çıkarmaktır. 

Felsefe, zihin nöron laboratuvarından çıkan yeni bilgiler, kamuoyuna sunulur. 

Her meslek, yetenek ve uzmanlık alanları bu bilgilerin etkisi ile çalışmalarını ilerletirler. 

Bundan sonra halk meslek, yetenek ve uzmanlık alanlarından aldığı yeni tarz ve fikirleri hayatına uygulamaya başlar. 

Bu konuda denemeler yapar. Halkın yenileme  ile uygulayıp yerleşen eylemleri devam ederse bu hal politikacılara etki eder.  

Ülke yönetimlerin de bu doğrultu da icraatlar da bulunurlar. Adalet ve sistem bu yeni şekli ile güncellenir. 

Felsefe zihin nöron laboratuvarı güncellemeyi alır ve son durum nedir, sorusundan başlar ve yine varlık ve bilgi konularındaki ileri çalışmalarına devam eder. 

Felsefe geçen yüzyıldaki insanlık felaketlerinden bu yana etkinliği azalmış ve işleri birikmiştir.

Kolay gelsin. 

Felsefenin çok işi var.

Her kim felsefe adına düşünüyor, öğreniyor, tekrarlıyor, konuşuyor, yazıyor, dinliyor gibi bir çok etkinlikte bulunuyor ise insana ait insanın temel ve önemli bir özelliğini kullanıyor demektir. 

Bu temel bir insan hakkıdır ve insandan bu hakkı koparılamaz. 

İsteğimiz odur ki her insanın bu doğal hakkında bilinç ve vicdan (Toplumsal vefa içgüdüsü ve duygusu) sahibi olarak söz sahibi olması, kullanma özgürlüğünün ve kişiliğin dokunulmaz bir parçası olduğunun farkında olsun. 

 Tüm felsefecilerin, dünya felsefe gününü kutlarım. 

 

15 Kasım 2022 Salı

Felsefe de Varlık ve Bilgi üzerine

 


                                                                                                

Felsefede varlık yaşamdır. 

Bilgi ise yaşamın insana, doğaya, evrene ve tanrıya göre bilgileridir. 

Yaşamın temsilleri nelerdir ? 

Tümel olarak doğadır. 

Doğanın içinde insandır. 

İnsan yaşamı denilince akla neler gelir ?

İnsanın ortaya çıkışı, gelişmesi, bu günkü hali ve geleceğidir. 

Varlık ve bilginin odak noktaları nelerdir ?

Varlık odak nokta, günümüz insan yaşamının kendisidir

Bilgi ise bu varlığın yani günümüz insan yaşamının insan zihnine yansıyan, duyularla fark edilen ve düşünülen bilgisidir. 

Bu durumda varlık insan zihni için önceliklidir. 

Önce varlık sonra bilgisi gelmektedir. 

Toplum yaşamında her zaman sorun çözümden önce gelmesi bu yüzdendir. 

Zihin fark ettiği sorunun ileride tekrar etmemesi üzerine tedbir alabilir. 

Önce tedbir alıp gelecek sorunu bekliyor olamaz. 

Yoksa olabilir mi ? 

İşte felsefe için bir tartışma konusu. 

Şimdilik ben önce sorun, sonra çözüm diyeceğim. Şu ana kadar zihnimizin çalışma şekli böyle çalışmakta. 

Geleceği olduğu gibi göremeyiz, çünkü varlık bilgiden önce gelmektedir ve biz bilgi üzerinden tahminler yapabiliriz. 

Tahmin ettiğimiz varlık olasılıkları her zaman bizi yanıltma, yanlış tespit yapma ve sonrasında hayal kırıklığına uğratma olasılığı fazla olacaktır. 

Nedeni varlık, her zaman bizim algımızdan, duyularımızın verdiği ve akılda şekillenen bilgiden fazladır. 

İnsan zihni ve bilgisi varlığı kapsayamaz. 

İnsan aklının sınırı buradadır. 

İnsan bilgisi varlıktan sonra oluşmuştur. 

Doğadan kendisini (bedenini) akıl ile ayırabilmiş, üst akıl veya ortak akıl ile zihin beden beraberliğinden çevre (Toplum ve doğa) ve kozmoloji farkındalığına ulaşmıştır(üst veya ortak akıl her insanda bulunmakta olup, bunu kullanmak çok çaba ve zaman gerektirdiğinden, bunu kullanan zihinlerin insanlığın faydasına veya zararına çalışma tercihi olması nedeniyle, hem iyi hem kötü tercih meselesidir).   

Varlık büyük, zihnimizdeki nöron sayısı ve kapasitesine bağlı bilgi sınırlıdır. 

Türümüz çoğalsa bile bu bilgiyi aynı kullanabilecek, ortak zihinle hareket etme olanağımız bugün zor gibi görünmekle birlikte imkansız değildir. 

Yapay zeka ve bilgi saklama teknolojilerinin ilerlemesi bu konuda bir fikir verebilecektir.

Varılan, bu tespitlere göre varlık ve bilgi konusunda felsefenin bu iki olguya yaklaşımı nasıldır ?

Felsefe varlığa baktığında onun bilgisini de görür fakat bu gördüğü varlık ve bilgi tikeldir. Tek başına fazla bilgi içermez. Bu parça veya tikel bilginin anlamlı olması için tümel bilgiye bağlanması gerekmektedir. 

Örnek verelim 

Bir alışveriş merkezinde bulunan felsefeci birey olarak alışveriş yapıyor olsun. 

Yani, varlık ve bilginin içindedir. Onun bir parçasıdır o anda. 

Şimdi bu resmi donduralım şu an bu satırlar ile.

Bizler bu olayın yani felsefecinin o alışveriş merkezindeki alışverişini, mağazayı, diğer alışveriş yapan insanları, ürünleri, orada çalışanları ile tüm ortamı bu satırlar ile bir resim gibi dondurduk şimdi. 

Şimdi bu resimde en önemli olay veya olgu nedir ?

Felsefeci mi, mağaza mı, ürünler mi, çalışanlar mı, alışveriş yapan diğer insanlar mı ?

Bu saydıklarımız varlıklardır. Peki burada bilgi nedir ?

Bilgi alışveriştir. Felsefeci için en önemli olay ve olgu bilgidir ve bu resimdeki bilgi alışveriştir. 

Neden ?

Şu sorular ile bunu ortaya çıkarıyoruz. 

Bu resim örneği ve resimdekiler neden var ve orada ve bu satırlarda ele alınıyor ?

Bunun cevabı biliyoruz ki resimdekiler alışveriş için oradalar. Bina ona hizmet için var. Ürünler orada sunulmak için var. Çalışanlar ürünleri sunmak için çalışıyorlar. Felsefeci ve diğer kişiler ürünleri almak için geliyorlar. Merkez konu alışveriş ve ben de bu satılara bu resim örneğini o nedenle kolay bir örnek olsun diye ilk aklıma geleni seçtim.

