İnsan zihnindeki aşamalardan bilince doğru bir yolculuk yapabiliriz. İlk insandan günümüze doğru insan zihni sürekli bir gelişim içinde olmuştur. Zihnimizi bu gelişme ışığında üç kategoride ele alabiliriz. Kategorilerden önce insan zihninin oluştuğu yerin hafıza olduğunu, hafızayla birleşik hayal gücünün olduğunu belirtelim.
1. Zeka
a. Duyusal zeka
b. Duygusal zeka
2. Akıl
3. Bilinç
İnsanlık tarihi boyunca insan olarak zihnimiz bu aşamalardan ilerlemiş görünmektedir.
İnsanın zekaya ulaşma dönemi en uzun dönem olmuştur. Çünkü zeka gelişmesi için zaman ve mekan algısında bir gelişme gerekiyordu. İnsanın alt kategori hareketli tam bedenlenmiş tüm canlılarda ben ve mekan, ben ve orman, ben ve deniz gibi özne- nesne ayrımı sürekli değildir. Bu canlılarda özne-nesne algısı yok diyemeyiz. Gelişmemiştir diyebiliriz. Sınırlı kalmıştır. Av-avcı, tehlikeli veya tehlikesiz, yardımlaşma veya ilgisizlik gibi sınırlı ilişkiler içinde kalmıştır.
Bir ağacın içinde bulunduğu ormanı nasıl algıladığını henüz bilemiyoruz. Fakat hareketli bir canlının örneğin bir şempazenin tüm ormanı bilip orman dışından oraya memleketim demesi o an için uygun değildi. Eğer öyle olsa idi. Bulunduğu bölgesinin sınırlarındaki düşmanlarıyla yazılı veya sözlü barış yapmasını da beklerdik. (Paragraf fek: Maymun imparatorluğu Netflix)
İnsanda zekanın gelişimi ile birlikte tür algısı ve doğa algısına doğru ilerleme olmuştur. Zekanın en belirgin özelliği kendi bedenini veya varlığını tür içinde ve türle beraber doğaya karşı doğa içinde korumak ve geliştirmek üzerine olduğunu söyleyebiliriz. Zeka duyusal zeka ve duygusal zeka olarak gelişmiştir.
Zeka'nın Akıl'a Devri
Zekanın akıla devri için bir çok önemli insanlık gelişim zamanlarını verebiliriz. Beraber yaşayan tür üyelerinin artması ile olduğu ortadadır. Ateş kullanma, madenleri kullanma, tarıma geçme ve büyük sayıda üyesi olan şehirler oluşturma ile akılın hızla gelişmeye başladığını ve günümüzde bilim ve teknoloji ile son haline geldiğini söyleyebiliriz. Peki bilinç ne durumda şu an. Bilincin nerede olduğunu şöyle açıklayabiliriz. Bilinci en iyi temsil görevini belirleyelim öncelikle. Bilincin temsil görevi felsefedir. Çünkü bilinç konusunda bilimden ve diğer bilgilerden öncedir ve büyük bir birikimi vardır.
Felsefe tarihi bilincin tarihidir.
Bilincin zaman ve mekan algısı üzerine daha önce yazılarımda değindim. Burada bu bilgilerime ek olarak yeni bilgiler eklemek istiyorum.
