Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

1 Temmuz 2025 Salı

Dünyanın Hareket Düzensizliğinin Artması Üzerine Gözlem ve Düşünceler

 Dünyanın kendi ve güneş etrafında dönerken hareket tarzında gariplikler gözlemledim. Bunu nasıl yaptığımı açıklıyayım.

Küresel ortak kayıtlı ve takip edilen dünya ve güneş takvimi ile dünyanın hareketleri arasındaki uyuşmazlıklardan fark ettim. 

Mevsim döngülerini ve dünya hareketlerini takip edecek tecrübeye sahip bir yaşta bulunmaktayım. Geçmiş mevsimler ile günümüzü kıyaslayabiliyorum. Bunu orta yaşlı dikkatli her insan yapabilir. 

Gözlemlerim kayıtlı takvim ile dünya hareketlerinin uyuşmadığıdır. 

Şöyle ki ; Önceki yıllardaki ocak ayını bu yıl şubat ayında yaşadık. Önceki temmuz sıcağını erken olarak haziranda yaşadık. Bu mevsimsel değişimleri kayıtlı takvim üzerinden ve yaşamlarımızdan saptayabiliyoruz. Açıklaması küresel iklim krizi olduğu kesin fakat dünyanın hareket tarzının değişimi ve bunun nedeni sadece bu olmayabilir.

Dünya kendi ve güneş etrafında dönerken yalpalıyor görünümündedir. Kış mevsiminde geç kalmışken yaza girişte bu açını aniden ve sert bir biçimde kapatıyor gibidir. Bu da düzenli hareket etmediğini bazen yavaş hareket ederken sonraki hareketlerinde hızlanarak dengeye gelmeye çalıştığını söyleyebiliriz. 

Dünya belki hiçbir zaman matematiksel düzenlilikte hareket etmedi, fakat hareketinin aşırı düzensiz hale gelmesi de sık rastlanan bir olay olmaması beklenir. Aşırı düzensizlik mevsim düzenin bozulması anlamına gelir. 

Dünyanın yalpalaması kuzey ve güney kutuplarının yer değiştirmesi tezini hatırlatmaktadır. Kuzeyi güneye, güneyi kuzeye dönerse insan ve canlılık yaşamını nasıl etkileyecektir. Su ve toprak şekilleri üzerinde nasıl etkileri olacaktır. 

Bu durumun neden olduğuna dair çocukça bir tahmin yapmaktan kendimi alamıyorum. 

Kuzey ülkeleri güneydeki tüm madenleri, canlıları ve her türlü enerjiyi kuzeye taşıdılar. Kuzey ağırlaştı ve doldu. Güney ise boşaldı. Dünyanın ağırlık dengesi bozuldu ve şu an yalpalıyor. Kuzey ve Güney değişme zamanı geliyor. 

Diğer bir tahmin ise buzulların erimesi üzerine güney kuzeyden daha hızla eriyor ve hafifliyor, kuzeyin ağırlık oranı güneye göre çok fazla kaldığı için dünyanın ağırlık merkezinde dengesizlik artmakta ve yalpalamaya başlamaktadır. Kış mevsimi eğik hareketini yavaş yaparken yaz mevsimi hareketi ile bu açığı kapatma adına hızlanmaktadır.


Yapay Zeka ve Robot Teknolojinin İnsan Açısından Gelişme Özelliklerine ait Düşünceler

 Mızrak ve ok için " Hedefe git ve saplan " diye kola emir veren beynimiz. Artık günümüzde aynı emri kola değil mızrağın ve okun kendisine vermeye başlamaktadır yapay zeka ve robot teknolojisi ile.

Tarlasını iki atla ve sabanla süren çiftçi sabana " İlerle ve tarlayı sür " emrini atlar olmadan vermektedir. 

Tarihsel insanın avlanması ve tarımla uğraşması ile ilgili iki örnek temel özellik olduğu için seçtim. Toplayıcılığa da sepete " Git ve ürünleri topla " emri ile tamamlayabiliriz. 