Alışveriş bilgisi bu varlık olan resmin bilgisidir. 

Resimdeki felsefeci o bulunduğu anda bu yazdıklarımızı düşünmek isteseydi varlığa ve bilgisine içerden bakmış ve görmüş olacaktı. Bizler bu satırlar ile ona dışardan bakıyoruz şu anda. 

Alışveriş bilgisi tümel bilginin bir parçasıdır. Resimdeki alışveriş merkezi ve içindekiler ise varlığın bir parçasıdır. 

Peki bunlar parça ise bütünü nedir ? 

İşte felsefeciler bu konuda düşünerek, mantık yürüterek, gözlem yaparak, konuşarak, dinleyerek, yazarak vb. bir çok yöntemle varlıktaki parça varlığın ve parça bilginin tümeline doğru fikir geliştirmektedirler.

Şimdi biz bu satırlar ile tikelden tümele doğru yol alırsak bilgi bilgi üzerinde uzar gider. Felsefeci bu sürecin takibindeki zihinsel dedektiftir. 

Felsefeci varlık ve bilgi dedektifidir. Araştırmacı demek daha doğru olur. 

Dedektif suçluyu arar, felsefe araştırmacısı ister tikelden tümele gitsin, isterse de tümelden tikele gitsin varlık ve bilginin izindedir. 

Bu çalışmalar ile gerçek saptama, teşhis, tespit, sorgulama yapar ve ortaya çıkarır. 

Bundan sonra görünen bulunan sonuçlar üzerine kendine ait olanlar ile devam eder kendi dışındaki konuları diğer bilgilere yani bilim, din, edebiyat, sanat bilgilere bırakır.

Zaten felsefecinin ortaya çıkardığı sonuçlar üzerinden diğer bilgiler kendilerine düşen payları hızla alır ve kullanırlar. 

Bilgiler ilerler ve bilim araştırır teknoloji ile halka sunar, sanat eserler yaratır topluma sunar, edebiyat eserlerinin yeni gelişimlerini ortaya koyar. 

Din olgusu da yeni ve kabul edilebilir bilgiler ile tarihteki ortaya konmuş katılığından çıkmaya başlar, Günümüzün gelişen bilgisi ile az esnese de kadim bütünsel yapısı ve bilgisi toplumlarla özdeş gibi olduğundan bilgisi varlıkla birleşmiş haldedir ve diğer bilgiler de konumlarına ona göre şekillendirdikleri için merkez bilgi olmaya devam eder. 

Merkez bilgi dindir. Varlıkla (konumuza göre toplum) bütünleştiği için. 

Toplumlar ile tarih boyunca beraber ilerlemiştir. 

Bu bilgi toplumun temel bilgisi haline gelmiştir insan tarihi boyunca. 

Varlık toplum ise bugünkü konumuza göre bilgi de toplumun yaşam bilgisidir. 

Varlık : Toplum 

 Bilgi : Toplumun yaşamını anlatan bilgidir.

Felsefe : Varlık ve bilginin içeriğini, öncesini ve sonrasını araştırır. 

Felsefe dışında tüm bilgiler varlığa bilgi sunarken felsefe tüm bilgilerin bilgilerini araştırır. 

Bilginin bilgisini arar, düşünmenin düşünmesini yapar.  

Üst akıl, ortak akıl ile varlık ve bilgi üzerine çalışır. 

Bu felsefe düşünme tarzlarını tüm insanlar zihninde kullanır. Fakat buldukları yeni fikirler ile kendi amaçlarına hizmette yeterli gördükleri için bu buldukları fikirlerde dururlar. 

Sanatçı sanatına uygular. Bilim insanı kendi alanına ait bilgilerde kalır. Edebiyatçı belli konularda eserlerini üretir ve onda devam eder. Teknoloji bilimden ve diğer bilgilerden aldığı bilgiler ile somut hale gelir ve şekillenir. Din bilgisi geniş ve büyük olduğu için yerinde durur. 

Felsefeci fikirde, düşüncede, bilgide ilerlemeye devam eder, çünkü onun duracağı ne bir durak vardır ne de düşüncesini durduracak bir konu yeterlidir. Felsefeci tüm insanlığın temsilinde düşünür ve çalışır. Bu aşamadan sonra felsefeci filozofa dönüşmeye başlar, çünkü kendisi gibi düşünenler azalmış yaşama dalmışlardır. Filozof ise düşüncesi ile yaşamını birleştirmeye başlamış ve öyle ilerlemektedir. Filozof bu aşamada iki türlü düşünür. Varlık ve bilgi karşısında normal bir insan gibi yaşarken, düşüncesini de aynı paralelde ilerletmeye çalışır.  

Filozof bu aşamada yaşamanın yani varlığın içinde iken normal bir insan olarak bulunurken yaşadığını bilgi içinde araştırdığı için de zihinsel de yaşar. 

Dolayısı ile bedenin yaşantısı ile zihinsel yaşantısı paralel ilerler. Bu ikisinin üstünde de üst akıl olarak bu ikisini inceler. Zihin ve beden bir insanda bulunmaktadır. Duyu ve algılarını çevreye yönelttiği zaman kendini çevrenden ayırmış olur. Ben ve çevre algısına girer. Ben, çevre ve doğa algısına ilerler. Ben algısında birey, çevre algısında toplum doğa algısında tüm canlılar vardır. Doğanın da evrenin içinde algısına ilerler. Evren ve tanrı ikilemine ulaşır. 

                                                 Üst Akıl'ın (Bilincin) zaman ve mekan algıları



13 Kasım 2022 Pazar

Felsefe diyalogların temel özellikleri üzerine

         


       Monolog : Bir Felsefecinin bilgilerini başka felsefecilere, öğrencilere ve ilgi duyan kişilere tek taraflı konuşarak sunmasıdır.  Konuşan bir kişi dinleyen bir veya daha fazla kişi

      Diyalog : İki veya daha fazla felsefecinin bilgi sunma, bilgi alma, hem bilgi alma ve sunma amacıyla eleştiri, soru, cevap şeklinde dinlemesi ve konuşmasıdır. Sırasıyla belli kurallar ile bir çok kişinin hem konuşması hem de dinlemesidir. 

               Felsefe Diyalogların temel özellikleri

Kişilik : Diyaloga katılan kişilerdir. Diyalogda varlık halleridir. Bedensel ve zihinsel olarak felsefecini bütünsel halidir. 

Diyaloglarda kişilik tartışmaları sorunludur. 

Diyaloglar kişilik üzerinden başlarsa 

1. Hemen biter. (Tecrübeli felsefeciler burada bırakır. Diyaloga devam etmez. Karşıdaki kişiye varlık alanına girdiği hatırlatılır. Karşı taraf bilerek yapıyorsa, felsefeci devam edemeyeceğini belirtir ve diyalogdan çıkar gider. Karşı taraf bilmeyerek yaptığını söyleyip özür dilerse. Diyaloga devam edilir fakat diyalog sırasında kişilik diyaloguna girerse diyalogun sağlıklı olması için sakince uyarmak gerekmektedir.)