Bilinç bulunduğu mekanda ilgilendiği olayları veya dikkatini çeken olay ve olguları anlamlandırmak için önce hafızası ve hayal gücüyle bağlantı yapar. Ve bu bağlantıyı başardığında veya olay ve olguyu anlamlandırdığında artık o olay veya olgu bir kategoriye girmiştir. Bilinç saptadığı olay ve olgunun hangi kategoriye yerleştirdiğinde o kategori ile ilgilenen zeka veya akıla bağlantıya geçer. Onlarla ilgili olup onların konusu ise o kategorilerin detaylarını doğru ilerler. Araştırıp öğrenebileceği bir bilgi de olabilir bu kategorilerde, olamayabilir de. Bunu netleştirir. Öğrenebileceği varsa öğrenir ve olay ve olgunun bütünlüğünü tamamlar. Literatürde olay veya olgu hakkında bilgi yoksa bunun üzerine akıl ve zeka ile tekrar bağlantıya geçer ve onların işlemesini sağlar. Bilince insandaki en üst düşünme veya zihin özelliği diyebiliriz. Günümüzdeki bilimin ve teknoloji bilincin gelişmesinde ve türümüzün ortak bir bilince ulaşmaya çalışmasında çok önemli rolü bulunmakta olduğu halde bunu tamamlayacak ve sonuçlandıracak olan felsefedir. Bunu felsefenin nasıl yapacağını da sezilerimiz olmakla birlikte bunu araştırıyoruz hala. Öncelikle baskılanmış, kısıtlanmış felsefeyi hak ettiği insan yaşamındaki önemli yere getirmemiz gerekmektedir. Felsefeye "Bilinç Bilimi" de diyebiliriz. Bilinç ve onun ortaya koyduğu bilgilerdir felsefe. Bilginin bilgisini de bilinçle inceleyebiliriz.
Bilinç bir mekan zamanda bir olay ve olguyu fark ettiğinde aynı olay ve olgunun geçmiş zamandaki benzeşimini hafıza ve hayal gücünden alır ve hemen teşhis de koyabilir veya tahminlerde bulunur. Tahminlerinin doğru olup olmayacağını olay ve olgunun önem derecesine göre araştırılmasına karar verir. Dolayısı ile bu paragrafta değindiğim bilinç üç zamanı da kullanır. Geçmişi hafıza ve hayal gücü ile şimdiki zaten içinde bulunan ve geleceğe de bilinenlerinin yansıması olarak hayal gücünü kullanır. Fakat derin düşünce anında olup da zamanları gözden geçirirken sırayla yapabilir. Örneğin önce geçmiş zamana gider tek olarak sonra şimdiye gelir tek olarak sonra geleceğe gidebilir sıra önemli değildir, önemli olan olay ve olgunun sürekliği fikirlerdir. Bilinç hem şimdide hem geçmişte olamaz kaza olur. Buna trafikte iken çocukluğunu düşünmek gibi örnek verebiliriz. Evinde salonda rahatça otururken çocukluğunu düşünmek daha sorunsuz olacaktır. Geleceğe yönelmiş zihin tahminlerde bulunur geçmiş ve şimdiden aldığı bilgiler ışında. (Paragraf fek: Felsefe Konuşmaları: Fizikte ve Felsefede Zaman, Antalya Kültür Sanat, Youtube)
Akılın, Bilince Devri
Bilince akıl yakındır. Zeka bilince ulaşması için biraz gayret göstermesi ve çalışması gerekmektedir. Akıl ise bilince ulaşması için biraz yönelmesi yeterlidir. Zeka duyusal ve duygusal olarak bedenin varlığındadır. Akıl ise türü algılamaya çalışır. Bilinç ise dünya ve ötesine doğru ilerler yolu açıktır. Zekanın zamanı ve mekanı sınırlıdır. Akıl ise üç zamanı değerlendirir fakat belli konularda kendini sınırlar. Bilinç ise daha fazla bilgi, olay, olgu, zaman ve mekanla ilgilenir. Bilinç bilgide kendini sınırlamaz. Beynin nöron hücre miktarının kafatası sınırına gelmesine kadar ilerler. Bilgileri sıkıştırır (nöronları yoğunlaştırır), özetler, temsiller ve kafatasından geri besleme yani diğer uca ilerler. Bilgi yüklü nöronlar üzerine tekrar gelir bilgi güncellemesi yapar, nörona yeni bilgileri yükler. İnsanın evrim konusunda en hızlı olduğu organ beynidir. Hızla değişmekte ve gelişmektedir. Artık öyle bir hıza ulaşmıştır ki bir insan ömründe değişim ve gelişim gösterebilmektedir.
..............