Yukarıdaki örnekler bizlere insanın işlerinin kolaylaştırmak için sihir büyü aşamasına geldiğini göstermektedir. Büyücü, sihirbaz veya büyük güçlerden yetki aldığını söyleyen ve peşinden gelinmesini isteyenler emir verir cansız madde ve enerjiye onlarda dinler onları ve onların dediğini yapar.

O hale geldik günümüzde.

Yapay zeka ve robot teknolojisi insan yaşamını kolaylaştırırken büyük bir tehlikeyi de içinde barındırmaktadır. 

O da; İnsanın antitezini oluşturması ile kendini yok etme olasılığıdır. Adeta bu durum bilinmeyen bir yerden gelen emirle " Ey insan artık görevini ve süreni tamamladın, artık canlılık arenasından çekilebilirsin" sonucunu işaret eder gibidir.   


19 Mayıs 2025 Pazartesi

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

     Ülkemizin kuruluş ve gelişme planları uluslar arası küresel gelişmiş bir ülke olmak, vatandaşları ile refah ve insanca yaşama idealindedir. 

     Son yüzyıllarda bilgide ve iyi yaşamada öne çıkan batı dünyasından bu özellikleri hızla alıp bayrağı insanlık adına taşıma ve sürdürme isteği bulunuyordu. Küresel bilgi ve iyi yaşamı alıp kendi milli değerlerimizin sentezinde tarihsel Türk milliyetçiliği ve devletçiliği ile örnek bir ülke ve yurttaşları haline gelme hayali ve ideali bulunmakta idi. 

     Atatürk yüzyıla eylemleri ve fikirleri ile etki etmiş bir filozof da sayılır felsefe alanı için. 

     Felsefedeki büyük fikirler yavaş ve derinden birey ve toplumlarda kendisini göstermektedir. Yüzyılın bitimindeki bu zamanlar asıl o fikir ve ideallerin yeşermeye, filizlenmeye başladığı dönemler olarak ele alabiliriz. 

     Bir bireyin kadrosu ile birlikte kurucu liderler olarak şu an yaşadığımız yüzyıla ne kadar yakın ve kısa zaman önce algısı içindeyiz. Sanki yüzyıl önce değil bir yıl önce her şey olup bitmiş ve uygulanmakta gibidir.

     Ülkemizin kuruluşu ve gelişmesindeki çalışmalar hala taze ve yeni gibidir. Küresel önemli bir ülke oluşumunda bir çok engellemeler ve yönlendirmelere maruz kalsak da ana rotadan ayrılmamış olmamız çağdaş ve modern zamanların gereği olan ülke kurumları ve işleyişi ile bürokrasinin kararlı ve zorunlu olması ve yerini demokrasiyle doldurmasının tamamlanma sürecinde devam etmesiyle uyumlu olmasındandır. 

     Son yirmi yıla gelene kadar bürokrasi hakimken son yirmi yılda demokrasi ile ülkemiz test aşamasına gelmiştir. 

     Bürokrasinin tek başına çağdaş ve modern gelişmeler karşısında yetmeyeceği ortadadır. Dar, kurallı ve sınırlı kalacağı ortadır. 

     Ülkemizin gelişim çizgisinde yerleşmiş olan bürokrasi temeline demokrasi dini, tarihi, bölgesel ve küresel kültürlerin, hakim ülkelerin etkileri, uluslararası rekabetler gibi bir çok etken demokrasi etkeniyle eklenmiştir. 

     Demokrasinin bürokrasiye eklenme süreci bir çok kesim tarafından endişe yaratsa de bu ülkenin bürokratik uzun geçmişi ve kurumları demokrasinin olumsuz etkilerine karşı dayanıklı olup olumlu etkileriyle de gelişmeye hazırdır. 

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor bayramınız kutlu olsun.

18 Mayıs 2025 Pazar

Türkiye'deki Yöneten ve Yönetilen İlişkilerini Felsefi Olarak Değerlendirmek.

     Ülkemizde yaklaşık iki aydır kitlelerin toplanarak yürümesi ve tepkilerini göstermesiyle başlayan hareketli bir süreç devam etmekte. 