2. Diyalog kişilik konusunda olursa gündelik yaşam bilgilerinde kalır. Felsefe diyalogu dışına çıkılmış olur.

3. Kişiler diyaloga tutum, tavır ve tarz dışında girdikleri için birbirleriyle bir daha konuşamayacak hale gelme, hatta kavga etme haline doğru ilerleme riski vardır. Varlıkların sorgulanması, bilgi odaklı olması gereken diyalogları felsefe dışında iter. Gündelik yaşamdaki sık karşılaşan kavga şekline, politikadaki her türlü varlığa saldırı taktikleri biçimine ilerler. 

                                 Felsefe diyaloglar

Felsefecinin durumu

1. Varlık veya kişilik :  Kişilik olarak diyaloga bedensel ve zihinsel katılımcı.

2. Tutum : Diyaloga katılma amacını kendi zihninde düşünme şekli. Zihinsel tutumun hazır olması.

3. Tavır : Diyaloga katılma amacının diyalog sırasında eyleme geçmesi, konuşması, sunması.

4. Tarz : Felsefecinin diyalogda bilgilerini sunma şekli. 

 a) Fiziksel tarz : Hızlı, yavaş konuşması, yüksek, kısık sesle konuşması, aksan, dil, anlaşılır, anlaşılmaz şekiller 

 b) Ruhsal ve Duygusal tarz : Neşeli, keyifli, dingin, yorgun, öfkeli, morali bozuk, üzgün, korkmuş, çekinik, saldırgan gibi ruhsal ve duygusal olumlu ve olumsuz şekilleri. 

           Felsefecinin diyaloga tutum olarak yaklaşma amacı

1. Bilgi sunma 

a) Literatür bilgisi, kabul edilmiş ve tekrarlanma hakkını kazanmış her türlü bilgi çeşidi.

 b) Literatürde olup olmadığı bilinmeyen felsefecinin kendi görüşü ile öne sürdüğü bilgiler.

2. Bilgi alma

3. Hem bilgi alma ve bilgi verme

4. Sadece konuşma (Bilgiyi alma, verme dışında, sadece insani bir etkinlik isteği veya ihtiyacı olarak katılma).

5. Sadece dinleme (Bilgiyi alma, verme dışında, sadece insani bir etkinlik isteği ve ihtiyacı olarak katılmak). 

             Diyaloglarda sunulan bilgilere tavır alma şekilleri 

1. Tümden Katılamama : Yorumsuz ve eleştiri olmadan.

2.  Tümden Katılma : Yorumsuz ve eleştiri olmadan.

3. Kısım, parça, bölüm gibi katılma veya katılmama : Yorumsuz ve eleştiri olmadan.

4. Eleştiri

A) Bütünsel eleştiri

1. Olumsuzlama : Yanlışlama, reddetme, kabul etmeme, 

a) Literatüre göre

b) Kendi görüşüne göre

2. Olumlu eleştiri : Doğrulama, kabul etme, onay verme

a)Literatüre göre

b) Kendi görüşüne göre

B) Parça, kısım, bölüm eleştiri

1.Olumlama :Parçaları doğrulma, kabul etme, onaylama, haklı bulma

a) Literatüre göre

b) Kendi görüşüne göre

2.Olumsuzlama : Parçaları yanlışlama, red etme, onay vermeme

a) Literatüre göre

b) Kendi görüşüne göre


Platon'un " İdealar" Felsefe kuramı üzerine Düşünceler

 Platon'un Devlet kitabındaki idealar kuramı kendi dönemindeki devlet düzeni hakkındadır. 

Döneminin toplum yaşamını tasvir etmeye çalışmış ve devlet olgusunun en üst, en alt bireylerini ve aradakileri olan bireylerini, topluluklarını anlatmak istemiştir. 

Devleti dört bölüme ayırmıştır.

1. Yönetenler

2. Görevliler 

3. Halk

4. Köleler

Kavramı köleler açısından anlatmıştır. 

Bu teze göre kölelerden birisi kölelikten kurtulursa özgürlükteki hali ile şaşkınlığa uğrayacak, köleliğin verdiği özgürlük kısıtlamasının etkilerinden yavaşça kurtulacağını ve bu hal ile yakalanıp yerine götürüldüğünde diğer kölelere anlatmasına rağmen diğer kölelerin özgürlüğe olan ümitsizliklerini kıramayacağına değinmiştir. 

Platon'un İdealar kavramı kendi dönemine aittir ve bugün kullanılması uygun değildir. 

Bugün kölelik düzeni kalmamıştır. 

Cumhuriyet ve demokrasi devlet yönetimlerinde hakim olup kölelik tarih sürecinde kaldırılmış. 

Felsefecileri bu kavramı  tekrarlamamaya davet ediyorum. 

O dönemin kendine ait ve günümüze uygulanamaz bilgilerini ait olduğu yere tarihe bırakmalıyız.

Bugün aydınlanma için kullanılsa da uygun değildir.


12 Kasım 2022 Cumartesi

Youtube Küresel Üniversitesi ve Bilgi çeşitlerinde son durum

      Günümüzde Youtube küresel bir üniversite olmuştur.

      Göze ve kulağa hitap eden her türlü içerik barındıran videoları ile adeta görsel bir kütüphane ve arşiv niteliğe ulaşmıştır. 

      Bu üniversite de her konuda bilgi alabiliyoruz.

1. Gündelik yaşam : 

      En çok içerik ve bilgi konusunda bulunmaktadır. Doğal olarak. 

     Toplum ve bireyin günlük yirmi dört saati evde, yolda, işyerinde, okulda, diğer iç ve dış mekanlarda, bir çok etkinlikte temel ihtiyaçlarını karşılama ve ilişkiler kurma yönünden yaşamaktadır. 

     En fazla bilginin gündelik yaşama ait olduğunu ve youtube üniversitesinde en çok bu bilgilere ait içerik olduğunu söyleyebiliriz.

    En fazla bilgi ve içerik sunma gündelik birey ve toplum yaşantısına ait olması doğaldır.

2. Bilimsel ve teknolojik bilgi :

    Gündelik bilgiden sonra sırayı ikinci olarak en çok gündem de olan kullanılan, bağlantı da bulunan bilimsel ve teknolojik bilgiler ile araç ve gereçleridir.

    Teknoloji gündelik yaşamı kolaylaştırması yönünden  ikinci sırayı hak etmektedir. Evlerde, yollarda, işlerde, okullarda, diğer iç ve dış mekanlarda, etkinliklerde temel ihtiyaçların karşılanmasında ve ilişkilerde teknolojik araç ve gereçleri kullanıyoruz. 

   Teknolojik araç ve gereçlere ait bilgiler bilimden geliyor. Teknoloji günlük yaşamın kullanımında, arka planda ise bilimin bilgisindedir.

   Teknoloji kullanım bilgisi de gündelik yaşam içinde büyük bir yer tutmaktadır. Araba kullanma, uçak kullanma, mutfak robotu, bilgisayarı kullanma, telefon kullanma gibi tüm kullanma bilgilerini gelin teknolojik bilgi olarak kullanalım. 

   Dolayısı ile teknolojik bilgi ile bilim bilgisi beraber de anılabilir. Bilim bilgisini teorik, teknoloji bilgisini pratik olarak ele alabiliriz. Bilim teknolojinin içinde kalmış ve ona hizmet eder olmuştur. Fakat bilim kendi varlığını akademilerde, Ar-ge çalışmalarında, Laboratuvarlarda haliyle kamunun ulaşamayacağı ancak oralara bir eğitimle ulaşacağı yerlerdedir. Yani bilim gizlidir. Bilgi sonuçları özenle ve itina ile topluma sunulmaktadır. Akademide sadece eğitim olarak dar ve temel bilgiler çerçevesinde kamuya sunulmuştur. Akademi gibi eğitim kurumları bilimsel bilgi ve teknoloji kullanımın görünen ilk ve az kısmıdır. Artık temsil olmaktan ve meslekler trafiğini yönetmekten sorumlu gibi durmaktadır. Youtube popüler bilim (Bilimin kısa, özet ve eğlenceli hali) de ilgi görmektedir. Yeni ve önemli bilgiler kamuya popüler olarak sunulmaktadır ve ilgi duyulması da doğal bir süreçtir. 

3. Sanat Bilgisi 

   Youtube üniversitesinde sanata ait en çok müzik ve sinema dalına ilgi bulunmaktadır. Diğer sanat dalları da ilgi duyulabilir hale gelme olanağı artacaktır. Sanat tüm tarihi boyunca ilk kez topluma bu kadar yakın olmuştur. Toplumun her kesiminin istediği sanata ulaşma olanağı internet ve Youtube kadar hızlı ve kolay olmamıştır.

3. Edebiyat Bilgisi

    Roman, hikaye, şiir gibi bir çok edebiyat eserleri de youtube üniversitesinde artış ve sunuş halindedir.

4. Din Bilgisi

    Her türlü dini bilgi ve sunumu da Youtube Üniversitesinde bulunmaktadır.

5. Felsefe Bilgisi

   Geldik benim de ilgilendiğim felsefe bilgisi alanına. Felsefe bilgileri de Youtube üniversitesinde artmakta ve toplum tarafından sanat, edebiyat ile aynı paralelde ilgi duyulmaktadır.

Sonuç: 

Youtube Üniversitesindeki en fazla konu gündelik yaşama ait olup bu doğal olarak birey ve toplumun yaşaması ile ilgidir. Gündelik bilgi yaşam bilgisidir ve insan yaşamı için en temel bilgidir.

 Gündelik yaşama hizmet eden diğer tüm bilgiler katkıları ile doğrudan öncelikli sıraya yerleşmektedirler. 

Şimdi gündelik yaşama katkısı olan bilgileri bu tespitimize göre şöyle sıralayabiliriz.

1. Teknoloji kullanım bilgisi

2. Felsefe bilgisi [ Modern Devlet, Adalet, Etik ve Bilginin bilgisi (Bilgelik veya filozofluk bilgisi)]. 

3. Din bilgisi (Kadim tarihi devlet, adalet ve ahlak bilgisi)

4. Bilim bilgisi

5. Sanat bilgisi

6. Edebiyat bilgisi


Şimdi ise bilgileri insan türü açısından bütünsel açıdan sıralamayı yapalım.

1. Bütünsel bilgiler

a) Din Bilgisi

b ) Felsefe Bilgisi 

2. Parça bilgiler

a) Bilim bilgisi

b) Teknoloji kullanım bilgisi

c) Sanat bilgisi

d) Edebiyat bilgisi


Şimdi Bilgilerin birbirine bağlanması ve birbirinin devamı açısından sıralayalım.

Din Bilgisinden çıkan yeni bilgiler

1 Edebiyat Bilgisi

2. Sanat bilgisi

3.Felsefe bilgisi

4. Bilim bilgisi

Felsefe bilgisinden çıkan yeni bilgiler

1. Etik Bilgisi ( Adalet ve devlet bilgileri başta olmak üzere)

2. Bilim Bilgisi

Birbiri ile bağlantılı bilgiler sıralaması

1. Din - Edebiyat

2. Edebiyat - Sanat

3. Felsefe - Bilim

4. Bilim- Teknoloji






10 Kasım 2022 Perşembe

Yeni çağda Felsefenin yeniden inşası ve merkez arayışı

 Felsefe somut bir merkezini aramaktadır.

Bir bina denilince ne anlıyoruz. Mimarlık mı. Yoksa bir konut mu.

Cami dersek dini bir konu olur

akademi dersek de bilim

O halde felsefe için hangi bina veya kurumu öne çıkarmalı ve onu savunmalıyız.

Bu önümüzdeki duran bir konudur.

Felsefeye bir mekan bulmalıyız. Dinin ve bilimin merkezi yerleri olması yönünden felsefe için hangi mekanları düşünebiliriz.

İlk akla gelen insan zihni demek olacaktır. Fakat bilimi ve dini de işin içine katmış oluruz ve somut bir ayırıma gitmemiş oluruz.

O halde düşünelim ve bunu bulmaya çalışalım

Felsefenin merkezi nasıl bir somut karşılığı olabilir. 

Diğer alanların içine alırsak felsefe bir araç olmaktan öte gelişemez. 

Bir metot ve bir araç durumundan çıkamaz o nedenle bizler felsefeyi kendine özgü ve bağımsız duyular ile algılanır bir halde somut olarak işaret edebileceğimiz ve hayalimizde sabitleyeceğimiz bir kurum veya alan olarak ortaya koyabilmeliyiz.

Biz felsefeye gönül vermiş ve bu alanı geliştirmeye çalışanlar olarak felsefe konusunda ilk yapmamız gereken bu amaçtır. 

Temellerinden başlayacağımız yeni ve çağdaş felsefe böyle gelişecektir. 

Bilim ve teknolojinin üstünde bir şeyler söylemek gerektiği zamana böyle bir merkez kendinin ortaya çıkardığı savları savunma olağanı yakalamış ve düşünce kuruluşları ve ülke yönetim taktiksel plan uzmanlarının yani mikro filozofların üstünde bir felsefe yapabilmenin en doğru yöntemi felsefe merkezi olarak çalışmalar yürütmektir.

Felsefe derneği mi

Felsefe youtube kanalı veya yayını mı 

Yoksa bir internet sitesi mi. 

Bir akademi içinde mi, yoksa özel ve gizli bir konutta toplantılar mı. 

Nerede ve nasıl düşünürsek düşünelim böyle bir merkeze ihtiyacı bulunmaktadır felsefe.

