19 Şubat 2023 Pazar

Küreselleşme Günlüğü - 5

 6 Şubat 2023 Güney Doğu Anadolu Depremi

 6 şubat pazartesi sabahı saat 04:17 de başlayan ve belli aralıklar ile yüksek seviyede devam eden Güney Anadolu Depremleri bir çok insanın ölümüne, yaralanmasına ve kurtulanların ise kaybettiklerinin büyük acısı ile şok ve travma yaşamasına neden olmuştur. 

      Bu yaşanılan büyük felaketin oluşmasını ve devam etmesini teknoloji iletişim araçları sayesinde ve habercilerin çabaları ile tüm Türkiye ve dünya anında haberdar olmuş ve takibe başlamıştır. 

     Ülkemiz ve dünya büyük felakete karşı günlük yaşantısını durdurmuş ve tüm dikkatini bu olaya vermesi ile insanlığa ait özellik olan empati, türü, ülke vatandaşı ve canlı ile özdeşim kurma bilincini aktif hale getirmiştir. 

     Ülkesel ve küresel olarak ilk şoktan sonra harekete geçilmiş ve depremzedeleri kurtarmaya, yaraları iyileştirmeye, kurtulmuş ve şokta olan insanlara yardım etmeye başlamışlardır. Ve devam edecektir. 

     Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, yaralılara acil şifa, tüm yöre halkına sabır ve metanet diliyoruz. 

Güney Doğu Anadolu Depremine ilişkin Felsefi Düşünceler

Bu felaket toplumsal bir olaydır. Toplumun belirgin oranına etki etmiştir. Bu felaketi toplumsal etki ettiğini söyleyebiliriz. Bölgede geniş bir yer ve nüfusu etkilemiştir. 

    Ülkemiz, cumhuriyet öncesi bir kaç yüzyıl öncesi başlayan küresel değişimin toplumsal büyük sancılarını sürekli çekmiş ve en son cumhuriyetle birlikte yapılanma ve gelişme zorluklarını yaşamıştır. Tarihin ve dünyanın merkezi Anadolu cumhuriyetler çağından bu yana kendi cumhuriyetini kurana kadar acılarından sabır ve metanet içinde yaşamıştır. Cumhuriyet ile birlikte bu sistemin yerleşmesi için yokluk ve zorluklar ile yaşam mücadelesini devam ettirmiştir.

     Yüzyılını doldurur iken küresel olumsuz etkilerden en az etkilenme çabasında olmuştur. İkinci dünya savaşında tarafsızlığını korumuş, sonrasında soğuk savaşta doğu ve batı dengelerini korumak adına çok çaba ve sabır göstermiştir. Soğuk savaş sonrası ise küreselleşme yönünden ilerleme yoluna girmiş, ülke içinde cumhuriyetin zorunlu devrettiği ekonomik ve kültürel fark ve dengesizliğin giderilmesi büyük stresini yaşamış ve hala yaşamaktadır. 

      Muhafazakarlık yanı ile geçen yüzyılların acılarını unutmamaya çalışmak ile modern yanı gelişen küreselleşme olgusunun önemli bir üyesi olma çabaları devam etmektedir. Muhafazakar ve modern yanı ile gelişen bir ülke durumundayız. İki olgu da bir gerçek ve bunu kabul etmeli, sorunlara yaklaşımımızda orta bir yol bulmalıyız.

     Muhafazakar geçmişimiz, modern yanımız ise küreselleşme yanımızdır. İki ayrı yönümüz ile dengeli gelişimimizi sürdürmeliyiz. Toplumların tek bir tutum ve ideal tarzda gelişmesi hele dünyanın merkezinde ve tarihin temsilinde olan ülkelerde zordur. 

     Bir çok medeniyetin buluştuğu ve merkezi konumundaki ülkemiz acılarından, felaketlerinden yüzyılların sabrı ve metaneti ile kurtulacaktır. 

    Geçmişin deneyimleriyle, küreselleşmenin gelişmesinde her kültürel ve ekonomik özelliği ile ilerlemesine devam etmektedir.      

     İnsanın iki sınavından ilki olan kozmolojinin sıcak, soğuk, deprem, sel, heyelan, çığ gibi bir çok etkilerinden olan depremlerin büyük oranlarında olması felaketi gerçekleşmiş ve bir çok can kaybına ve aile parçalanmasına neden olmuştur. Kozmolojik olaylar her zaman olacaktır. Evrenin işleyiş temellerinde bulunmaktadır. 

    Sıcaklık, soğukluk, çarpma, kopma, parçalanma, dağılma, birleşme, sıkışma, genişleme gibi bir çok eylem ve olgu kozmolojinin temellerinde bulunmaktadır. 

     Kozmolojinin bu olumsuz etkilerine karşı insan birlik ve dayanışması, yardımlaşması, teknik, teknolojiyi kullanması ile en aza indirmiştir tarihi boyunca. 

     Doğadaki kozmolojik etkilere karşı önce aile ve gruplar halinde birlikler oluşturarak ve ömür boyu birlikte yaşayarak kozmolojinin ve diğer canlıların ortaya çıkardığı tehlikelere karşı korunma yolları aramış ve bulmuşlardır. 

     İnsan önce birlik ve dayanışma içinde olup kozmolojik ve doğanın vahşi ilkelerine karşı korunma sağladıktan sonra diğer insan gruplarıyla kaynak ve yönetim için sürekli savaşmıştır. 

     İnsan grupları, kavimleri arasında sürekli kaynaklara daha fazla sahip olma ve diğerlerine hakimiyet kurma mücadelesi tarihte her zaman kozmolojik tüm olumsuz etkilerden daha fazla olmuştur. 

     Çünkü insanın ortaya çıkışında ve birlik olmasında artık doğadan gelecek tehlikeler sınırlı olmaya başlamıştır. İnsan diğer canlıların antitezi olma tehlikesini de atlatmış kendisinden beslenecek her hangi bir tür canlının oluşumuna izin de vermemiştir. Bu olguda ölen üyelerinin gömülmesinde büyük bir pay bulunmaktadır. Bu gün biliyoruz ki bir canlının antitezi o canlıların ölümlerinden sonra ve doğaya bıraktığı atıklarında ortaya çıkmaktadır. Doğa ilkelerde canlının canlıdan beslenme olgusunun temelinde çoğalan canlının ölümlerinin ve atıklarının artması ile ortaya çıkmakta olduğunu ve bu sürecin de çok uzun sürede oluştuğunu anlamış bulunuyoruz günümüzde. Bu durum ise doğa ilkelerinin acımasız ve canlılığın oluşumuna engel bir tarzda olmadığı gerçeğini, tür nüfus kontrolü ve doğaya, canlılığa zararının devam etmemesi üzerine geliştiğini göstermektedir. Bizler türümüzün yeryüzünde ve doğada türümüzün devamını ölümlerimizi ve her türlü doğaya bıraktığımız atıkların doğal bir geri dönüşünü doğal sürece olumsuz etki etmemesi sayesinde günümüze geldik ve bundan sonra da bu büyük olguya dikkat etmemiz gerektiği ortadadır.  

     Doğa da insan ölümlerini gömmekle ondan beslenecek canlıların küçük ve toprak altında yaşamasından daha fazla ileriye gitmemesini de sağlamış atıklarını da kendi ve çevresinden uzaklaştırmış ve günümüzde artık atıklarını daha uzağa götüremez olmuş, atıklarını artması ile küresel doğal yaşamın, iklimsel sürecin sorunlu olmasına neden olduğunu fark etmiş ve geri dönüşüm sürecini kendi çabası ile başlatmıştır.

     İnsanlık tarihi boyunca bir çok afet, büyük felaket olmuştur. Bu felaketler toplumsal olduklarında tarihi olarak önemli hale gelmektedirler. 

     Güney Doğu Anadolu Depremi de  toplumsal olması yönünden diğer toplumsal felaketler gibi tarihi bir felaket olmuştur.

     Bilim insanların araştırmaları depremler ve diğer felaketlerin oluşum ve gelişimlerine açıklık getirmektedirler.                                                          

    Küresel olarak bir çok coğrafyada büyük afetler olmuştur ve devam edecektir. Bu kozmolojik felaketlere karşı tedbir almak, teknolojiyi kullanmak ve felaket gerçekleşmelerinde hızla müdahale edebilme, can ve diğer kayıpları önlemek adına ve acil müdahale adına görevler ve yardımlar için belirlenmiş sistem ve yöntemler oluşturmak ve uygulamak gerekmektedir.

     Pandemi bir biyolojik afetti. Ardından gelen ekonomik kriz ona bağlı olarak oluşmuştu. Balkan savaşının altında ise pandeminin etkileri bulunmaktadır. 

    Balkan krizi ve pandemi ile küresel olarak tüketime katılan yeni nüfus ile ekonomik kriz oluştu. 

    Arap baharı ile başlayan ve hala çözülemeyen Suriye iç savaşının getirdiği göç krizine balkan savaşı ile oluşan yeni göç krizleri eklenmiştir. 

    Küresel olarak günümüzde görülen Balkan savaşı, vekalet savaşları, göç krizleri, tüketime katılan yeni nüfus eklenmesi, pandemi geçti gibi görünse de hala süren olumsuz etkileri ve toplumsal sorunlara yol açan büyük afetlerdir. 

   Olması gerekenler balkan savaşının bitirilmesi, göç krizlerinin çözülmesi, büyük felaketlere karşı önlem alınması, olması halinde ise hızla kurtarma, destek ve yaraların sarılmaya çalışılması, yeni tüketime katılan nüfuslar için ise üretimlerin sağlıklı ve kaliteli olarak arttırılmasıdır. 

    Küresel iklimi koruma çalışmaların devam etmesi, enerji üretme ve kullanma yolunun güneş, rüzgar, su gibi bir çok doğal kaynaklardan sağlanması ve buna göre kullanılacak araç ve gereçlerin üretilmesi gerekmektedir. Geri dönüşümün arttırılması, Teknolojinin iletişim ve enerji üretim ve kullanımı konusunda geliştirilmesi, uzay çalışmalarının hızlanması, Küresel ekonomik paylaşımın dengeli olmasına yönelik, görev paylaşımlarının, yönetim biçimlerinin, uluslararası ilişkilerin anlaşma ve işbirliği içinde ilerlemesini ümit etmekteyiz.                                                                                                                                                                      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarım...