17 Ekim 2014 Cuma

Uyku Vakti

Uyku geldi uyuma vakti,
Sessizlik, sakinlik saati,
Su müzik, rüzgar ninni,
Geceyi üstüne ört hadi.

Yaprak, otların hışırtıları,
Akan derenin şırıltıları,
Kuş, böceklerin çalgıları,
Hepsi rüyaya birer çağrı.

Göz kapakların ağırlaşır,
Yavaş yavaş kapanır,
Kulakların duymaz,
Ellerin tutmaz olur.

Ani bir ses gelir uykuna,
Dışdan içe yolculuğuna,
Başlamışsındır o anda,
Yeryüzü örtündür anla.

Toprakta sürünme sesleri,
Uzağın vahşi kükremeleri,
Çalı, dal, yaprak kırılmaları,
Karanlığın ölümcül gölgeleri.

Doğanın vahşi elçileri tükendi,
Korkulup, sakınılacaklar bitti,
Onlar artık içinde, zihnindeler,
Sende, insanda sürmekteler.

Uyku geldi, uyuma vakti,
Sessizlik, sakinlik saati,
Araç müzik, insan ninni,
İnsanlığı üstüne ört hadi.

Özkan Salman

11 Ekim 2014 Cumartesi

Halk Düşmanları

Serbest piyasa ekonomisinde bazı meslekler vardır. Dönemlere göre satışları artar ve azalır. Bir çok gıda sektörü yaz mevsiminde çalışırken kışın kepenkleri kapatır. Turizm sektörü yazları daha faal iken kışları yarı yarıya azalır.

Silah üretim ve satış sektörü ise ne zamanları faal olur. Her zaman. Neden. Çünkü her zaman alıcısı bulunmaktadır. Devletler. Devlet silah sanayisini hep baş tacı etmektedir. Diğer devletlere karşı hep koz elde etmek ister. Satışlardan büyük vergiler alır.

Savaşlar hep olmaktadır. Oldurulmaktadır.

Savaşlar olurken eski ve yeni tüm silahlar kullanılır. İnsanlar ölür. Savaş nedenleri genellikle savaşmaya değecek gerekçeler değildir. İsaril'in Filistin'e saldırısının ana amacı yeni silahların denenmesi ve tanıtımı olduğu söylentisi hiç de hafife alınacak bir iddia değildir. Teröristlere silah sağlayanlar yine silah üretici ve pazarlayanların olması şaşılacak bir durum değildir.

Savaşlar olunca insanlar ölür, yaralılar artar. Devreye ilaç sanayi girer. Silah sanayinin açtığı yolda ilaç sanayi de ilerler. Diğer art niyetli sanayiler boş durmaz, spekülatif davranışa girerler, mal ve hizmetler pahalı satılmaya başlanır.

Serbest piyasa ekonomisi tıkanınca savaş sanayi lavabodaki tıkanıklığını açarcasına devreye girer adeta kendi tabiriyle. Birliği sağlayamamış, dağınık, bağları zayıf toplum ve devletler savaşların içine sürüklenirler. Bu tıkanıklığı açmak için.

Terör birlikleri taşeron savaşçısı olup halk düşmanlarının silahı olmayı kabul etmiş zavallı insanlardan oluşur. Vahşi doğalarına dönmek ve öylece ölmeyi göze almış insanlar.

Öldür ve sıran gelince öl. Bu arada kalan yaşantında ise mağara devrine ait üstbenliğin olmadığı altbenliğin emrinde olarak her türlü kanun ve ahlak dışı eylemleri yaşa halidir, bu insanların. İnsan da denilemez adeta zombiler birliği.

Zombi filimlerinin hayal mahsülü olduğunu söylemeyiz. İşte bu terör eylemlerindeki insanları tasvir etmektedirler. Aralarındaki fark sadece hızlarında olsa gerek. Zombiler yavaş yürürken, teröristler koşuyorlar, araba ve silah kullanıyorlar.





1 Eylül 2014 Pazartesi

Arayış

Bitmeyen çığlık, haykırış,
Vahşiliğin içinden gelen,
Dillerden zihinlere geçen
Büyük uyanış, aydınlanış.

Güneşten aldık ateşi,
Taşı, sopayı, kemiği,
Avdan düşmanlardan
Erittik bronzu, demiri.

Bitkiden tohumu ekimi,
Yazıyı, müziği, resimi,
Yeryüzünden çıkardık,
Toplu yaşam erdemini.

