Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

15 Ekim 2019 Salı

Her şey el ile başladı....

Canlılar arasında sıkı bir zincir vardır. Bu zincir dna zinciri kadar sıkı ve yakındır. Bir ceylan kendisine saldıran bir aslana kin duymaz düşmanı olarak görmez. Yaradılışının farklı bir versiyonu olduğunu sanki bilircesine sadece savunma amacını güder.  Bu aslan bana saldırmıştı zar zor kurtuldum şimdi intikam almak için ne yapmalı diye düşünmez bir ceylan. Ancak bir saldırı olduğunda nasıl kurtulması veya yakalanmaması için nasıl bir savunma sistemi geliştireceğini hedefler. Aslan ise ceylanı besini olarak gördüğü için vicdan azabı duymaz bir başka canlıya zarar verdiği için üzülmez. Canlıdan beslenen canlı zinciri saldırı ve savunma odaklı gelişir. Sağlıklı olmanın enerjisi zayıf ve hasta olmanın durgunluğu, acısı yaşanır sadece. üzüntü, sevinç gibi kültür duyguları yoktur o aşamada.

Ağaçlar arasında bir canlı gezmektedir. Ana besini meyvedir. Bu canlı meyveyi eliyle tutup yeme alışkanlığı edinmiştir. Bu alışkanlığını dallar arasında ilerlerken geliştirip büyüttüğü kolları ayakları ve parmaklarının tutma sıklığının artması ile başlamıştır. Artık el ve ayağı ile dallar arasında ilerlemiyor besinini de el ve ayak parmaklarıyla tutar olmuştur.

Ellerini kullanması bir canlı için beden ile dış dünya arasında ara bölümü oluşturması anlamına gelmektedir. Sıradan canlı kendi ile doğa arasında bir çizgi çizmez, ara form oluşturmaz. o canlı doğadır, doğada o canlıdır. o canlı başka canlıdır. Başka canlı odur.

Ot ve yaprak yiyen ceylan bitkiye başka canlı diye bakmaz, besini olarak bakar. Aslan ceylanı yerken besini olarak görür. Ceylanı farklı bir canlı kimliği ile görmez.  Av avcıya karşı savunma geliştirir. Ona saldırıp yok etmeye ve tehlikeyi ortadan kaldırma planı kurmaz. Haliyle ceylan aslana savunma geliştirir. Hızlı kaçmak, kokusunu hızlı almak ve onu hızla görmek, arazi rengine uyum sağlamak gibi bir çok savunma mekanizmaları geliştirir. Bitki kendisini yiyen ceylana karşı nasıl bir savunma şekilleri oluşturur. Acı bir tat, dikenli dallar, hızla büyümek gibi savunmalar oluşturur. Bitki ceylanın aslandan kaçması gibi ceylandan kaçamaz. Yere sabittir ve savunmasızdır. Ceylan ise bitkiyi tümden bitirmez budar. Her ottan bir tutam, her ağaçtan bir kaç tutam yaprak yer.

Ağaçlardan meyveleri eliyle koparıp yiyen canlı kendi ile ağaç arasına bir araç koymuş böylelikle kendinin ve ağacın farklı olduğunun farkına varma yolunda bir adım atmıştır. Aradaki araç eli, kolu parmaklarıdır. Besinini tüm bedeni ile değil araç olarak kullandığı eli ile almıştır. Sonraları kızgınlık zamanlarında rakip cinslerine ve grup dışından gelen yabancı rakiplere karşı taş sopa kullanmaya başlayacak ve bu kullanım gelişecektir. Grup kendi arasında parazit temizliğini de eli parmaklarıyla yapacaktır.

Elin kullanımı ağaç ve beslenme şekli ile başladığını söyleyebiliriz. Bitkiler kendisine zarar vermeyen sadece meyvelerini yiyen bu canlıya dost olmuşlardır. savunma geliştirme yoluna gitmemişlerdir. El kullanımı ile beyindeki nöronlar bu karmaşık hali çözmek için gelişmiş ve yeni oluşuma girmiştir. Dolayısıyla beyin yapısı bedenin dış doğa ile hareketiyle gelişmiştir. Önce beden sonra beyin oluşmuştur.

Beyin dna da temsilini canlının hayatta kalması varlığını devam etmesi  temeliyle vardı. Bedenin sinirsel hücresiydi. Sonraki bedenin doğa ile karmaşık ilişkilerini düzeninin devamı için gelişmiş ve başlı başına bir organ haline gelmiştir. Akıl ise bedenin doğa ve başka bedenlerle ilişkilerini düzenlemek üzere beyinde gelişti. Toplu yaşamanın mümkün olabilirliği üzerine akıl gelişti. Canlıda benlik bilinci oluştu gelişti. İş bölümü akılı geliştirdi. Ben, biz  onlar gibi çoğul unsurlar akılın gelişimini zorunlu kıldı. Bölünen hücrelerin bedendeki uyumu gibi bedenlerinde diğer bedenlerle birlikte yaşama uyumluluğun temelimizde bulunduğunu söyleyebiliriz.

Elimiz beynimizin dış bölümüdür diyebiliriz. Önce elimiz beynimize şekil verdi ve geliştirdi. Şimdi ise onun hizmetinde hareket etmektedir refleks haricinde. Beynimizin direk yönettiği iki organdan biridir. Dil ve el beynimizin uzantısıdır, reflekslerini saklı tutarak, beynin, aklın emrindedir.

Dil iletişim için el ise kullanmak için. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

     Ülkemizin kuruluş ve gelişme planları uluslar arası küresel gelişmiş bir ülke olmak, vatandaşları ile refah ve insanca yaşama idealinde...