Felsefeye bir merkez bulunmalı bizim tarafımızdan bu merkez öyle bir yer olmalı ki o merkezi herkes dikkate almalı ve fikirlerini değerlendirebilmeli bir okul mu bu okul ise nasıl bir okul olacak

Günümüz kelime ve kavramlar ile bu merkezin adın ne olacak ve mekan algısını nasıl oluşturmalıyız

Bu gibi temelleri yapmadan felsefe sürekli rüzgar gibi zihinlerde savrulup esecek ve onu duyumsayanlar kendilerine aldıkları pay oranında onu değerlendirebileceklerdir. 

Bir cahil duyduğunda " Felsefe, edebiyat yapma" diyecek. 

Başka bir ukala Sen artist misin diyecek" 

Başka birisi "Benim felsefem en doğrusu ve en geçerlidir diyecek ama felsefesinin temellendirmesini de yapamayacak" 

Kimisi " Felsefeyi kabul ediyorum ama merkezini ve temsilini kabul etmiyorum diyecek ve olmamalı diyecek"

Celal bey gibi uzman bir bilim insanı " Arkadaşlar felsefeyi ve dini bırakın bilime ve onun bilgisine gelin " diyerek hem felsefeyi hem de dini eleştiriye tutacak.

Türkiye felsefe kurumu mu olmalı felsefe merkezi neresi olmalı buna karar vermeliyiz temelde ve o merkezin gelişmesi için çaba harcamamız felsefe severler olarak anlamlı ve mantıklı bir çaba göstermemiz olur. 

Felsefenin temellerinden başlayan ve devam eden bir süreç bizlere bir çok olanak verir somut amaçlar ve hedefler ortaya çıkarır. 

Bunları düşünmeliyiz.

..........



8 Kasım 2022 Salı

Filozof ve Felsefeci Olma Aşamaları (Felsefe Düşünme ve Eylem Aşamaları )



Felsefeci ve Filozof olma aşamaları

Batıda felsefenin gelişimi bilimlerin ilerlemesi karşısında din olguların sabitlenmesi gibi sürece girmiştir geçtiğimiz yüzyılda. 

Bilim uzantısı teknoloji ile çok hızlı ilerleme kaydetmiş, insan ve toplum yaşantılarının faydasına olacak şekilde  her alanda söz sahibi olmuş ekonomi ve yönetim alanları ile sıkı bir birliktelik içinde hedeflerini, gelecek öngörülerini hazırlamış, uygulamış ve hala uygulamaktadır. 

Din alanın sakinleşmesi ve bu süreci zorunlu olarak kabul etmesi yanında felsefe deki yavaş ve uzun döneme yayılan çalışma ve eserlerinin bilim ve teknolojinin hedefi konusunda bir araç haline getirme çalışmalarına başlanmış ve onu bilimin bir nesnesi ve metodu haline indirgeme kararına varılmış ve hala bu uygulamada her bilim alanında eğitim almış bilim insanlarına filozof ünvanı almasıyla dahil etmiştir.  

Batı bilimin gelişmesi ile tarihi ve kadim filozof veya bilge ünvanının bilimsel alanda eğitim alan herkese ve bu alanlarda uzmanlaşan herkese bu ünvanı dağıtır olmuştur. 

Filozof kimliklerin kolay ortaya çıkmaması ve uzun sürede bir ortaya çıkması felsefenin amaç konumundan bilimin aracı konumuna indirgenmesini engelleyememiştir. 

Bilim ve teknolojinin geçen yüzyılda başlayan ve hala devam eden filozof olgusunun boşluğunu doldurmak adına arge birimleri ve düşünce kuruluşları gibi bir çok çalışmalar bulunmakla birlikte ortaya atılan bu filozof yerine birlik ve kurumsal çalışmaların hedefi bilim teknoloji, ekonomi, yönetim, ülkesel gibi dar ve belli alanlara hizmet nedeniyle filozof olgusunun karşılığını tam olarak verememekte ve bireylerin yaşamına yönelik anlam ve amaç konularında ışık tutamamaktadır. 

Günümüzde bu nedenledir ki bilimin bir çok alanında bir kaç dalında eğitimle hem iş olanağı yanında bilinç altından kadim filozof arayış çalışmasına yönelmektedir. 

Bu aradaki boşluğu ise uzak doğunun duygu ve akıl karışımı adeta yumak olmuş ve düzenlenemeyen mistik felsefesi doldurmayla yetinmektedir.  

Felsefe fakülteleri tarihsel akışı içinden çıkarılıp ana bilim dalından ara bilim dalına indirgenmiştir. 

Ülkemizde ilahiyat fakülteleri mevcut yönetimlerin desteği ile başlı başına birim haline getirilmesi desteklenmiş olup tarihi misyon çerçevesinde bir yol izlendiği gözlenmektedir. 

Ülkemizin cumhuriyet misyonu çerçevesinde ise bilim ve teknoloji ön planda tutulması amaçlanmış olup ilerleyen süreçte felsefe fakülteleri de kendi ana kimliklerine ulaşması bilim ve teknolojinin ana konularını tamamlanması sonucunda bir zorunluluk haline geleceğini tahmin edebiliriz.

Batının filozof olgusuna yaklaşımı akademi içinde kürsü ve bir alan olgusundan teknoloji ve onun ilerlemesi hedefinin bir aracı olarak her bilim alanın bir parçası halinde mikro hale getirilmiştir. 

Ortadoğu ve Akdeniz kadim uygarlığının filozof olgusu ile şu an ki batının filozof anlayışı bilim ve teknoloji olgusunda ayrılmıştır. 

Biz biliyoruz ki ülkemizin de içinde yer aldığı dünyanın ilk filozoflarının çıktığı bu mekanlarda yeni filozofların ortaya çıkma ve bilim ve teknolojinin gelişimi üstünde bilgiler verebilme, insanlığın, küreselleşmenin yeni yönleri hakkında tezler ileri sürebilme, tarihi değerlendirebilme, günlük yaşayış hakkında doğru, gerçek olay ve olgular hakkında bilgiler ortaya koyabilme olanağı bulunmaktadır. 

Bilgiye ve bilginin gelişmesine olan sevgisi ile başlayan ve ilerleyen süreçte öğrendiği tüm bilgilerden önce kendi yaşamını düzenleyen ve sonra diğer insan, toplum ve kurumlara sunan, kendisinin keşfettiği doğru, gerçek bilgilerinin insanlığın ortak amacına göre şekillendiren tarafsız, sistemin getirdiği yöneltmelerin, etkilerin üstünde kalan, toplumun tarihsel erdem saydığı, günümüz de ve gelecekte de var olmaya devam edecek temel gelenek, görenek, ahlak, edep, usul ve kuralları önemseyen, bütün bu olguların kendi yaşamında da uygulayan örnek bir bilgenin bilgeliğin ana dalı felsefe de bu bilgeliğini ortaya koymuş filozof her zaman olacaktır. 

Hatta günümüzde de olduğu halde icatlar, hareketli gündemler ve küreselleşmenin hızla ilerleyen gürültüsü ve kalabalık hali nedeniyle onlara gerektiği değerinin verilmediğini, verilmek için bir an bile durulamadığını tahmin edebiliriz. 

Filozof koşan bir insana bilgi veremez ki, günlük koşuşturma halinde olan birey ve toplumların durup konuşma yapan bir filozofu dinlemeleri zordur. Filozof ta böyle bir ortamda bilgisini ve öğretilerini sunmak istemez. 

En iyi davranış şekli filozofun bir eser halinde bilgisini sunması ve yazıya dökmesidir. İnternette ve raflarda bekleyen o felsefeye ait tüm bilgiler bekler ve sırası gelince de ortaya çıkar. 

Bu gelişmeyi ne filozof yönetebilir ne de birey ve toplumlar. 

Gündemi meşgul edenlerin bir planları vardır ve o uygulanmaktadır. 

Birey ve toplum o planları izler. Onları kullanır, sever, ilgilenir. 

Geçim ve yaşama için gereklidir tüm ilgi alanında olanlar. 

Sistem üretici ve yöneticilerinde planları bulunmaktadır. Fakat bu planlar sıkça özel bazen insanlığın ilerlemesi içindir. 

Toplumların gelişiminin hızı bu sistem üreticilerin ve yöneticilerin planları ile yavaşlar veya gerçek hızına yönelir. 

Bu planların yavaşlatma amacı daha fazladır. Çünkü sürece üretmek ve onu yönetmek adına hız yavaş olmalıdır. 

Birey ve toplumların ilerlemesi hızlı olursa üreteni de yöneteni de eler ve yenilerini öne çıkarır. Bunu bilen üreten ve yöneten bu sürecin hızını yavaşlatma amacına girer. 

İşte küreselleşme hızı ile yavaşlatma amacı burada çelişik olur ve akıla mantığa aykırı bir çok olgu ortaya çıkar ve buna postmodernizim adını koyanlar bu süreci sezenler fakat tam olarak açıklayamayanladır. 

Ortaya atarlar ve kırk akıllı çıkarmaya uğraşır. Tespit doğru, ama içeriği tam değildir. 

Öyle olunca bin bir alandan parça veya mikro filozoflar her türlü tahmini yaparlar. 

Ve bir konu hakkında birlik sağlanamaz onlarca yorum ortaya çıkar. 

Belki de bu süreç küreselleşmenin bizlere sunduğu devasa bir bakış açısı da olabilir, bu devasa konunun sentezini bir filozofa yüklemek de erken olabilir. 

Böyle bir durumda ortalık toz duman, gündem karışık bir geçiş aşmasında olduğumuzu söyleyebiliriz. 

Bu süreç için her alanın uzmanları tarafından tezler ortaya atılıp karşı tezler de gelince hızla senteze doğru ilerleme olanağı oluşacaktır. 

Ve ulaşılan sentezler ortalıkta görünmeyen filozofu ortaya çıkaracaktır. 

Ulaşılan sentezlerin daha önce yapıldığını fakat ortalık toz duman ve hızla hareket halinde iken görülmediği fark edilecektir. 

Büyük sentezin kaynağında bekleyen filozof gülümsemektedir ve hoş geldiniz diyecek birilerini aramaktadır. 

Diyojen'in el feneri ile " Günlük geçim ve koşuşturmalardan arınmış temel özelliği ile düşünen ve erdemli insan arıyorum" dediği gibi.  

İşte bu sürece filozof ve felsefeci olarak katılmaya gönüllü kişilere, gençlere kendimce ortaya çıkardığım aşama ve ilerleme şemasını sunmak istiyorum. Bu süreci keyifli ve entellektüel bir şekilde aşmakta olanaklı, sabır, azim ve çalışma ile de ilerlemek de olanaklıdır. İnsan özelliği olarak düşünme, eyleme ve her konuda fikir geliştirme temel niteliğimizden olduğu için bu aşamalar her birey için uygundur, tavsiye edilebilir.  

1. Bilgi öğrenmek

Her konuda bilgiyi merak, genel kültür, günlük yaşam için ve her türlü bilgi edinmeyi sevmek ve bu bilgileri kabul etmek ve bu bilgilere ek olarak felsefe temel bilgilerini ve tarihini öğrenmesi. 

a) Felsefe evrensel ve güzel sözlerini benimsemek ve onlar hakkında izlenim edinmek. 

b) Felsefe temel bilgilerini ve tarihini genel olarak öğrenmek.

   1. Anlatmak için öğrenmez, bilgi edinmek ve düşünmek için öğrenir. Ezberlemez.

   2. Anlatmak için öğrenir ve bazen ezberler. Felsefe öğretmeni ve tarihçisi olma amacı vardır.

c) Felsefe tarihini tarihsel sıralama ile ve filozofların ortaya koydukları bilgilerin odak noktalarını, fikirlerini, görüşleri hakkında bilgileri öğrenmek. Filozofların fikirleri ile birbirleri ile zıtlık, aynılıkları, farklılıkları konularda bilgi ve fikir geliştirmek.

d) Felsefe hakkında edinilen her bilgiyi argüman ve tez olarak tarafsız olarak öğrenmek. Felsefe bilgilerini ön yargısız olarak ilk bilgilerini bilgi öğrenme adına öğrenmek. 

2. Bilgileri Sorgulamak

Felsefeyi öğrenmiş kişi olarak felsefe bilgilerin ve felsefe tarihi bakımında birbiri ile karşılaştırılması, tarihteki filozofların yaşamları ile ortaya koyduğu bilgilerin bağlantısını ve etkilendikleri diğer filozoflar ile bağlantıları üzerine düşünmek ve araştırmak. 

Bu karşılaştırmalar sonunda felsefeci günümüz şartlarından edindiği son bilgiler ve tecrübe ile yaşadıkları üzerinden önceki felsefe bilgilerini karşılaştırır. 

Kendince veya diğer felsefeciler ile yeni tespit, saptama ve tez oluşturmaya başlar. 

Düşünür, monolog, diyalog yapar. Felsefeci olarak duygularından arınır, akıl yürütme ve karşı savları önemseme aşamasına ilerler. 

Felsefe yapma usullerini geliştirir. 

Retorikten diyalektiğe geçiş yapar ve orada kalmaya çalışır. 

Retorikteki duygusal ve kendi açılı bilgilerden, saf akıl, nesnel, evrensel, herkesin kabul edebileceği, ikna ile değil kanıt niteliğinde argümanlarını geliştirir. 

İnatla, zorla fikirlerini kabul ısrarında olmaz. Bilgilerini isteyen zihinlere verir ve onlardan alır. Her diyalogu bilgi veya usul yönünden antlaşma ile bitirmeye çalışır. Argo, hakaret, tartışmada kısırdöngü, olumsuz tekrar, kişilik özelliklerinden diyalog kurmaz. 

Felsefe konularının dışına çıkışı fark eder ve ana konuyu her zaman dikkate alır sapmaları usul hatalarına dikkat eder. Diyalog sonunda yeni fikir ve yeni araştırılacak konuları fark etmeye, olumlu tekrar etmeye çalışarak sonuç çıkarmaya çalışır. 

Diyaloglarda konuştuklarını ve dinlediklerinin tekrarını yapar hatalarını, karşı sav doğru fikirlerini değerlendirir. Tüm gerekli bilgileri tekrar etmekten yeri ve konuya göre ele almaktan bıkmaz. 

Sonraki düşünme ve diyaloglar için ilke ve kurallar belirler. Erdemli dengeli ve seviyeli olarak dünya görüşü ve ilkelerini geliştirmeye çalışır. 

Vicdan (toplumsal vefa içgüdüsü) ile hareket eder. Kişilik özelliklerini değerlendirerek yanlışlarını yapmamaya doğru ve iyi eylemlerini devam ettirmeye çalışır. 

Empati ve kendinde olma hallerini sürekli hale getirir. Duygularını yaşar fakat ilişkilerinde olumsuz etki yapmalarını engeller. 

Sorunlarının olumsuz yönünü ilişkilerine yansıtmaktan kaçınır. Sır olmayanları paylaşır. Beyaz yalan dışında yalandan kaçınır. 

Sözünü tutmak gibi bir çok tarihi ve güncel usul, edep ve kurala uyar, dolayısı ile  erdemli ve bilge tutumunu geliştirmeye çalışır. (Kişilik üzerine yorumlar filozof veya bilge adayları için örnek davranış şekilleridir. Felsefeyi mesleki açıdan görenlerin de ilgisini çekebilir.)  

3. Felsefeci kendi dünya görüşü hakkında ve felsefeden aldığı bilgiler ve onları sorgulamaları ile kendine ait ana fikirler oluşturur. Bu görüşler önce kısım kısım, parça parça olabilir. Fakat ilerleyen süreçte bu bütün sahip olduğu bilgilerin birleşimi ile bütünsel bir dünya görüşü oluşturur. 

Bu bölüme kadar felsefeci ile filozof aynı çalışma şeklindedir. 

Felsefesini yaşamına uyarlayan filozof olarak yoluna devam eder. 

Felsefeci bu işi bir meslek olarak yapar ve bu da değerli bir iştir. 

Felsefecinin özel hayatı sorguya çekilemez çünkü bu alandaki bilgisi onu öğretmek üzerinedir. 

Fakat bir filozof bilgi ve ilkeleri ile var olma amacına girer. Bilgisine göre yaşar ve bu değerler izinde devam eder. 

Dördüncü aşama filozofun ilerleme aşamasıdır.

4. Felsefeci kendi oluşturduğu bütünsel bir dünya görüşünü çevresine sunar. Ve geri bildirimleri alır. Felsefeci dünya görüşüne göre yaşamını düzenlemeye çalışır. Hem yaşar hem de bu konularında ilke ve kurallarını geliştirir. Dünya görüşü ile yaşamını yakınlaştırma çalışmaları yapar. Emin ve kesin olmamakla birlikte hatalarını kabul eder dünya görüşünün esnek ve değişime açık şeklinde ilerletir. Edindiği yeni bilgiler ve aldığı geri bildirim halindeki düşünce ve eylemleri  kendi dünya görüşü süzgecinden geçirir karşılaştırır doğruları kabul eder ve gerekli olanları benimser yanlışlarla uğraşmaktansa onları bırakır geçici olarak. Buradaki amaç dünya görüşünün bütünsel ve doğru olarak ilerlemesini sürdürmektir. 

5. Felsefeci bu aşamada artık dünya görüşünün dördüncü aşamadan sonra kesinlik ve netlik sağlamaya başlar. Bu aşama artık bilgileri ile yaşamasını birlikte ilerlemesi halidir. Dünya görüşünün ışığında karşılaştığı olay, olgu ve yeni bilgilere karşı diyalektik yapar. Doğru ve yanlışları düşüncesinde fark eder uygun bir şekilde dışa vurur. Önce kendi düşüncesinde netleştirir sonra dışarı uygun şekil ve şartlarda sunar. Yaşantıları sırasında ilişkilerden, söz, yazı, etkinlikler ve olayları kendi dünya düşüncesi ışığında değerlendirirken yeni fikirlere ulaşma olanağı artar. 

6. Felsefeci artık Filozof olmuştur. Ömrü boyunca birinci ve beşinci bölümler arası edindiği yeni bilgiler ve tecrübe ettiği tüm yaşantıları aşamalardan geçirerek bu aşamada sonuçlandırır. Bilinçli düşünür ve bilinçli yaşar. Yeni teori, tez ortaya koyar, sunar ve çevresini aydınlatır. Kendine, toplumlara, insanlığa ve doğaya karşı bilgileriyle sorumludur.

Bilinçli zihnin (düşüncenin) mekan ve zaman algısı


Felsefe Tarihine bakış tarzlarına eleştiriler

 Felsefe tarihinde bir çok olgu ve fikirler filozofların kronolojik olarak verilmesi, tarihin ilerleme özelliğine işaret etmesi bakımından doğru ve anlaşılır kabul edilebilmektedir. 

Fakat tarihin gerçekliğinde bu sıralama üstü ve kronolojik olarak ilerlemez. Her fikrin ve olgunun gelişimi tarihin nizami düzenine göre ilerler tezi bence doğru değildir. 

Felsefe tarihini Sokrat öncesi ve Sokrat sonrası diye ayırmak felsefeyi basite alma girişimleridir. Felsefe öğrenecek kişilere paket menü şeklinde sunma telaşı gerçek gelişimleri daha doğru analiz etmeyi geciktirmekte ve hatta "bu paketi yedik doyduk sırada ne var " tembelliğine itme olasılığını arttırmaktadır.

Ahmet Arslan ve Dücane Cündioğlu gibi felsefe alanında belli birikime sahip bir çok düşünür ve felsefecinin bu paketlere öğretme amacıyla dört elle sarılması onların bu paket bilgilerin tekrar gözden geçirilmesini ve tekrar ele alıp sorgulamasını zorlaştırmaktadır. 

Örneğin felsefe'nin mitos- logos ayrımında yani Din - Bilim ikileminde bazı eleştirilecek noktalara değinebiliriz. 

Mitoloji'de tamamiyle duygu hakim bir tutum bulunmaktadır. Mitolojide akıl sadece bu duygu ve tutumların aracı olarak kullanılır. Tanrıların gücünden,  kızdığında, sevindiğinde yaptığı büyük etkilerden bahsedilir. Kıskançlık, ihanet ve üzüntü doludur mitoloji. Adeta bugünkü ülkemizdeki dizilerini hatırlatmaktadır. Güç gösterileri, rekabet, aldatma, yalan söyleme, gizem ve nasıl süreceğine dair merak oluşturma gibi duyguların güdümündeki her konu dizilerde yer almaktadır. 