Vahşiliği içimize hapsettik,
İnancımızla ahlakı keşfettik,
Ne doğadan ayrı ne de onla,
Arasında yaşamayı öğrendik.

Diktatör krallar, büyücüler,
Gelip geçti tarihin içinden,
Kavimler, göçler, ayrılıklar,
Her yeni silahla savaşlar.

Arıyoruz, yazıyoruz geleceği
Birlikte yaşamanın erdemini,
Barış içinde, savaş dışında,
Daha iyi bir dünya özlemini.

Özkan Salman

21 Ağustos 2014 Perşembe

Hayalindeki Aşk

Boşuna arama hayalinin aşkını,
Bulamaz alırsın hayal kırıklığını,
Varlıklı olsan taşırsın yanılgını,
Yoksul olsan yaşarsın yazgını.

Güzelini bulursun, zıttır huyları,
Huyu bulursun, zordur şartları,
Şartları bulursun, gelir şutları,
Fırtınada yüzmektir bunun adı.

Beklersin gelmez yıllar geçse,
Sen gidersin, adın olur takipte,
Anlaşılamazsın hangi niyette,
Arama kendini boş yüreklerde.

Aşk yontulmamış bir taştadır,
Çizilmeye hazır bir tuvaldedir,
Yazılmaya başlanmış flimde,
Roman, tiyatro, bir şiirdedir.

Aşkını arama yarat, sevginle,
Harika çiçeği yetiştirircesine,
Harika bir dünya istercesine,
Yüzyıl icadını keşfedercesine.

En güzel heykeli mermerinde,
En güzel resmi yap tuvalinde,
En güzel şiirini yaz sevgilinde.
Aşkını arama oluştur, eserinde.

Özkan Salman

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Cehennemden Kaçış

Kalabalıklar toplanmaya başladı,
Caddelerden meydanlara yayıldı,
Demokratik bir yönetim isteğinde,
Özgür, medeni yönetim peşinde.

Cevap baskı oldu, geri püskürtme,
Şiddetli, sert, acımasız öldürülme,
Tüm ülkeye yayıldı, ani bölünme,
Her yer dönüşmüştü kan gölüne.

Ortalık karanlık,sis,toz içinde,
Haklı, haksız karıştı birbirine,
Baba oğula, kardeş kardeşe,
Hepsi düşman oldu birdenbire.

Gözler apaçık, kulaklar dinlemede,
Zihinler bulanık,ölümü seyretmede,
Tüyler diken diken, eller tetikte,
Düşman her yerden beklenmekte.

İnsanlık yoktu artık, can pazarında,
Dünya bir izleyiciydi vahşi arenada,
Çoğu üzülürken kimileri kahkahada,
Başarı sağladılar şeytani planlarında.

Her yerinde hastalık, yara, ölüm,
Korku, öfke, kin, nefret ve zulüm,
Cehennem kapısı açılmışcasına,
Zebani, şeytan artık cirit atmakta.

Azrail olmuş insanlar, dolaşıyorlar,
Yer gök vahşet, ölüm saçıyorlar,
Ülkede kural, güvenlik kalmamış,
Halklar cehennemden kaçıyorlar.

Komşumuz aç yatarken uyuyamayız,
Acılar içinde kıvranırken seyredemeyiz,
Ölümle karşı karşıyasa bırakamayız,
Yar ve yardımcı olur aileden sayarız.

Özkan Salman

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Bilinç Geleceğe Doğru Çalışır

Bilincimizin çalışması prensibi gelecek zamanla ilgilidir. Ne yapmamız ve yapmamamız gerekli olduğu ile bilincimiz meşgul olur. Geleceğe dair planlarımız, hayallerimiz hep bilincimizle ilgilidir. Geçmiş anılır, bugün yaşanır gelecek ise bilincimizi harekete geçirir. Duyum ve duygularımız yaşadıklarımızdır. Bilincimiz ise zaman ile bağlantılıdır. Bilinçli olma hali geçmiş, şu an ve gelecek ile bağlantıda olmaktır.

Uykudan uyandığımızda bedensel refleksimizle mekana,  bilincimizle zamana bakarız. Beden yavaş, bilinç hızlıdır. Bilinç beyinde evrenin örneklemini işler.

Beden için zaman harekettir.

Bilinç için zaman plan, programdır.

Bilinç, geçmişi tecrübe edinilmiş, yaşanmış bir bilgi niteliğinde değerlendirir.

Şimdiki zaman ise fiziksel duyum ve algıların aktif olduğu yani ön planda olduğu andır.

Gelecek algımız bilincimizi etkiler.

Karamsar ve iyimser olmamız olayları değerlendirme şeklimizle ilgilidir.

Kötü olayları sürekli düşünürken iyi olayları gözden kaçırmak sağlıklı bir değerlendirme olmaz. İyi ve kötü olaylar olmaktadır. Bazen iç içe, bazen biri diğerini oluşmasına neden olarak.

Çağımızın iyiye gidip gitmediğini insanlık tarihine bakarak tahmin edebiliriz. İyi hali kötü halinden daha çoktur. İletişim, sağlık, barış, özgürlük gibi önemli olguların geçmişe göre daha iyi olduğunu ve olacağını söyleyebiliriz.

Tarihin ilerleyişi sürekli iyi olmamaktadır. Toplumların gelişmeleri de eşit düzeyde değildir. Küresel ilerleme bu farklılıkların ortak değerlerini yaratmaya devam etmektedir.

Bunu da teknoloji sağlıyor, yani bilim bilinci.

 Özkan Salman    

Miras Yedi

Karun babasından, miras aldı Harun,
Malvarlığı çok, nakit ise pek yoktu,
Satmaya başladı malları birer, birer,
Her satış, sevinen az, üzülen çoktu.

Çevresi doldu taştı, dostla, hasımla,
Çalıştı, çok iyi şeyler yaptı çabasıyla
Miras azalıp borçlar artarken yavaşça,
Daha fazla güç için pay verdi tebasına.

Çevresine ya benden ya da uzak ol,
Herşey siyah beyaz, ya hep ya hiç,
Her uyarım emir, ricam ise kanundur,
Hata, suç, yanlışlarım hep komplodur.

Halktan biriydi, öyle de kaldı locada,
İvedik izler, zübüğü okur bu hususta,
Bilgi emrinde olmalı, zihninde değil,
Hünerin imar etmek, üretmek değil.

Tarihi sever, birlik ararken ortadoğuda,
İnanç yönetiminde lider olma yolunda.
Eski geri gelmez, hayallerde olsa da,
İnanç patikası bitmez, anayol olsa da.

Emper liberal'den demokrasi gelir mi,
Elekle un, kaşıkla su, deva edilir mi,
Onay için İşçiden alıp, fakire verilir mi
Mirasyediliğe zenginlik denilebilir mi.

Özkan Salman





8 Ağustos 2014 Cuma

Doğada Çelişki Yoktur

Çelişki insan mantık, önerme ve yargılarının bir ürünüdür.

İnsanlık bir arada varlığını devam ettirebilmesi için kural, mantık ve değerler oluşturmuştur. Bu sayede doğa karşısında çaresizlik ve yok olma tehlikesini atlatmıştır, şu ana kadar.

Doğada, sayısı çoğalan canlıların ya birbirlerini yok ederek ya da kendileriyle beslenen canlıların artması yolu ile nüfus sınırlaması ortaya çıkar. Doğa arenası canlıların gladyatörce birbirine üstünlük sağlamaya çalıştığı bir ortamdır.

İnsan araç kullanarak ve bilgiyi taşıyarak. Doğanın bu nüfus planlamasının dışına çıkmıştır. İnsanla beslenerek çoğalan bir canlı çeşidi henüz ufukta gözükmüyor. Aynı türlerin birbirini yok etme şıkkı ise hala insanlık için olasılık dışı değil. İnsanla beslenip çoğalan canlı tehlikesi olmamakla birlikte insanın, insanı yok etme tehlikesi hala sürüyor.

"İnsan, insanın kurdudur." " Büyük balık, küçük balığı yer " Doğaya özgü deyimlerdir.

Birey ve toplumdaki çelişkiler her zaman olmaktadır. Biz insanların çelişki dediği her şeye doğa seçenek ve olasılık cevabını verir. İnsanın farkında olduğu ve olmadığı bir çok çelişki vardır. Söylenen ile yapılan, düşünülen ile yaşanılan, tutum ile davranılan, fikirler ile savunulanlar gibi bir çok şekilde hepimizde çelişkiler varlığını sürdürür.

Çok açık ve bariz bir şekilde kişi çelişkilerini bilerek yaşıyor ve çevresindekilerin de bunları bildiğinin farkında ise ve aynı kişide çelişkiler yumağı bir karakter halinde artış sağlıyorsa bu insanın ruh ve beden yönden sağlıklı olması çok zordur.

