Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

20 Ekim 2025 Pazartesi

Zihin ve Beden İlişkileri - 2

 Gözler, göz kırpma refleksi ile nemlenmeli.

Cildimiz sıcak ve soğuk iklimlerde başta olmak üzere nem dengesini koruyabilmeli.

Yutkunma refleksi ile boğaz, ağız ve burun bezleri salgı üretmeli.

Ciğerlerimiz kapalı mekanlarda ve sorunlu dış mekanlarda oksijen eksikliğinden rahatsız olmamalı.

Yürümek isteyen ayaklar, hareket etmek isteyen eller ve kollar amaçlarına ulaşmalı.

Boşaltım ihtiyaçları ertelenmemeli ve çok geciktirilmemeli. 

Uyku uyuma ortalaması sağlık açısından bir ayar ve düzene girmeli.

Karın bölgesindeki organlar sıkılmaya ve ağırlığa maruz kalmamalı.

Kemikler bütünsel olarak birbiri ile bağlantılarını gerekli ölçüde sürdürebilmeliler.

Dişler, kulak ve burun düzenli olarak temizlenmeli. 

Bu liste uzar gider. 

Bedenimiz bütünsel olarak ve organsal olarak çalışma sistemlerini sürdürmek üzerine vardırlar. Eğer bu sistemde sorunlar olursa beyine sinyal yollarlar. Beyin bu sinyalleri alır, ağrı, sızı olarak yayınlar. 

Bizler bu uyarıları önemsemez ve ilgilenmez isek bu sinyaller devam eder fakat bütün bedenin işleyişini durdurma veya yavaşlatma riskine daha çok vardır. 

Günlük yaşantımızdaki eylem ve planlarımıza odaklanma bu sinyalleri duymamızı ve dikkate almamızı engellemese de önem vermememize veya ilgilenmeyi ertelememizde yol açabilir.

Bu sinyallerin iki özelliği vardır. 

Birincisi sorun geçicidir ve bilinmeyerek de olsa yapılan ilk eylemde sorun çözülür ve sinyaller durur. 

Örneğin kapalı bir mekanda ciğerlerin oksijensiz kalıp karbondioksit veya başka gazları solumaya başladığın ve devam ettiğini düşünelim. Beden zihnimize hava sorunu sinyalini gönderecektir. Beyin ise ciğerlerin bu sinyalini sorun olarak belirleyecek fakat birey bu sinyali hemen anlayamayacaktır. Kimyası değişmeye başlayan birey kısa aralıklarla öksürmeye başlayacak veya içinde bir sıkıntı olup onu neden olduğunu anlayamayacaktır. Öksürmeyi geçici bir durum olarak değerlendirecek umursamayabilecektir. İçinde bir sıkıntı şeklinde algıladığında hemen duygulara ve hafızayı yoklamaya başlayacaktır. Hafıza şimdiki ve geçmiş zamanı hatırlatacak, zaman ve mekan içindeki bireyin sorun olarak her zaman aklında olan konuları düşünmesine yol açacaktır. 

Bu duruma bireyin nefes alma sorunu ile hafızasındaki kişisel sorunu birleşerek bağlantılı hale gelecektir. Bu iki sorun aslında birbirinden farklıdır. Fakat birey ilk sorunu anlamadığı için kendisi için yaşantısındaki önemli saydığı soruna veya sorunlara odaklanacaktır. 

O anda beyin ve zihin bireye bedenin fiziksel bir sorunu olduğunu yansıtmasına rağmen birey kendi yaşantısında önemli olarak belirlediği sorunlara odaklanarak asıl odaktan kaçmış olmaktadır. Birey bu sorunlarını çözümü için odayı terk ettiğinde ilk sorun olan nefessiz kalma veya sağlıksız nefes alma sona erecektir. 

Ciğerler rahatlayacak, beyin sorun sinyal vermeyi durduracaktır. Odadan çıkan birey sorunlarını çözme adına ilerlerken bu rahatlamayı duyacak fakat odaklandığı konulara doğru ilerler iken geride bıraktığı sorunu fark edemeyecektir. Bu değerlendirmelerimle benzer olayları artık siz ve ben biliyoruz. 

Bireyin odadan çıkmasını sağlayan odaklandığı ve eyleme geçmek zorunda hissettiği sorunlar değil, ciğerlerden başlayan ve beyinde devam den ve zihinde rota değiştiren sağlıklı nefes alamama sorunuydu. 

Odadan ayrılan bireyi bedeni ve organı yöneterek, oradan çıkmasını sağlamışlar.  

Verdiğim bu örnek birinci geçici ve kısa sinyal örneğidir. 

İkinci sorun sinyalleri ise kronik hale gelenlerdir. Bedenimiz ve organlar belli aralıklar ile bize beyin ve zihinsel olarak sinyal yollarlar biz de bu sinyalleri alırız fakat önemsemeyiz. Günlük işleyişlerimizi aksatmayacağını düşünür, teşhis ve tedaviyi sonraya bırakırız. Belli bir zaman sonra artık bedenin genel işleyişine olumsuz etki ettiğinde veya ani bir eylem sonucunda belirgin olarak sorunla karşılaştığımızda biraz gecikmiş olarak sağlık birim ve kurumlarına başvurmaya karar veririz.

Beden genetik olarak aldığı sorunlar karşısında bir çok tedbirler almaya ve bireyi yönetmeye çalışır. Birey farkında olmadan kendisini bekleyen bu genetik tehlikelere karşı bir çok olasılıklı yollara girer iç güdüsel olarak. 

İşte bu olasılıklar birey ilişkilerinde sorunları ortaya çıkarmaktadır. 

İçgüdü ve dürtülerimiz genlerden gelmektedir. Huy ve karakterlerimiz aile, eğitim ve içinde bulunduğumuz toplum tarafından şekillenir

Fiziksel ve zihinsel olarak insan olgusu aile de başlayan ve toplum tarafında şekillenen bireylerle oluşmaktadır. Genetik bu konuda başlangıçtır.

Bir bireyin suça yatkınlığının bir çok nedeni bulunmaktadır. Genetik etki bunların başında gelmektedir. Aile ve toplum içindeki yaşantıları son belirleyici durumundadır. İlk olarak suç yatkınlığı genetikten gelmesine rağmen belirleyici değildir. Son durumu aile ve toplum içindeki yaşantıları belirleyecektir. Eğitimi, öğrenimi ve ilişki şekilleri, şartlar, sorunlar, olanaklar vb. 

Aile ve toplum tarafından en iyi şekilde yetişen ve oluşan bireylerin suç işlemesinin nedeni genetik yatkınlık bulunmaktadır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Zihin ve Beden İlişkileri - 2

  Gözler, göz kırpma refleksi ile nemlenmeli. Cildimiz sıcak ve soğuk iklimlerde başta olmak üzere nem dengesini koruyabilmeli. Yutkunma re...