Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

9 Ağustos 2024 Cuma

Felsefe Esintileri, Serbest Çağrışımları, Beyin Fırtınası

 Konular :

Küresel Kamu Düzeni Oluşturulması

Küresel Göçmenler ve ülke ev sahibi halklar arasındaki sağlıklı ve sürekli bir hiyerarşi oluşturma

İkili dünya sistemlerinin yeni çağa ve küresel yaşama uyumlama süreçleri

Ülkeler arası ilişkilerde kurucu düzenler, seçilen ülke yönetimleri, ekonomi yönetimleri ve halk arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve sürdürebilir olma olanaklarının araştırılması.

Ülkeler arası kamu düzenin oluşturulma çalışmaları 

İnsanlık tarihinin en eski ve en zor konusudur. 

Vahşi doğada aile olgusu ile başlayan insanlık maceramız, çoğalan ve yeryüzüne dağılan aile toplulukları ile kabilelere, köylere, kentlere ve ülkelere evrilmiştir. Yavaş ilerleyen bu süreçler, ülkeler aşamasında hızlanmaya ve dönüşmeye başlamıştır. 

Artık insanlık maceramız doğanın tehlikeli canlıları ve kozmolojinin canlıya zararlı termodinamik hareketlerini aşmış en büyük rakip ve düşman kendimiz olmasına ilerlemiştir. Çünkü vahşi canlıların tehlikesi ülke olgusunda yok olmaya, afetlerin ise seyrekliğine karşı önlemler alınmaya başlanmıştı. 

İnsanlık için en hızlı ve ani tehlike oluşturabilecek unsur düşman ülke ve bireyleri idi. 

Yüzlerce, binlerce, yüzbinlerce yıl insanlık maceramızın ana konusu kendi kendimizle ilgili idi hala öyle devam etmektedir. 

Biz insanlık olarak neyiz ve doğada kimiz. Neden birbirimizle sürekli ülkesel olarak savaşıyorduk.

Ülkelerin savaşları halkların savaşı değildir. Ülke yöneticilerin savaşlarıdır.

İnsanlık tarihi boyunca ülke yöneticileri tek ve onun ekibi ve ordusu şeklinde ilerliyordu. Bireysel kararlar ile savaşlar sürekli gündemde tutuluyordu. 

Barışların uzun olduğu dönemler kaynaklar ve olanakların devamıyla gerçekleşiyordu. Su ve besin kaynakların bitmesi o ülkenin artık ya savaşacak ya da ölümle karşılaşacak tercihleri ile karşı karşıya kalıyordu. Hayatta kalma savaşı diğer ülkeler ile savaşmaya itiyordu ülke liderlerini ve halklarını. 

Teknoloji de bilgide ileri toplumlar önce çevre ülkelere hakim oluyor ve yönetiyorlardı. Sonra ki dönemde ilklerin hayattan kopması ile yeniler aynı düzeni ve dengeyi koruyamıyorlar ve savaşların yönü tersine veya bir çok değişik şekle bürünüyordu. 

Çağdaş ve modern zamanlarda batı bilim ve teknolojide edindiği bilgi ve araçları ile yeryüzünde hakimiyet teorisini yeniden canlandırmış ve uygulamıştır. Uzun kabuslu bir rüyadan uyanmış ve küresel bir uyanış için harekete geçmiştir. Batı ve ABD nin küresel hareket planı tam anlamı ile Romanın yeniden dirilişi şeklindeydi. 

Hatırlayalım Roma İmparatorluğu en ileri ve güçlü halindeyken batı dediğimiz ülkeler dağınık ve düzensiz yaşayan kabileler idi. Fransa, Almaya ve İngiltere bu ülkeler vahşi yaşamla iç içe ve hayatta kalmaya çalışıyorlardı. Roma imparatorluğu bu kabilelere giderek onları medeniyete davet etmişti. Bunu bir sevecen ve olgun bir insan olarak yapmamıştı. Kaynaklarını almak ve vergiye bağlamak için yaptı.

Roma İmparatorluğu ise kaynağını Yunan uygarlığından, helenizmden almıştı. Yunan uygarlığı da Mısır uygurlığından, Mısır Uygarlığı tarımın son ve en büyük temsilcisi olmuştu yeryüzünde. Doğudaki uygarlıklar da Mısır dan etkilendikleri söylenebilir. Mısır nereden etkilenmişti. O da komşuların arasından onları yenerek ortaya çıkmıştı. 

Orta doğunun kadim topraklarında küresel merkez olarak Akdeniz ve çevresinde günümüze gelen tüm uygarlıkların temeli yer almaktadır.

Batı tüm bilgilerini Roma ve Yunan uygarlıklarından devir almış ve küresel olarak kullanmıştır. 

devam edecek....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

     Ülkemizin kuruluş ve gelişme planları uluslar arası küresel gelişmiş bir ülke olmak, vatandaşları ile refah ve insanca yaşama idealinde...