Mitolojiden logosa geçiş aşaması felsefe tarihinde duygudan akıla geçiş olduğunu da söyleyebiliriz. Bu daha mantıklı ve yerinde olacaktır. Bilimi ancak felsefe tarihinde duygudan akıla geçiş süreciyle dininde bilime geçiş olgusunun dışında tutabiliriz. Dinden bileme geçmenin aracı halinde görülen ve öyle öğretilen felsefe kendi gelişimini yavaşlatmaktadır. 

Dolayısı ile felsefe hem bilimin hem dinin kullanma aracı imişçesine bir algı günümüze kadar gelmiş, biz felsefeciler başta kendi aramızda sonra felsefeye ilgi duyan ve felsefe öğretiminde son olarak da halka karşı felsefenin ne olduğun anlatmakta zorluk çekmemize neden olmaktadır. 

Felsefeye bakıştaki yanlış algı bilim, din, sanat ve uzmanlık alanlarının aracı halinde konumundan kendine ait belli ilke ve kuralları olan başlı başına bir düşünme ve fikir geliştirme bilgelik alanı olduğunu ve her insanın bu alan için doğal yetisi bulunduğu gibi bir çok bilginin öne çıkarılması gerekmektedir.    

Felsefeyi din ve bilim ile zıtlık içine almak isteyen, onların argümanlarını kullanma kolaycılığına kaçmak felsefeye fayda vermez. 

Felsefinin insanlık kültüründe rakibi ve onun anti tezi ancak kendi olabilir. 

Felsefeyi geliştirmek adına ve onu kullanın ilerleme sağlaması amacında felsefeyi bilim ve din olguları ile karşı karşıya getirmek ve felsefenin ilerlemesinde antitez olarak bilim, din, sanat ve teknolojiyi almak hiç de felsefenin doğal ilerleyişine hizmet etmemektedir. 

Presoktatik dönem veya Sokrates'ten öncesi ve sonrası felsefe diye ayrımlar manidardır. Düşüncenin tarih boyunca gelişiminin takibi gerekçe gösterilerek milattan önce ve milattan sonra gibi başka bir olguya gönderme yapma amacıyla felsefe tarihini ele almak dindar bir felsefecinin felsefe tarihine bakışında bilim şemaları ve dini olgularıyla kıyas, benzetme yapmaya çalışması oturduğu ağaç dalını fark etmeden kesmeye benzemektedir. 

Sonuç : 

1. Felsefe Tarihinde paket bilgilerimizi gözden geçirmeliyiz. Örneğin; Mitos - Logos (din- bilim) zıtlığı, aşaması, ikilemi felsefe tarihini anlatmak, sunmak açısından sorunlar içermektedir. 

Felsefe için biz felsefecilerin bu olguya duygu- akıl zıtlığı, aşaması ve ikilemi olarak bakmayı tavsiye etmekteyim. 

Biz felsefeciler bilim ve dinin maçında hakem değiliz. 

Felsefecilerin kendi stadyumunda felsefe takımlarının birbiri ile maçları dururken bir futbolcunun veya futbol hakeminin gidip de voleybol veya basketbol maçında oynaması veya hakemlik yapması düşünülemez.  

2. Felsefe Tarihini dönem ayırmalarını bilim ve din olgusunun şemalarına göre yapmamalıyız. Felsefeye ait ve onun temellerine hizmet eden tarzda düşüncenin gelişimi ve ilerlemesi hakkında dönemsel ve büyük değişimsel saptama ve tespitler yapmaya çalışmalıyız. Örnek; Presokratik, Sokrat öncesi ve sonrası gibi İsa'dan önce İsa'dan sonra veya bilim takvim uygulaması olan milattan önce veya milattan sonra gibi hazır, kolay olarak ele alınan fakat bilim ve dinin argümanlarını felsefe tarihine taşıyan ve bunu sunma kolaylığına girmek sorunludur. 

Biz felsefeciler felsefe tarihindeki düşünme sürecinin dönem değişimlerini ve dönüşümlerini felsefe açısından yaklaşmalı din ve bilim yöntem ve tarzlarını kullanma kolaylığına girmemeliyiz.

Başta felsefecileri sonra felsefe tarihi öğrenenleri felsefe açısından  sorun içeren bu konulara karşı duyarlı ve uyanık olmaya davet ediyor ve dikkatli olmaya çağırıyorum.

Felsefe ile ilgilenen her meslek ve zihin şu an felsefeye kalp masajı yaparak, ameliyathanede onu ameliyat ederek hayatta tutmaya çalışan hekim niteliğindedir. 

" Felsefe Öldü " Diyemeyiz fakat onun zihinler dışında bir yerlere hapsedildiğini söyleyebiliriz. Adeta felsefe korunaklı duvarlar, dayanıklı çelik ve şifreli kasalar, ulaşılması zor dağ ve tepelerde, geçilmesi zor sınırlar içinde tutuklu ve hapis konumundadır.

Nietzsche " Tanrı öldü " derken felsefenin de gömüldüğünü itiraf etmiş midir. İncelemek gerekmektedir. 

Bende ona ithafen diyorum ki günümüzden görünen resim şu dur.

" Felsefe Gömüldü " Bunun ne zaman olduğu ve nasıl olduğu hakkında araştırma ve inceleme gerekmekte yani olay yeri inceleme ve soruşturması gerekliliği bulunmaktadır. 

Biz felsefeciler bunu araştırmalı ve ortaya çıkarmalıyız. Bununla beraber diğer insanlık kültürüne ait değerler ile savaşmamalı onlarla zıtlaşmak için değil, onları çürütme, basite alma, yok etmeye değil,  her türlü felsefe etkinliğimizi ve düşüncemizi felsefenin gömüldüğü yerden çıkarmak onu canlandırmak, kendine getirmek ve diğer alanlar ile sınırlarını oluşturmak ona belli başlı özelliklerini kazandırmak, diğer alanlar ile kendi arasında benzer ve farklı yanları saptamak ve diğer alanların insana özgü olarak haklarını vermek hatalarını tespit etmek fakat ana yolu ve hedefi olan gelişme, ilerleme ve büyüme yolunda diğer alanların omuzuna basarak çıkmaktan da kaçınmalıdır. Öyle gelişmelidir ki diğer alanların gönüllü elleriyle havaya kaldırılmalı ve örnek olarak, insana, insanca bir temel özelliğinin ana konusu olduğunu rasyonel ve diğer kabul edilebilir yöntemlerle sunmalıdır.  


Not: Bu yazı ile yeni bir fikir komik de olsa ortaya çıkmıştır. 

Felsefe - Bilim - Din olgularını spor dallarındaki örneklerini felsefenin düşünme etkinliği temelinde ;

Felsefe alanını, Dünya futbol Ligi

Bilimi, Dünya Basketbol Ligi

Din alanı ise Dünya Voleybol Ligi olarak ele alabiliriz.