27 Mayıs 2019 Pazartesi

Canlılık ve Evren

Biz insanlar canlılık zincirinin bir parçasıyız. Hem kırılgan hem de sınırlıyız. Canlılığın bütünü ise yeryüzünde çok sağlam bir yapı oluşturmuş görünümünde. Günlük yaşantımız bizleri meşgul etse de zihnimizin derinliklerinde canlılığın temeline ilişkin konular hep bizi farkında olmadan yoklamaktadır. Bir an dalgınlık anında gözlerimiz baktığımız yere değilde kendi zihnimizdeki düşünceleri görmeye başlayabilmektedir. Kendi halinde günlük olayları düşünmeye ve değerlendirmeyle başlayan zihnimiz kişilerden olaylara ve oradan da kavramlara doğru yolculuğuna çıkar. Sanki uyanıkken rüya görme sürecine başlamışızdır. Biz bu düşüncelere dalmışken sözünü ikinci ve daha yüksek tonla söyleyen yanımızdaki kişiye bakar ve " Ne demiştin?" diye sorarak üçüncü kez sözünü söylemesini duyarız.

Küçük canlı yapılar birleşir ve büyük vücuda dönüşürler. Bu vücudun büyüklüğünde de bir sınır olacaktır. Yeryüzü yer çekimi, basınç ve sıcaklık etkileri canlılığın gelişimini belli oranda sınırlayacaktır. Yeryüzünde her canlı merkezden çevreye fırlatılmış veya gönderilmiş birer kurye, gazeteci ve temsilci gibidir. Her iklim her arazide araştırma yapan bir kaşif gibidir her canlı. İster diğer canlıdan kaçış olsun ister ise başka bir canlıyı kovalama olsun sınırlarını her zaman genişletme hareketi kaderinde bulunmaktadır.

Evrendeki madde enerji dönüşümü canlıda da oluşmaktadır. Canlılığın arttığı bir bölgede sıcaklık artmakta ve canlılık fazlalılığını  dışarı doğru itmektedir. Canlılığın az olduğu yer ise soğukluğun olduğu yerdir. Canlılığın artması sinyalini taşımaktadır. Üre çoğal ve rekabet et temelindeki canlılığın bulunduğu her ortamda kimyasal maddeleri ve iklimi kendi bu temel amacının faydasına çevirmeye çalışmaktadır.

 Önce eşeysiz üreme vardı. Temeli hücre bölünmesinden gelen bu davranış canlılığın artması ile  tekrarlanan hareketin yeni bir harekete geçici aşaması olarak kendini eşeyli üremeye bıraktı. Yumurta olarak uzun bir süre çoğalma aracı oldu. Uzun süren bu aşama üremenin daha güvenli ve hızlı olması olarak memeli hale geçti. Yumurtayı dışarı çıkarmayıp içte olgunlaşmasını sağlama yöntemi gelişti. Böylelikle mekana bağlılık zayıflığı da azalmış oldu. 27.05.2019