     Bu halk hareketlerini felsefe yönünden ele alırsak, ülkemizin yöneten ve yönetilen ilişkileri olgusunda inceleyebiliriz tarafsız olarak. 

     Ülkemizde yönetici kesim yaklaşık yirmi yıldır görev başında bunu başarması çalışmalarında iyi olduğunu göstermektedir. Hiç bir yönetici halkın seçimi dışında görevde bulunamaz ilkesine göre durum budur. 

     Son zamanlardaki çoğunluğun gençliğin oluşturduğu her kesimden halkın yürüyüş ve tepki göstermesi yönetime bir eleştiri olarak başladığı görülmektedir. 

      Bu yürüyüşler artık yöneticiyi eskisi gibi desteklemedikleri görünüşündedir. 

      Yönetim ise bu tepkili yönetilenlere karşı kabul edilemez, yanlış tutum halinde oldukları tutumda olduğunu göstermektedir. 

      Yönetim ile yönetilen (tepkili halk kesimi) anlaşmazlık içindedir bu durumda.

      İki taraf birbirini yok saymaktadır. Yönetenler bu kesimi halk arasındaki azınlık olarak görmekte ve geçici bir olay olarak değerlendirmektedir. 

      Yönetilenler (tepkili kesim) ise yöneticinin görevinin sona ermesi gerektiğini ve şu anki görevinde devam etmemesi gerektiğini ileri sürerek tepkilerini sürdürmektedirler. 

      Ülkelerdeki yönetici ve yönetilenler arasında seçimle başlayan bir anlaşma dönemi başlar. İlerleyen seçimlerde yönetime verilen destek artar veya azalır. İyi olur başarılı olursa artar, hata yaparsa, kötü yönetirse azalır. 

     Tepkili halk, yönetime eleştirilerini yaparken bu ülkenin temel değerlerini öne çıkarmaktadır. Atatürk, Türk bayrağı, Türk Marşları ve şarkıları, ülkemizin her türlü temel değerleriyle tepkilerini ortaya koymaktadırlar. Buradaki mesaj şudur. Ben halk olarak yönetime tepki gösterirken bu ülkenin temel değerlerini taşıyorum ve o gerekçe ile hareket ediyorum. Vatanıma önem veriyorum ona zarar getirmiyorum. Yolları doldurarak, yürüyerek rutin kamu düzenine geçici olarak engellememizin nedeni isyan, kamuya zarar vermek değil, toplanarak daha fazla olduğumuzu göstermek ve tepkilerimizin dikkate alınmasını sağlamaktır şeklindedir.

     Tepkili halk kesimi tepkisini gösterirken bu ülkenin temel değerlerini savunma ve gösterme gayretindeki iki önemli nedeni görülmekte, birincisi, ben vatana zararlı değilim, kanuna göre davranmaya çalışıyorum, diğeri ise bu ülkede yönetim tarafından bu ülkenin temel değerlerini daha fazla öne çıkarılması ve gündemde tutulması gerektiği mesajlarıdır. 

      Yönetim ise uzun dönemdeki başarısının devam ettiğini düşünerek ülkemizin yeninin yanında, eski değerlerini de öne çıkarma eğilimde olduğu görülmekte ve tepkili halkın geçici ve zayıf olduğu görüşündedir. 

      Zaman neyi gösterecek ?

      Tepkili halk yönetimi yok saymakta ama devleti, kanunları, kurumları var saymakta ve sayısını arttırmaya çalışmaktadır. 

      Yönetim ise başarılarını arttırmaya çalışarak bu tepkili kesimin sönümlenmesini ve bitmesini amaçlamaktadır. 

      Ülkemiz için yönetim ve yönetilen ikilemindeki gelişmelerin iyi olmasını arzu ederiz. 

       Yönetim yönünden iyi ve başarılı yönetimi ile tepkilerin dağılmasını, tepkili halk yönünden zaten yönetimi yok sayarken devam eden tepkileri, yönetimin kendi plan ve süresinin dolmasıyla takınılan tutumla, gerçekleşen olayın, birleşme anına ulaşabilecekleri beklenebilir.    

