İnsanın doğa ile arasına koyduğu her şey aklının ürünüdür. O halde, akıl iki bilgi veya nesne arasında bağ kurma, ikisi arasında bağlantı oluşturmadır.
Akıl, İnsanlığın doğa ile arasındaki bağdan, bağlantıya evrilme aşamasıdır.
Akıl kelimesi Arapça'da tutma anlamında kullanılıyor ve o amaçta ortaya çıktığı sanılıyor. Deveyi bir yerde sabit tutan nesneye akıl deniyormuş. Zihinde bilgiyi tutmayı hafıza diye adlandırıyoruz bugün. Muhafaza etme yani koruma da bir bakıma zihnin edindiği tecrübe ve bilgileri hafızada tutmasına işaret ediyor. Akılın temel kullanımı tutma anlamında başlarken, tutan ile tutulan arasındaki bağı da işaret etmesini içinde barındırdığını düşünebiliriz.
Günümüzde ise akıl, bağlantı kurma, oluşturmayı ve anlam üretmeyi temsil ettiğini düşünebiliriz. Kısa ve hızlı bağlantı kurma hali zekilik, uzun ve kalıcı bağlantı kurma ise akılcılıktır. Bir düşünürün " Ben zeki sayılmam, ama akıllı olduğumu düşünüyorum" (Dücane Cündioğlu). demesi onun günü kurtarma adına çözümler peşinde koşmadığını kalıcı ve uzun süreli çözümlerden, bağlantılardan yana olduğu ve önemsemesi anlamına gelmektedir. Zekilik, anlık en iyi olan bağlantıyı kurar ve uygular, kısa ve günü kurtaran haliyle. Akılcı olan ise bir bağlantının uzun ve kalıcı olması amacıyla bağlantı kurar. Hafıza; bilgiye bakış, zekilik için geçici, akılcı için kalıcı amacı taşır.
İnsanlık doğa ile arasına bağlantı oluşturmuştur. Bu bağlantıyı her türlü nesne ve davranış şekli ile ilerletmiştir. Yürüme şekli, ateş, taş, metal, barınak, işbirliği gibi bir çok bilgiyi aklı ile doğa ile arasında canlılığın temel amacı olan,( canlılığın var olma nedenini henüz tam olarak bilemiyoruz) var olma mücadelesinde doğa ile bağdan, bağlantıya geçip ilerleterek günümüzdeki haline gelmiştir. Bugün ki teknoloji (bilimin ortak temsili) tamamı ile bu bağı, bağlantıyı içermektedir. Günümüzde tüm akıl ürünü nesne ve sistemleri " Teknoloji " adıyla anmamız insanın doğa ile bağlantısını temsil etmesi açısından yerinde olacaktır.
Özne, bağlı ve bir parçası olduğu öz ile mesafesini bağdan, bağlantıya dönüştürerek kendini ayrı bir töz olarak özünden ayrı ama birlikte olduğunun bilincine ve anlamına ulaşma aşamasına aklın özerkliği denilebilir felsefik olarak. Bir canlıdaki bir hücrenin beden ile kendi arasındaki bağdan, mesafeli bağlantıya geçerek kendilik bilincine ve anlamına ulaşması örneğini verebiliriz. Bu hücre varoluşunu reddetmeyerek görevini sürdürmek durumundadır. Kaderini görmüştür. Hücre olarak ortaya çıkışını ve belli bir süre sonra yerini yenilere bırakacağını da. Diğer hücreler ile aynıdır. Bu hücre bu bakışı ile sonsuzluğu bir anda görmüş ve göz atmıştır. Ama sonsuzluğun tamamını göremez. Çünkü bedenin dışındakileri ne anlayabilir ne de buna gücü yetebilir. Bir anlık görür olanları ve kendini. Varlığı süresince kısa bir andır. Hücrenin bu bakışı, sanki sonsuzluğun bu hücre aklı ile oluşanı kontrol etme niteliğini taşır. Hücrenin bu bakışı doğa üstü bir güce mesaj olarak bağlanmaktadır, bu hücrenin sonsuzluğu fark edip ama anlam verememesi halinde iken.
Bilgi ve Diyalektik Düşünme
Bilginin bedeni besleyen türü zeki olmaya, zihni besleyen türü ise akılcılığa hizmet eder. Zihni besleyen bilgi kullanılmak üzere hafızanın raflarında beklerken son kullanma tarihi bulunmamaktadır, bedeni besleyen bilgi hemen kullanılır, kullanma tarihi olup, gecikmeden.
Yaşamaya yarayan bilgi ve anlamaya gerekli bilgi türleri olarak da ayırabiliriz bu iki bilgi türünü. Bir çok bilgi vardır pratikte kullanılamaz. Sadece bilinir. Hafızada bulunması gereksiz bulunur. Diyalektik düşünce, hiç bir bilgiyi gereksiz ve fazlalık olarak görmez. Tüm bilgiyi alır hafıza raflarındaki sınıflarına ve kümelerine göre arşivler. Tüm arşiv düşünülen konu aşamasında taranır ve bağlantısı uygun olanlar konuya eklenir. Araştırma genişler fikirler oluşur ve yeni fikirlere bağlantı halatı atılır.
Diyalektik düşünme sürecinde, her yeni bilgi eski bilgilerin güncelleşmesini ve yeni fikirlere hazır olunmasını sağlar zihnin. Tekrarları ve yeni olanları, benzerlikler, ayrılıklar, zıtlıklar gibi bir çok kategori ve küme ile bir çok yönden düşünme süreci ile devam eder bu düşünme şekli ve sürecinde.
