Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

11 Haziran 2013 Salı

Geçmişe özlem ve geleceğe bakış

Ruh: Oluşum, yaşam etkinliği. Canlının zihinsel ve bedensel etkinliği. Bilginin tamamlanma çabası.

Bilgi bedenden yeni bedenlere zaten kalıtsal ve öğrenme yoluyla aktarılmaktadır. Bilgi bireylere takılıp kalmaz. Evren kuralları ve sistemini baz alır. İnsanın fiziksel ve düşünsel etkinlikleri aktarılır. Bendensel tekrarlar ve düşünce olanağına sahip boş hücreler aktarılır. Biz yeni nesiller o boş hücreleri doldurursak tamamlanır ve bir sonraki adıma hazırlanır ve yeni bir gelişmeye yöneliriz.

Geçmiş değişerek günümüze geldiği için hep eksiktir evrensel olarak. Değişim artmaktır canlılar için. Canlının temel amacı varlığını kalıcı yapmak için onu korumak ve çoğaltmaktır. Geçmiş yaşantılar o nedenle yeniden tekrar edilemez. Çünkü onlar basamaktır. Eğer kim ki geçmişi yaşamak isteyip günümüz dünyasına uyarlamak isterse, bulunduğu merdivenin yedinci basamağından beşincide veya üçüncüde olmak istiyor anlamına gelir. Geçmişin yaşantılarını alt basamaklar gibi günümüze üst basamaklara getiremeyiz.  Bir yaşlı insanın gençliğe dönmesi hatta aynı şeyleri yaşaması maalesef mümkün değildir. Çünkü gençlik döneme dönmesi ve yaşaması için sadece kendi üzerinde yaptığı değişiklik yetmeyecek yaşadığı ortamı da oluşturması gerekecektir. Evren yasaları buna izin vermez.

Geçmişe çok sıkı bağlanıp onu yeniden yaşamaya zorlamak bir şizofren davranışına götürür insanı yani kendi iç dünyası gerçeklik dünyasıyla uyuşmaz. Zihin gücünde bu olgu hakimdir. Dış gerçekliği küçümser. Mantık hataları artar. Çevresiyle uyumu zorlaşır. Geçmişe ait saplantılardan kurtulmadıkça bu hal devam edecektir.

Geçmişi geri getirmek, aynısını yaşamaya, yaşatmaya çalışmak, gelişen dünyayı anlama çabasına girip yeni oluşumlar ortaya koyamamanın etkisidir. Ya da gelişen dünyanın zorluklarına yeni yollar aramayıp veya aradığı halde bulamayıp geçmiş yöntemlere sığınmak bir kaçış işaretidir.

Geçen zaman geri gelmez, nehir geri akmaz,  sabit bir alt merdiveni  üste koyamaz, onu basamak yapamazsınız.

 Zamanı günümüzde saat ve dünyanın döngüsüyle temsil ediyor ve algılıyoruz. Zamana hareket ve yaşamak gözüyle bakılırsa bir merdiven şekline veya gidilen bir yol şekliyle algılamak mümkün. Bu mantıkla geri dönmek söz konusu olamaz çünkü yoldan geriye dönerseniz aynı yol, merdivende aşağı inerseniz aynı basamak olmayacaktır. Ayak izleriniz bile bunu bozacaktır.

Geçmişteki sistem ve yöntemleri de günümüze uyarlamaya çalışırsak şartlar ve oluşumlar açısından hep eksik kalan bir şeyler olacak bu da yeni şartlara ve özelliklere uyum göstermeyecektir.

Reenkarnasyon ve ruh bedenlenmesi canlının hareket ve düşünmeye yatkın hali ile olmaktadır. İsim, konum, mevki, eskinin yeniyle yarım kalmış işlerin hesaplaşması şeklinde hiç değildir.

Hareket bedenle, düşünce doldurulmayı bekleyen hücrelerle yeni bedene geçmektedir.

Sonuç : Geçmiş tecrübe, gelecek ise inşadır.

Özkan Salman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

     Ülkemizin kuruluş ve gelişme planları uluslar arası küresel gelişmiş bir ülke olmak, vatandaşları ile refah ve insanca yaşama idealinde...