24 Nisan 2025 Perşembe

Dünyada olanlar, Mars'ta olacaklara dair.


Yapay zeka ile kelime ve sözlerin görsele dönüşümüne tanık oluyoruz. 

Bu iletişim ve anlatımda yeni bir süreci işaret etmekte. 

Felsefe fikirlerimin görsele dönüşmesi onları anlatılmasını ve takipçilerimin anlaması ve hatırlaması yönünden kolaylık sağlamaktadır. Bu yöntemi kullanmayı sürdüreceğim.

23 Nisan 2025 Çarşamba

Türkiye Küreselleşirken

 Ülkemiz küreselleşirken kendi kimliğini bu gelişmeye uyumlaştırma çabalamaktadır. 

Bu çabalarını milliyetçilik ve dini aidiyetler üzerinden ulusalcılığa yönlendirmeye çalıştığı görülmektedir.

Ülkemizdeki bireyselden grup veya belirli kitleye doğru aidiyet kimliklerinde merkez ve çevre, dini ve tarihsel, milliyet ve tarihsel, Atatürk ve yeni cumhuriyet üzerinde yoğunlaşmaktadır. 

Ülkemizde tarihsel mekan kimliğini kabullenmiş fakat kendi aidiyetlerini de korumakta olan kesimlerde bulunmaktadır. 

Ülkemizin küreselleşmeye doğru ilerlerken sermaye, göçmen ve yerleşme gibi grup ve kitleleri de kendine katması çağın gereğidir. 

Yukarıdaki tüm örnek birey, grup ve kitleler ele alındığında ülkemiz küreselleşmeye ilerlerken nasıl bir Türkiye algısını hem içte oluşturacak ve içselleştirecek hem de küresel olarak nasıl bir yeni kimliği alacaktır. 

İşte şu an yaşadıklarımızın bir resmi olarak bu geçiş aşamasını görmekteyiz. Yönetim dini ve tarihsel aidiyeti öncelikli alırken, ona eşlik eden yönetim ise milliyetçi ve tarihsel bir aidiyeti öne çıkarmaktadır. 

Gelişen günümüz olay ve olguları ülkemizin küreselleşmeye katılımı ulusal ve yeni yüzyılda yeni cumhuriyet ortak aidiyetini öne çıkarmaya çalışmaktadır. 

Tarihsel dini ve milliyetçilik akımları küreselleşmeye doğru ilerlerken eski hallerinde kalmaları zorlaşmaktadır. 

Yabancı ülkelerden gelen iş, göçmen ve yerleşim amaçlı katılımları ve ülkemizin tarihsel vatandaşı olup aidiyeti kendine özgü halde olanları da kapsayacak bir ulusalcılık arayışı kendini zorlamaktadır. 

Dini gruplar arasında kendilerinin temsillerinin doğru ve gerekli olduğu rekabeti ile tarihsel ülkemiz kimliği olan Türklüğü daha iyi temsil edileceği rekabetleri küreselleşme karşısında değişime zorlanmaktadır. 

Ülkemize küresel gelişimle katılmış iş, göçmen ve yerleşik kesime dini ve milliyetçilik özelliklerimizi kabul ettirmeye mi çalışıyoruz yoksa yönetim ve muhalefet rekabetinin normal işleyişi bittiği için veya tıkandığı için aynı sözleri kullanıyor söylenene göre değişen anlamlar mı üretiyoruz. 

Belki de çok partili dönemde başlayan ABD gizli etkilerini ortadan kaldırmak ve bağlantılı olmadığımızın yoklamasını mı yapmaya ve o etkilerine karşı olduğumuzu kendimize hatırlatmalar mı yapıyoruz.


  

Dünyanın Hareket Düzensizliğinin Artması Üzerine Gözlem ve Düşünceler

 Dünyanın kendi ve güneş etrafında dönerken hareket tarzında gariplikler gözlemledim. Bunu nasıl yaptığımı açıklıyayım. Küresel ortak kayıtl...