Çok çelişik olmak insanın yaşamasını zorlaştırır. Psikolojik olarak çevresi ile olan ilişkileri bozulur. Kanser gibi ölümcül hastalıklara açık hale gelir. Kaza, bela ve düşmanlık sarmalına maruz kalması büyük olasılık taşır.

Doğada ve evrende çelişki yoktur. Çelişkiyi, insan mantık, değer, yargı, bilgi vb. olgularıyla oluşturmuştur.

Madde ve enerji büyük boyutlarda( Newton ve izafiyet) farklı, küçük boyutlarda(kuantum) farklı mı davranıyor, bulunuyor. Bu durum biz insan mantığı için henüz bir çelişki gibi duruyor olabilir.

Bir yusufçuğun suda kurtçuk olarak yaşarken belirli bir gelişme evresinden sonra su dışında kabuğundan çıkıp uçmaya başlaması da bir çelişki midir ? Biz yusufçuğun yaşam döngüsünün tümünü öğrendiğimiz için bu çelişik olmaktan çıkar.

Madde ve enerjinin hem büyük ve yoğun haliyle hem de küçük ve seyrek halinin tüm çerçevesini belirleyene, öğrenene kadar bir çok bilinmezlik bizlere çelişik görünecektir.

Çelişki, biz insanların birlikte yaşamayı geliştirmek adına ortaya çıkardığımız, zıtlıkları ve eksiklikleri tanımlamaya yarayan bir kavramdır.

Özkan Salman


7 Ağustos 2014 Perşembe

Deniz Suyunu Kullanma Zamanı Geldi, Geçiyor

Deniz suyunda en fazla tuz olmak üzere bir çok minerallerin bulunduğunu biliyoruz. Deniz suyunu içme ve kullanma suyu haline getirmek mümkün. 

Maliyeti yüksek olmasına rağmen teknoloji ve güneşi kullanarak maliyetler çok düşürülebilir.

Deniz suyun buharlaşmasını güneşle başlatıp buharlaşan suyun teknolojik olarak toplanması su sıkıntısını gidermesini sağlayacaktır.

Deniz suyunun oluşturulacak güneş havuzlarına yönlendirilmesiyle başlanabilir. 

Havuzlarda güneş ışığı ile buharlaşma olacak incelikte bulunan deniz suyu buharı üste toplanarak temiz su kanallarına aktarılabilir.

Deniz suyundan içme ve kullanma suyu elde etmek için proje yarışmaları düzenlenebilir, üniversitelerde araştırma ve deney laboratuvarları açılabilir. Öncelikle devlet bakanlık aracılığı ile bu konuyla öncülük yapmalıdır. Özel sektöre destek vermeli ve teşvik etmelidir.

Enerji için güneş, su için deniz kullanıldığı dönemler İnsanlığın altın çağı başlamış olacaktır.

Özkan Salman



4 Ağustos 2014 Pazartesi

İnsalığın Evrene Yayılışı "Ay"dan Başlamalı

Uzaya bakıyoruz. Uçsuz bucaksız görünüyor. Ulaşabildiğimiz görüntülerde, canlı gezegenlere henüz rastlayamadık. Evrende yalnız mıyız sorusu hala evet cevap şıkkıyla duruyor. Canlı olma olasılığının fazlaca olması da.

Tekrar tekrar izlemekten sıkılmadığım ve takip ettiğim iki dizi var.

İlki Morgan Freeman'in gayet iyi sunduğu "Through the Wormhole" bilimsel belgeseli. İkincisi ise Neil deGrasse Tyson'ın sunduğu "Cosmos: a Spicetime Odyssey".

Uzay çok geniş. Yıldızlar arası mesafeyi ışık hızı ile belirtebiliyoruz. Uzaklarda canlı arama ve başka neler olduğuna dair merakımız hep sürecek.

Biz insanlar bu süre içinde küresel barışı sağlamak için işbirliği içine girmeye çalışırken, bir yandan da hızla uzaya genişleme olanağını oluşturmalıyız diğer yol olarak.

Önce "Ay"dan başlanabilir.

Ay'da öncelikle bitki yetiştirilmelidir. Ay'ın yeraltında oluşturulacak bitki, bakteri ve böcek floryası güneş ışığının kontrollü gelişini sağlayarak çoğalıp yayılabilir. Yeraltı yaşamının tüm Ay yüzey altına yayılması sonucunda dış bağlantısının oluşması kaçınılmaz bir şekilde canlılığın şartlarına uygun haline gelmesiyle sonuçlanacaktır.

