22 Kasım 2011 Salı

Yine bir kış daha hüznüyle geldi

Duygularımızı tabiatın iklimsel karakterinden almışa benziyoruz. Kış soğuk haliyle tam bir hüzün, bir üzüntü halini yansıtır gibi duruyor karşımızda. Canlılık azalıp, bahar ve yazı bekleyen canlılar kış uykusuna yatıp bu soğuk hüzünün geçmesini bekliyorlar.

Dünyamızda sanki bu kışla canlıları sınıyor gibi sakin ve sessizliğe bürünüyor. " Siz canlılar bu kış kim kalacak ve varlığını koruyacak veya kim gidecek, meydandan çekilecek" der gibi " Diğer üç mevsim oynayıp zıpladınız üzerimde biraz ortalığı boş bırakın da biraz rahat edeyim" dercesine kış sessizliğini, durgunluğunu yaşatıyor sanki bizlere.

 Dünyanın kanı olan sulara ne demeli bir hareket halindeler ki yağmur, fırtına, sel halinde gürül gürül denizlere göllere yetişme telaşındalar sanki. Dünyanın dolaşım sistemini yapılandırırcasına akıp duruyorlar. Küçük dolaşım ve büyük dolaşım şeklinde.

KIŞ HÜZNÜ

Yine geldi, bir kış hüznü daha,
Yine geldi, soğuk hüzün bana,
Karanlık, soluk günler peşi sıra,
Sular hızla, toplanma telaşında.
Güneş uzakta, solmuşçasına,
Silik ve bulanık doğmuşçasına,
Canlılık azalmış kış uykusunda,
Dünya sanki bir yoklamasında.