Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

24 Nisan 2025 Perşembe

Dünyada olanlar, Mars'ta olacaklara dair.


Yapay zeka ile kelime ve sözlerin görsele dönüşümüne tanık oluyoruz. 

Bu iletişim ve anlatımda yeni bir süreci işaret etmekte. 

Felsefe fikirlerimin görsele dönüşmesi onları anlatılmasını ve takipçilerimin anlaması ve hatırlaması yönünden kolaylık sağlamaktadır. Bu yöntemi kullanmayı sürdüreceğim.

23 Nisan 2025 Çarşamba

Türkiye Küreselleşirken

 Ülkemiz küreselleşirken kendi kimliğini bu gelişmeye uyumlaştırma çabalamaktadır. 

Bu çabalarını milliyetçilik ve dini aidiyetler üzerinden ulusalcılığa yönlendirmeye çalıştığı görülmektedir.

Ülkemizdeki bireyselden grup veya belirli kitleye doğru aidiyet kimliklerinde merkez ve çevre, dini ve tarihsel, milliyet ve tarihsel, Atatürk ve yeni cumhuriyet üzerinde yoğunlaşmaktadır. 

Ülkemizde tarihsel mekan kimliğini kabullenmiş fakat kendi aidiyetlerini de korumakta olan kesimlerde bulunmaktadır. 

Ülkemizin küreselleşmeye doğru ilerlerken sermaye, göçmen ve yerleşme gibi grup ve kitleleri de kendine katması çağın gereğidir. 

Yukarıdaki tüm örnek birey, grup ve kitleler ele alındığında ülkemiz küreselleşmeye ilerlerken nasıl bir Türkiye algısını hem içte oluşturacak ve içselleştirecek hem de küresel olarak nasıl bir yeni kimliği alacaktır. 

İşte şu an yaşadıklarımızın bir resmi olarak bu geçiş aşamasını görmekteyiz. Yönetim dini ve tarihsel aidiyeti öncelikli alırken, ona eşlik eden yönetim ise milliyetçi ve tarihsel bir aidiyeti öne çıkarmaktadır. 

Gelişen günümüz olay ve olguları ülkemizin küreselleşmeye katılımı ulusal ve yeni yüzyılda yeni cumhuriyet ortak aidiyetini öne çıkarmaya çalışmaktadır. 

Tarihsel dini ve milliyetçilik akımları küreselleşmeye doğru ilerlerken eski hallerinde kalmaları zorlaşmaktadır. 

Yabancı ülkelerden gelen iş, göçmen ve yerleşim amaçlı katılımları ve ülkemizin tarihsel vatandaşı olup aidiyeti kendine özgü halde olanları da kapsayacak bir ulusalcılık arayışı kendini zorlamaktadır. 

Dini gruplar arasında kendilerinin temsillerinin doğru ve gerekli olduğu rekabeti ile tarihsel ülkemiz kimliği olan Türklüğü daha iyi temsil edileceği rekabetleri küreselleşme karşısında değişime zorlanmaktadır. 

Ülkemize küresel gelişimle katılmış iş, göçmen ve yerleşik kesime dini ve milliyetçilik özelliklerimizi kabul ettirmeye mi çalışıyoruz yoksa yönetim ve muhalefet rekabetinin normal işleyişi bittiği için veya tıkandığı için aynı sözleri kullanıyor söylenene göre değişen anlamlar mı üretiyoruz. 

Belki de çok partili dönemde başlayan ABD gizli etkilerini ortadan kaldırmak ve bağlantılı olmadığımızın yoklamasını mı yapmaya ve o etkilerine karşı olduğumuzu kendimize hatırlatmalar mı yapıyoruz.


  

22 Nisan 2025 Salı

RUH NEDİR ? TOPLUM MÜHENDİSLERİ KİMLERDİR ?

 Ruh, genetiktir. Ruh = Genetik 

Emin değilim ama sezgilerimden bilincime bu bilgiyi çıkardım. Zaman bunun doğru olup olmadığını ortaya koyacaktır. 

Felsefe toplum mühendisliği yapmaktır. Bireyin yaşam mimarlığı ve toplum mühendisliği yapan alan felsefedir. 

Bu iki konuda söylenecek ve yazılacak çok konu olmasına rağmen kısa ve öz olarak bilgilere değindim. Zaman çok hızlı akıyor, gündem çok yoğun olduğu için benim ve okuyucularımın zamanını az alacak şekilde sunum yapmayı düşündüm. 

Yoksa konu ve fikir yokluğundan değil, konunun detaylarını gerektiği zaman ve meraklı, ilgili takipçilerime sunabilirim. Bu formatta yazı denemeleri yapacağım konulara kısa öz olarak açıklamalar yapacağım. 

Kalın sağlıcakla...

1 Nisan 2025 Salı

Felsefenin Tarafsızlığı İlkeleri

 

  • Felsefenin Tarafsızlığı ilkeleri: 

  •  Olay ve olgunun taraflarına eşit yaklaşmak, iyi yanlarda kötü yanlarda, fayda zararda, eksiklerde, fazlalıklarda, doğrularda yanlışlarda, güçlü ve zayıflıklarda her konuda eşit yaklaşma ve bu konumunu koruma çabasının devamındadır. 

  • Bunun için kriterler:

    • Taraflar tamamiyle

    • İyi veya kötü

    • Haklı veya haksız

    • Faydalı veya zararlı

    • Doğru veya yanlış

    • Güçlü veya zayıf

    • Gerekli veya gereksiz

    • Zorunlu veya keyfe keder

    • Uygun veya uygunsuz

    • Normal veya anormal Olamaz.

  • Felsefenin tarafsızlığında olay ve olguların olması, gelişmesi ve sonuçlarının düşünüre etkileri dışında tutmasındadır. Düşünür olay ve olgular üzerine kendine göre yorumlayamaz ancak edindiği bilgiler ve tecrübeleri 3. kişiler açısından ele alabilir. Düşünür tarafsızlığında hata yapar ve bu ortaya çıkar ise kabul eder ve o hatayı tekrar etmemeye çalışır.

  • Felsefe bilgi ve varlığa tümeller üzerinden baktığı için düşünür tikeller açısından taraf olmaktan kaçınır. Tikeller üzerine taraf olan düşünür veya felsefeci tümelden uzaklaşmış ve felsefenin genel işleyişinden ayrılmış anlamına gelir. 

1 Mart 2025 Cumartesi

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.



" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarıma çok teşekkür ediyorum.
Resim, müzik ve video ile düzenlemesini yaparak imza günümün keyfini slaytla sunumunu yapan Turan Öztürk'e de teşekkür ederim.

21 Şubat 2025 Cuma

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabım Bilgi Ağacı Yayınlarından felsefe severlere sunuldu




 
https://bilgiagaciyayinlari.com/product/bir-filozofun-el-kitabi-ozkan-salman/

      Kitabımın kapaklarındaki resimlerin anlamları hakkında;
Ön kapakta bir insan, bir düşünür olarak şehre bakmaktayım. Şehre baktığım resim doğa resminin kapsamına girmektedir. İnsan şehre ait, şehir ise doğaya aittir. İnsanı şehir kapsamaktadır, şehiri ise doğa kapsamaktadır. Bu iç içeliği hatırlamalıyız. Filozof şehre bakarak ana konularının kaynağını ve amacını göstermektedir. Şehir ve insan olgusuna yoğunlaşmakta ve günceli, son durumları tespit etmeye, saptamalar yapmaya çalışmaktadır. 

        Arka kapaktaki tarihi resim felsefe fikirlere ilham vermiş olup resimdeki insanın doğa üstünde duruşu onaylanmış ve desteklenmiştir. Felsefe fikirlerde bu durumun etkisi görülmüştür. İnsanın doğaya karşı zaferini gösteren bu tablo günümüzde değişmiş ön kapaktaki yeni duruş doğanın kapsamında düşünür dikkatini şehre yöneltmektedir. Günümüz insanı artık doğa ile olan kavgasını bitirmiş zafer sarhoşluğundan ayılmıştır. Dikkatini kendine yani türüne odaklamaktadır. Biz kimiz ve doğa için ne anlam ifade ediyoruz, evren içindeki durumumuz nedir gibi soruların önceliğine değinilmektedir. 

          Türümüzün, canlılığın ve doğanın arkesine, başlangıcına yönelme, felsefenin başladığı ülkemiz topraklarında tekrar kaldığı yerden devam etmeye başlayacaktı. Felsefenin ilk bölümü ile başlayan bilgi yolculuğu bilim ve teknoloji, devlet, yasa, kamu düzenleri, birey, toplum yaşayışları ve ilişkileri, etik, ülke yönetim şekilleri, ekonominin değişimi gibi bir çok modern ve çağdaş yaşantılara ulaşacaktı. 

            Felsefenin ikinci bölümü ise yine bu topraklarda başlayacak ve türümüzün kendine, doğaya ve evrene bakışı yeniden gözden geçirilecekti. İşte ikinci felsefe meşalesini ülkemizde evrenin temeli şu ana kadar bilinen bilimin ve diğer bilgi alanların değinemediği ve bilgisine ulaşamadığı bu temelin karanlık ve soğuk olgu olduğu teziyle atıyorum. Karanlık ve soğukluk hakkında tüm bilgileri toplamalı ve düzenlemeliyiz. Çünkü geleceğimiz bu iki olgu ile yüzleşmek ve onu anlamaya, bilmeye çalışmak üzerine olacaktır. Uzay çağının getirdiği ilerleme uzayın karanlık ve soğukluk olgusunu bilmemiz gerektiğini göstermektedir. Ondan korkmamak ve kendimizi yani türümüzü ondan korumak üzerine gezegenimizden çıkmak için bu bilgiler bize gerekli olacaktır. Tabi ki bu en üst bilgi olarak araştırma notlarımızda bulunacaktır. 

             İnsanlık tarihinin akışında bilginin ilerleyişinde insan, doğa ve evren bakışlarımızdaki eksikleri tamamlamaya çalışacak ve türümüzün ortak bir hedefe doğru ilerlemesinin yollarını araştıracağız. 
        
              Çalışmakta olduğum ikinci kitabım burada girişini yaptığım bir çok konuda açık ve net doğrular ve gerçekler üzerine fikirlerimi sunduğum bir kitap olacak. Bu çalışmalarımın kaynağı ve temeli olan bu ilk kitabım ikinci kitabımı nasıl şekillendirdiğini anlamak için gerekli bir eserdir. 

              Siz felsefe severleri ve meraklı zihinleri bu sürece katılmaya davet ediyor, keşfedilen kalıcı bilgilerin insan yaşamını nasıl değişime ve dönüşüme etki ettiğine tanık olmaya çağırıyorum. 

            Yolumuz uzun ve zorlu, fakat bizim de acelemiz de yok. Kendinden emin olarak delilik ile dahilik arasında yolumuza devam edeceğiz. Fikirlerimizi anlayan dahi diyebilecek, anlamayan ise deli diyebilecek her ikisine de hazırlıklıyız ve hoş görülüyüz. Akıl sağlığımızı korumamızdaki sigortamız insan olmak ve insan kalmaktadır.

            Tüm okuyucularımı sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 
            Beni takibe burada ve Youtube kanalımda devam ediniz. 

Düşünür ve Filozof
Özkan Salman