Ay'ın yeraltından başlamak öncülere değerli madenlere de sahip olma hakkı verecektir. Bu kazanç da "Doğa Oluşturma" yarışını hızlandıracaktır.

Ay yeraltı doğasını oluşturma çalışmalarında robotlar kullanılabilir. Enerjisini güneşten ve ay toprağının bir maddesinden alabilecek robotlar. Birbirini tamir edebilen amaçları " Sadece Ay'ın düzenlemesi ve insanlara hazırlaması" olan robotlar.

Robotların insanın düşmanı olacağı ve kendilerini sistemin hakimi olmaya çalışacağı korkusunu yaşamak için çok uzun süre var. Önce onlar insanlık için çok çalışacaklar. Onların temel amacı asker olmak değil uzayda keşifçi olmaktır. Günlük hayatta ise lokal ve sınırlı olmalılar. Mutfak robotu gibi.

Özkan Salman


1 Ağustos 2014 Cuma

Evrensel İnsan Yaşam Projesi

Yaşama Koşullarını düzenleme, eşitleme ve paylaşma

İnsanlığın bir arada barış içinde yaşamasının bir çok yolları vardır. Tüm dünyanın kabul edebileceği yaşama amaçlarının birleştirilmesi çoğu insanın hayalidir.

Bir insanın ömür boyu sahip olmak istediği iki ana unsur vardır. Bu iki ana unsur diğer tüm ihtiyaç, istek ve mutluluğunun çekirdeğini oluşturur.

  • Edim
  • Tüketim

Edim : Hareketi temsil eder, meslek başta olmak üzere, çalışma, uğraş, ilgilenilen, sevilen her türlü edim, hareket, işi anlatır. meşgul olma, oyalanma, araştırma, keyifli veya zorunlu uğraşlar vb.

Tüketim : İnsan ihtiyaçların bireysel ve toplumsal saptanmış, belirlenmiş ortak bir anlayışla kabulllenilebilen her türlü fiziksel ve ruhsal ihtiyaçların giderilmesi.

Yeni dünya yaşayış düzeni

Yaşama Koşulları : Edim ve Tüketim unsurları.

Düzenleme : Edim ve Tüketimin her türlüsünün belirlenip, birey ve toplum için standartının oluşturulması.

Eşitleme : Oluşturulan tüm standarların zaman, fayda, değer olarak dengelenmesi, çevrilebilir olması.

Paylaşım : Edim ve tüketim standartlarının dengelenmiş bir biçimde her birey ve topluma paylaştırılması ve taksimi.

Örnekler :

Bir ülkede her türlü üretim ve hizmet unsurlarının bölgeler arasında paylaşılaması. Tarım ürünlerinin uygun arazi ve iklim şartlarına göre üretim görevi paylaştırılması.

Sanayi, teknoloji ve hizmet sektörlerinin de bölgesel paylaşımın yapılması.

Tüm meslekler puan sistemine dahil edilerek, ücret, süre ve zorluk standartlarının ışığında eşitlenmesi, dengelenmesi.

Ülkesel seviyeden küresel seviyeye karar birliği ile geçilmesi.

Evrensel İnsan Yaşam Projesi.

Yeni yaşam projelerine ihtiyacımız var. Mevcut düzenler yetersiz kalıyor.

Özkan Salman

29 Temmuz 2014 Salı

Felsefik Serbest Düşünce Esinti ve Çağrışımları -7

"Beden genişliği, düşünce boşluğu sever "

İnsan için uzayda olmak boşlukta durmaya alışmak anlamına gelir.

Yeryüzünde bulunsak bile evrenin uzayın boşluğunda bulunmaktayız.

Duygu ve düşüncelerimizin bir köşesi ve kenarı da bulunmamaktadır.

Fiziksel yapımız için boşluk düşme anlamına gelir.

Zihnimiz için ise boşluk bilmemek, sorularımızın cevaplanmaması şeklindedir.

Fiziksel yapımızın boşluğa karşı güvenlik ihtiyacı yeryüzüyle sağlanmış olmasına karşın zihinsel boşluk endişesini gidermek zordur.

Dünyaya ve içindekilere ait bir çok sorular cevaplanabilir.

Ortadoğu'daki haksız savaşlar neden oluyor ?

Ülkemizdeki politikalar nasıl ?

Dünya barışı neden sağlanamıyor ?

Küresel gelişim nasıl gidiyor ?

Kapitalizm neden tüm insanlara faydalı olamıyor, yavaş gelişiyor veya yolu saptırılıyor ?

Sosyalizm ve dini yönetim nasıl suistimal edilmeden oluşturabilir ?

Tüm bu soruların cevapları var.

Zihinsel boşluk ise cevaplayamadığımız soruları olduğu sürece devam edecektir. Tıpkı bedenimizin uzay boşluğunda bulunduğunu hissetmesi gibi.

Zihinsel boşluğun biraz olsun azaltılması mümkündür.

İlke ve prensibler.
Aşk, sevgi gibi güçlü bağlar.
Hedef ve planlar.
Kendimizle barışık olmak.
Hayatımızı anlamlandıracak iyi bir çalışma yapmak (idealler).
Mütevazi ve sakin olmak (espiri ve neşe olmalı).
Vb...



Özkan Salman

28 Temmuz 2014 Pazartesi

Arkadaşım Nasıl Olmalı ?

Arkadaşlık ilişkilerinde aşamalar

*. Giriş
Tanışma

*. Gelişme
Birlikte iletişim ve davranış devamlılığı.
Güven, sevgi ve yardımlaşma ile birliktelik sürekliliğin sağlanması.

*. Bölümlere ayrılması
İş, özel ( ortak paylaşımlar; idealler, amaçlar, keyifler, istekler).
*. İlişki ve iletişim sınırların belirlenenerek devam etmesi veya bitmesi.

Devam : Tüm iletişim ve davranış netleşir ve bir denge kurulur.
Bitiş : İletişim ve davranışlarda dengeyi bozma hali.

Görülüyor ki arkadaşlıklarda giriş, gelişme bölümleri gayet iyi giderken bölümlere ayrılma aşamasında uyum sağlama zorlaşacak bireyler birbirin tam tanıma gibi zor bir aşamasına gireceklerdir.

Giriş ve gelişme aşamları hızlı ve kabullenir olurken sınırların belirlenme aşaması uzun ve hoşgörünün azalması şeklinde görülebilir.

Bireyler istek, alışkanlık ve fikirlerinin kaynaklarına inildikçe aynı şeyleri paylaşma olasılıkları azalır. Denge kurmak için adil olma hali hataları seyiri etkileyecektir. İnsan doğasındaki bencillik, savaş ve cinsellik güdüleri ile bir denge oluşturup oluşturamaması toplum içindeki bireyin nasıl arkadaşlar edineceğini de etkilemektedir.

Grup oluşturma, gruba dahil olma, ortak ideal ve istekleri paylaşma, iş ve özel bir çok konuda yardımlaşma ve paylaşma ihtiyacı gibi nedenlerle kurulmaya çalışılan arkadaşlıklar zaman ve mekanın getirdiği ölçüde raslantısıllığı kabullenerek başladığı bir gerçektir.

Nasıl bir arkadaş istiyorum ? Sorusunu sormadan önce ben kimim, nasılım ? Sorularını cevaplamamız gerektiği ortadadır. Ben kimim sorusu günümüz eğitiminde elli veya altmış yaşlarında olmamalı. Ben nasıl bir birey olmak istiyorum sorusu ilköğretimde verilerek yüksek öğrenimle hangi mesleği seçmeliyim sorusunu da kolaylaştırmalıdır.

Toplum içinde nasıl bir birey olmayız sorusunu da bu ilköğretim aşamalarında cevaplanmalıdır.

Arkadaş seçimini zaman ve mekana bırakmak, dolayısı ile kendimizi tanımamak bizleri hep hayal kırıklıkları yaşamamıza neden olacaktır.

Buna da hepimizin bildiği gibi "kötü veya iyi tecrübe" diyoruz.



25 Temmuz 2014 Cuma

Felsefik Serbest Düşünce Esinti ve Çağrışımları -6

Bunalımları aşmak

Ortadoğu'daki kaosu her an izliyoruz, dinliyoruz ve okuyoruz. Haksızca insan katliamları, akıl ve mantığımıza uymuyor. "Böyle olmamalı, hayır istediğimiz dünya böyle olamaz "dedirtiyor.

Kanunlarımız, inançlarımız ve ahlakımız tüm bu vahşet olaylarını kabul etmemesine rağmen günü birlik seyrediyor olmamız hepimizi rahatsız etmektedir.

Binlerce yılın biriktirdiği insani değerlerin küresel olarak çiğnendiğini görmek hepimizi üzmekte, kızdırmakta ve tepkilerin artmasına yol açmakta.

Tüm insanlık tarihi boyunca benzeri çok kötü olaylar yaşandı. Günümüzde iletişim şekli ve araçları bizleri bilgilendirdiği için günü birlik öğrenir ve hatta olayları yaşarcasına hisseder olduk.

Artık bulunduğumuz çağda bireysel ilişkilerin doğasını aşarak uluslararası ülke yönetimlerin hırs, hata ve büyük günahlarının sonuçlarını görür olduk. Artık dünya küçüldü. Her ülke yönetimlerinin kapalı kapılar arkasındaki gizli plan ve proğramları ile halka söylediklerinin uyuşmadığına şahit olmaya başladık.

Bireyler arası güvensizlik yönetimlerin güven bunalımına doğru ilerlemekte.

İnsan için uzayda olmak boşlukta durmaya alışmak anlamına gelir. Yeryüzü bile bizlere sadece yerçekimi dayanağı olarak ayaklarımızın üzerinde durma olanağı tanıyor. Bizler ise bir dayanak ve tutanak arıyoruz sisler içerindeki hayat yürüyüşümüzde.

Dayanak ve tutanaklarımız neler olmalı....


Devam edecek...

19 Haziran 2014 Perşembe

Bir Adım

Erkek bir adım önde olmalı,
Yolu açılacak sıkı ormanda,
Pusulayı yorumlayacağında,
Haritaları ortaya yaydığında.

Erkek bir adım önde olmalı,
Tüm kapıların açılacağında,
Başbaşa, yemek masasında,
Özel bir dansa kalkıldığında.

El ele, otururken o sahilde,
Bir yaz gecesi, ileri saatte,
Sessizliğin hakimiyetinde,
Erkek bir söz önde olmalı,

Erkek bir adım önde olmalı,
Deprem yuvayı salladığında,
Sel, bela aileyi sardığında,
Yaslı, kara günlerin acısında.

Telaş, hüzün, endişe, tasada,
Erkek bir adım önde olmalı,
Akıl, fikir, çözüm yaratımda,
Uzun, mutlu bir hayat yolunda.


Özkan Salman

Korku Öfke Aşk

Orada bir ses, bir çıtırtı,
Kuzgun öttü, dal kırıldı,
Karartı, bulanık görüntü,
Birden dolunay göründü.

Fırlat, parçala, çarp, vur,
Kovala, yakala, sıkıştır,
Rakip, hasım, yaratık,
Birden düşman göründü.

Yok oluş her yanımızda,
Var oluş, korunur aşkla,
Sevgi, dostluk, beraberlik,
Birden sevgilim göründü.

Özkan Salman


8 Haziran 2014 Pazar

Kötü Ruhlar (Şiir)

Kötü ruhlar, dolaşıyor çevrede,
Her seste, harekette, gizlerde,
Saldırmaya hazır beklercesine
Kötü haber, imalı yazı, sözlerde.

Kötü ruhlar, havlayan, tıslayan da,
Öten, anıran, miyav mesajlarında,
Kulaklarıma ulaşan, gözüme ilişen,
Her canlıdan gelen o vahşi nefiste.

Kötü ruhlar, dolaşıyor yeryüzünde,
Avcı, savaşçı, bozguncu kimliğinde,
Acı çığlıkların, feryatların ardında,
Kar, zarar, yüzdelik hesaplarında.

Kötü ruhlar, korku ekiyorlar, zihinlere,
Fakirlik, işsizlik, dışlanma tehdidiyle,
Kendi yolundakilere ise toz pembe,
Şöhret, varlık, güç hep gündemlerinde.


Özkan Salman

20 Mayıs 2014 Salı

Asıl olan Toplum'dur

Asıl olan toplumdur, birey ve devlet sonra gelir ve ona bağımlıdırlar.

Bireyler birleşerek toplumu, toplum birleşik olarak devleti oluşturur. Toplum oluşma sürecini tamamladığında bireye ve devlete sürekli yön verir ve onları etkiler. Bu aşamadan sonra toplum insanlığın ve onunla ilgili herşeyin öncelikli ve en önemli unsuru haline gelir.

Bireyin toplumdan üstün olduğu fikri tarihte krallar, imparatorlar ve diğer liderler yolu ile hep korundu ve doğru olarak kabul edildi. Bu dönemlerden sonra liderlerin yerini ülke yönetim sistemlerine bıraktıklarını görüyoruz.

Devletler en büyük yönetim kurumları olarak gelişimlerini sürdürdüler. Toplumdaki dinamik gelişime bağlı olarak kendini yenileme özellikleriyle devam etmektedirler.

Bireylerin topluma etkileri anlık ve hızlı olamaz. İyi veya kötü bireysel etkilerin (tarihi yıkım veya hızlı çağ geçişi) bile tarihsel ve toplumsal sürecin etkilerinin son kıvılcımları olduğunu söyleyebiliriz. Hitler veya Enstein topluma bir anda etkileri toplumların tarihsel ve zihinsel gelişim aşamalarıyla açıklanabilir. Her ikisininde planları bir anda oluşmamıştır. Biri barutlaşmış topluma bir kıvılcım diğeri ise bilginin yolunun tıkanmışlığını açacak ışık olmuştur. (00:40)

Kapitalizm ve liberalizmde bireyin toplum ve devletten daha önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bireyin gücü öyle yüceltilip öyle büyütülür ki toplum ve devlet hep gölgede kalırlar ve birey için var olduklarının düşünülmesinden başka seçenekleri etkisizleştirirler adeta.

Diğer bir çok ülke yönetimlerinde ise birey adeta değersizleştirilme, sindirilme, topluma ise devlet için var olduğu fikrini benimsetme politikaları hakimdir....




Devam edecek... 

17 Ocak 2014 Cuma

Serbest Piyasa Ekonomisi

Olumlu özellikleri
* Ürün ve hizmet gelişimini ve tecihini sağlar.
* İcat, yeni teknik, sistem, keşifler ortaya çıkarır.
* İş bölümü, paylaşımı arttırır.

Olumsuz özellikleri
* Birey, aile ve toplumda güvensizlik olgusunu arttırır.
*Yaşam standartları arasındaki farklar artmaya eğilimli olup denge kurması zordur.
* Küresel insan nüfusunun artışına karşı gelişimi ve yayılımı yavaştır.
* Manipüle, haksız ücret, vergi kaçırma, kötü yönetim ve kanun dışı kazançlar gibi kitleleri yanıltma, aldatma ve olumsuz etkileme sıkça gerçekleşmektedir.
* Küresel sermaye grupları  küresel gelişimin hızını ve şeklini olumsuz yönde etkilemektedir.

Özkan Salman

6 Ocak 2014 Pazartesi

Neden Ölüyoruz ?

Neden Ölüyoruz ?

Bir canlının ölmesindeki ana unsurları şöyle sıralayabiliriz.

1. Diğer canlılar : Av, avcı kimliğindeki hastalık oluşturan mikroorganizmalar, yırtıcı ve zehirli tüm bitki ve hayvanlar, kaynağı bu zihniyette kalmış(av, avcı,kendisinin varlığını başkalarının yok olmasına bağlayan,adamış savaşçı) insanlar.
2. Genetikten gelenler: Dna'mızın bizlere aktardığı önceki yaşantılardaki sorunlar. Dna der ki : Ey insan önceden bir çok sorunlar yaşadım ve bunlara çözüm bulamadım, çözemediğim sorunlar tekrar önüne gelecek, sende de çözemezsem sonrakine aktaracağım. Ta ki çözülene kadar. Ömrünün bir bölümünde yaptığın veya maruz kaldığın tehlikeli durumlar beni dolayısıyla seni olumsuz etkileyecektir.
3. Kazalar : Doğa ve evren trafiği kazaları, insan veya canlı trafiği kazaları (doğal ve yapay kazalar).
4. Doğal süreç : Yer çekimi, sürekli hareket zorunluluğu, ısı değişimi(iklimlerin olumsuz etkileri), organ, doku yenilenmesi sınırı.
5. Neden ölüyoruz sorusunu sormamak:) Dna'mız diyor ki : Zincir oluşturma ve bölünme sayım sınırlı iç yapında bir bütünlük oluşturmaya çalıştım şu ana kadar ve bunda biraz başarılı oldum sanırım. Ama benim yani senin dışındaki anlamadığım bir çok olumsuz etkileri anlaman ve çözüm üretmen için Allah'ın yardımıyla beyninde zeka denen oluşumu niye yeterince kullanmıyorsun. Bir aşama kaydettin farkındayım. Ama hala niye bu önemli soruyu sormak yerine hayat iksiri arama peşinde koşuyorsun. Veya soru yerine bu oluşumu kabullenip gaflet uykusuyla yaşıyorsun. (5.madde taslak veya varsayımdır.)

Hayatımızın en önemli bir sorusu olan fakat unutmayı, hatırlamamayı tercih ettiğimiz bir soru hep önümüzde duruyor ve Dna'mız tarafından hep soruluyor olacak.

Neden Ölüyoruz.?

Özkan Salman