27 Nisan 2013 Cumartesi

Kuantum Üzerine Düşünceler

Düşünce ve kuantum

Düşünce eylemi fiziksel olarak beynimizde kuantum olarak mı işliyor?

Kuantum fiziği atom altı madde ve enerjilerinin yapısını, hareketini incelemektedir.

Beynimizdeki düşünce eyleminin fiziksel gerçekleşmesinde kuantum ilkeleri etkili olabileceğini tahmin ediyorum. Kısa ve değişken yapısı, elektriksel akımı, resim, kelime ve müzik gibi bilgilerin kullanılarak düşünce haline gelmesi kuantum ilkelerle bağlantılı olabileceğini düşünüyorum.

Atom altı parçacıkları mercek ve ışıkla görmeye çalışıyoruz.. Işık tayfı inceldikçe ve mercek odağı keskinliğinde ulaşılan son noktadan sonra bilgiler artık iz ve sesler haline gelmeye başlıyor.

Madde enerjinin lokalleşmiş halidir. Genel anlamda madde enerjiyi hapsetmiş ve kısa boyut, süreli olarak kullanmaktadır.

Madde soğumuş enerjidir.

Cern'de enerjiye kütleyi kazandıran higgs bozonu bulunduğu yönünde haberler yayıldı. Türünün saptanmaya çalışıldığı haberini aldık.

Evrendeki mikro ve makro madde ve enerjilerin oluşumunu bir formülle açıklamak mümkün olabilir mi?

Olmasına olabilir ama bu formül şu an kullandığımız matematik ilkelerine sığmıyorsa veya hesaplamalarımız yetersiz kalırsa ne olacak.

Tabi ki yeni matematik teknikleri oluşturmamız gerecek. Bunun için çalışan birimler, bölümler, akademisyenler  var mı acaba?

Yeni mantık sistemi ve teknikleri gerekecektir.

Öncelikle makro ve mikronun boyutlarını yeniden ölçeklendirmekle başlayabiliriz bence.  Hala rakam üstü rakamları sıralamakta neden ısrar ediyoruz. Ortancayı 0, merkezi metre olarak neden almakta ısrar ediyoruz.

Artık hem bilimin hem de ekonominin teknik dilinde yeni düzenleme ve sadeleştirme ihtiyacı önümüzde durmaktadır. Bir atomun boyutu ile bir galaksinin boyutunu karşılaştırmasını düşündüğümüzde öyle teknik bulmalıyız ki ikisini gözümüzün önünde hayal edebilmeliyiz. İkisini birbirine bağlayanın uzun bir rakamlar zinciri olduğu tekniğine takılmamalıyız.

Bunları gerçekleştirmek için insan beyin yapısını mı zekaya uyarlayacak, yoksa kullandığı teknik araçlarını mı geliştirecek şu an buna cevap, teknik gelişimi üzerine görünüyor. Elektrik, elektronik ve bilgisayar teknikleriyle şu an cevabı vermeye çalışıyor.

Evrenin bir yumurta örneğinde olduğunu düşürsek bizler onun sıvı haliyle uğraşıyor olabiliriz  şu aşamada, dış kabuğuna ulaşmak zaman alacaktır. Kuantum ilkeleri de sıvı bölümü için geçerli olabilir. Kabukta başka bilgiler duruyor olabilir ve bizler o bilgilere klasik yöntemlerle ulaşamayacağız ortadadır.

Karanlık enerjiyi ve maddeyi şu anki tekniklerle bulabilir miyiz. Gözlemlemeye çalıştığımız uzaktaki karadeliklere ulaşmamız henüz mümkün görünmese de, karanlık madde ve enerji her yerde olabilir ona ulaşılamaz diyemeyiz. Ancak tekniğimiz ve mantığımız yetmiyor diyebiliriz şu an.

Bir de bilgimiz dahilindeki evrenin fizik kuralları sadece bulunduğumuz galaksiye ait olup olmadığından şu an emin miyiz? Doğa kanunlarının galaksiler arası farlılık göstermediği fikrine kesin ulaşabildik mi şu an. Hatta bazı kuralların aynı bazılarını ise farklı ve yeni bilgi olabileceği öngörüsünün gerçek olmadığı sonucuna varabildik mi henüz?

Bir felsefeci ile akademisyen arasındaki farklar nedir?

* Felsefeci beynindeki zeka hücresini arttırırken akademisyen teknik ve yöntemlerini arttırmaya çalışır.
* Felsefeci bilinmeyene düşüncesi ve mantığıyla hızla ulaşmaya çalışırken, akademisyen adım adım deneyleyerek ve kanıtlayarak ulaşmaya çalışır.
* Felsefeci tümden gelimi sık sık kullanır akademisyen tüme varımdadır, çoğunlukla.
* Felsefeci genel bilgiye akademisyen mesleki ve bölümsel bilgiye ulaşmaya çalışır.
Daha birçok unsurlar sayılabilir.

Hepimizin birbirimizin fikrine, mantığına, bilgisine ihtiyaç vardır.