Akıl, İnsanlığın doğa ile arasındaki bağdan, bağlantıya evrilme aşamasıdır.
Akıl kelimesi Arapça'da tutma anlamında kullanılıyor ve o amaçta ortaya çıktığı sanılıyor. Deveyi bir yerde sabit tutan nesneye akıl deniyormuş. Zihinde bilgiyi tutmayı hafıza diye adlandırıyoruz bugün. Muhafaza etme yani koruma da bir bakıma zihnin edindiği tecrübe ve bilgileri hafızada tutmasına işaret ediyor. Akılın temel kullanımı tutma anlamında başlarken, tutan ile tutulan arasındaki bağı da işaret etmesini içinde barındırdığını düşünebiliriz.
Günümüzde ise akıl, bağlantı kurma, oluşturmayı ve anlam üretmeyi temsil ettiğini düşünebiliriz. Kısa ve hızlı bağlantı kurma hali zekilik, uzun ve kalıcı bağlantı kurma ise akılcılıktır. Bir düşünürün " Ben zeki sayılmam, ama akıllı olduğumu düşünüyorum" (Dücane Cündioğlu). demesi onun günü kurtarma adına çözümler peşinde koşmadığını kalıcı ve uzun süreli çözümlerden, bağlantılardan yana olduğu ve önemsemesi anlamına gelmektedir. Zekilik, anlık en iyi olan bağlantıyı kurar ve uygular, kısa ve günü kurtaran haliyle. Akılcı olan ise bir bağlantının uzun ve kalıcı olması amacıyla bağlantı kurar. Hafıza; bilgiye bakış, zekilik için geçici, akılcı için kalıcı amacı taşır.
İnsanlık doğa ile arasına bağlantı oluşturmuştur. Bu bağlantıyı her türlü nesne ve davranış şekli ile ilerletmiştir. Yürüme şekli, ateş, taş, metal, barınak, işbirliği gibi bir çok bilgiyi aklı ile doğa ile arasında canlılığın temel amacı olan,( canlılığın var olma nedenini henüz tam olarak bilemiyoruz) var olma mücadelesinde doğa ile bağdan, bağlantıya geçip ilerleterek günümüzdeki haline gelmiştir. Bugün ki teknoloji (bilimin ortak temsili) tamamı ile bu bağı, bağlantıyı içermektedir. Günümüzde tüm akıl ürünü nesne ve sistemleri " Teknoloji " adıyla anmamız insanın doğa ile bağlantısını temsil etmesi açısından yerinde olacaktır.
Özne, bağlı ve bir parçası olduğu öz ile mesafesini bağdan, bağlantıya dönüştürerek kendini ayrı bir töz olarak özünden ayrı ama birlikte olduğunun bilincine ve anlamına ulaşma aşamasına aklın özerkliği denilebilir felsefik olarak. Bir canlıdaki bir hücrenin beden ile kendi arasındaki bağdan, mesafeli bağlantıya geçerek kendilik bilincine ve anlamına ulaşması örneğini verebiliriz. Bu hücre varoluşunu reddetmeyerek görevini sürdürmek durumundadır. Kaderini görmüştür. Hücre olarak ortaya çıkışını ve belli bir süre sonra yerini yenilere bırakacağını da. Diğer hücreler ile aynıdır. Bu hücre bu bakışı ile sonsuzluğu bir anda görmüş ve göz atmıştır. Ama sonsuzluğun tamamını göremez. Çünkü bedenin dışındakileri ne anlayabilir ne de buna gücü yetebilir. Bir anlık görür olanları ve kendini. Varlığı süresince kısa bir andır. Hücrenin bu bakışı, sanki sonsuzluğun bu hücre aklı ile oluşanı kontrol etme niteliğini taşır. Hücrenin bu bakışı doğa üstü bir güce mesaj olarak bağlanmaktadır, bu hücrenin sonsuzluğu fark edip ama anlam verememesi halinde iken.
Bilgi ve Diyalektik Düşünme
Bilginin bedeni besleyen türü zeki olmaya, zihni besleyen türü ise akılcılığa hizmet eder. Zihni besleyen bilgi kullanılmak üzere hafızanın raflarında beklerken son kullanma tarihi bulunmamaktadır, bedeni besleyen bilgi hemen kullanılır, kullanma tarihi olup, gecikmeden.
Yaşamaya yarayan bilgi ve anlamaya gerekli bilgi türleri olarak da ayırabiliriz bu iki bilgi türünü. Bir çok bilgi vardır pratikte kullanılamaz. Sadece bilinir. Hafızada bulunması gereksiz bulunur. Diyalektik düşünce, hiç bir bilgiyi gereksiz ve fazlalık olarak görmez. Tüm bilgiyi alır hafıza raflarındaki sınıflarına ve kümelerine göre arşivler. Tüm arşiv düşünülen konu aşamasında taranır ve bağlantısı uygun olanlar konuya eklenir. Araştırma genişler fikirler oluşur ve yeni fikirlere bağlantı halatı atılır.
Diyalektik düşünme sürecinde, her yeni bilgi eski bilgilerin güncelleşmesini ve yeni fikirlere hazır olunmasını sağlar zihnin. Tekrarları ve yeni olanları, benzerlikler, ayrılıklar, zıtlıklar gibi bir çok kategori ve küme ile bir çok yönden düşünme süreci ile devam eder bu düşünme şekli ve sürecinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder