Kalıcılık Felsefesi
Doğaya baktığımızda tarih boyunca canlılar arasında güçlü olma mücadelesini gördük. Bu yanılgı ile doğa kanunlarının ana konusuna güçlü olmayı koyduk. Güçlü olan hayatta kalır, zayıf olan elenir gibi kemikleşmiş yanlış bir anlayışla eğitim verdik. Bu eğitimle büyüyen çocuklarımız, gençlerimiz yaşıtları ile rekabet etme konusunda güçlü olmak için her yolun yapılabileceği inancıyla hareket eder oldular. Ülkenin siyaset, iş ve diğer kollarında görevler alan bu çocuklarımız artık tamamiyle güç merkezli zihinlerini kullanır oldular.
Para kazanma ve mevki edinme konusunda yarışırken her türlü yolun ahlaka ve inanca uymasa da uygulanabileciğini hafızalarına kazımıştılar. Ve bu zihniyetle dolu iken hem zamanlarını kısaltıp hemde en iyi performansı sergileyememenin kaynağını bilemeden kötü bir icraatla emekliliğe ayrılırken kendileriyle aynı zihniyeti taşıyan yenilere yerlerini verdiler. Güç değil de kalıcılık merkeziyetindeki zihniyetleri al aşağı etmenin yolların aradılar ve bunda çoğunlukta oldukları için başarılı oldular.
Sihirli Bir Değnek
Tarihteki başarılı insanlara bakarsak onların zihin merkezlerindeki en önemli unsurun güç değil kalıcılık olduğunu görürüz. Kalıcılık bir sihirli değnek değildir. Bu düşünce şekli belli bir aşama ve çabayla oluşmaktadır. Yaratıcı zihinlerin oluşmasına bu yaklaşım tarzı yol açmaktadır.
Dünyada savaşları bitirmenin sihirli bir değneği yok. Dünya dönüyor, yerkürenin bir bölümü gece iken bir bölümü gündüz, hava şartları, iklim koşulları her coğrafyada farklı, insanların iklim ve coğrafyalarda yaşayış şekil ve kültürleri çok farklı. Bizler barışla meşgul olurken, diğer bölümlerdeki insanlar savaşmak için bir şeylerle meşguller.Barışı düşünenlerin zihinlerine kalıcılık hakimken, savaşı düşünenlerin zihniyetine güç hakim durumda.
Kalıcılığı bir güç merkezli zihin kullanmaya çalışırsa ne olur. Eskiye bakarsak firavun, yakın geçmiş tarihimize bakarsak tüm yerküredeki kötü olarak anılan diktatör yönetimler olur. Firavunun uzun süre kalıcı olması onun her dönem güç zihniyetini taşımadığı düşüncesini veya yönetimdekilerinin kalıcılığı yaşarken güç zihniyetinin zararını tam anlamıyla anlamadıklarını da tahmin edebiliriz.
İnsanlığın sağduyusu güç değil kalıcılıktır. Kalıcılık zihniyeti sabırlı ve emin adımlarla ilerler. Güç zihniyetinin kötü baskılarına dayanır fakat belli bir dönemde emin olarak ona son verir. Kendisi kalıcılığına devam eder. Tarih zorbalıklarla doludur. Güç zihniyetinin ve ona hizmet eden odakların zorbalıkları.
Gelecek nesillerin daha iyi yaşanabilir hayat oluşturmasını istiyorsak, İnançların vicdan dengesini kurmasının yanında onlara kalıcılık zihniyetinin barışçıl, birlik ve dayanışma gibi özelliklerinin başta olmak üzere diğer özelliklerinde(zeka, güzellik, zenginlik, hız ve güç) abartılmadan belli kararda verilmesiyle mümkün olabileceği ortadadır.
Kalıcılık ve Bilgi
Bilgi güç müdür ? hayır. Bilgi kalıcılıktır. Kalıcılık zaten gücü alt etmenlerinde taşır. Güneş bir güçtür, enerji kaynağıdır. Bir tohum kalıcılıktır. Güneşten gerekli ve yeterli gücü enerjiyi alır, tohum halinden bir dev ağaç haline gelir. Sadece güneşi değil, suyu, toprağı ve havayı da kullanarak.
Güç kullanılır kalıcı olmak için. Ama kalıcılığın kaynağı sadece ve en önemli etkeni güç değildir. Bilgidir.
Bilgi : Evrenin insan(canlı)daki izdüşümüdür. (bakınız: Bilgi(izdüşüm) yazım.)
Bilgiyi en iyi kullanacağımız alan kalıcılık alanımızdır. Bilgi başlı başına bir büyük olgudur. varlık ise bilgi sayesinde kalıcılığını korur.
Kalıcılık = Varlık + Bilgi
Sonuç : İnsan olarak medeniyetlerimizin merkezine gücü değil kalıcılığı çıkarmalıyız. Gücü hakkettiği yerde bırakmalıyız artık gerekli ve sıradan diğer unsurların arasına.
Özkan Salman.
Doğaya baktığımızda tarih boyunca canlılar arasında güçlü olma mücadelesini gördük. Bu yanılgı ile doğa kanunlarının ana konusuna güçlü olmayı koyduk. Güçlü olan hayatta kalır, zayıf olan elenir gibi kemikleşmiş yanlış bir anlayışla eğitim verdik. Bu eğitimle büyüyen çocuklarımız, gençlerimiz yaşıtları ile rekabet etme konusunda güçlü olmak için her yolun yapılabileceği inancıyla hareket eder oldular. Ülkenin siyaset, iş ve diğer kollarında görevler alan bu çocuklarımız artık tamamiyle güç merkezli zihinlerini kullanır oldular.
Para kazanma ve mevki edinme konusunda yarışırken her türlü yolun ahlaka ve inanca uymasa da uygulanabileciğini hafızalarına kazımıştılar. Ve bu zihniyetle dolu iken hem zamanlarını kısaltıp hemde en iyi performansı sergileyememenin kaynağını bilemeden kötü bir icraatla emekliliğe ayrılırken kendileriyle aynı zihniyeti taşıyan yenilere yerlerini verdiler. Güç değil de kalıcılık merkeziyetindeki zihniyetleri al aşağı etmenin yolların aradılar ve bunda çoğunlukta oldukları için başarılı oldular.
Sihirli Bir Değnek
Tarihteki başarılı insanlara bakarsak onların zihin merkezlerindeki en önemli unsurun güç değil kalıcılık olduğunu görürüz. Kalıcılık bir sihirli değnek değildir. Bu düşünce şekli belli bir aşama ve çabayla oluşmaktadır. Yaratıcı zihinlerin oluşmasına bu yaklaşım tarzı yol açmaktadır.
Dünyada savaşları bitirmenin sihirli bir değneği yok. Dünya dönüyor, yerkürenin bir bölümü gece iken bir bölümü gündüz, hava şartları, iklim koşulları her coğrafyada farklı, insanların iklim ve coğrafyalarda yaşayış şekil ve kültürleri çok farklı. Bizler barışla meşgul olurken, diğer bölümlerdeki insanlar savaşmak için bir şeylerle meşguller.Barışı düşünenlerin zihinlerine kalıcılık hakimken, savaşı düşünenlerin zihniyetine güç hakim durumda.
Kalıcılığı bir güç merkezli zihin kullanmaya çalışırsa ne olur. Eskiye bakarsak firavun, yakın geçmiş tarihimize bakarsak tüm yerküredeki kötü olarak anılan diktatör yönetimler olur. Firavunun uzun süre kalıcı olması onun her dönem güç zihniyetini taşımadığı düşüncesini veya yönetimdekilerinin kalıcılığı yaşarken güç zihniyetinin zararını tam anlamıyla anlamadıklarını da tahmin edebiliriz.
İnsanlığın sağduyusu güç değil kalıcılıktır. Kalıcılık zihniyeti sabırlı ve emin adımlarla ilerler. Güç zihniyetinin kötü baskılarına dayanır fakat belli bir dönemde emin olarak ona son verir. Kendisi kalıcılığına devam eder. Tarih zorbalıklarla doludur. Güç zihniyetinin ve ona hizmet eden odakların zorbalıkları.
Gelecek nesillerin daha iyi yaşanabilir hayat oluşturmasını istiyorsak, İnançların vicdan dengesini kurmasının yanında onlara kalıcılık zihniyetinin barışçıl, birlik ve dayanışma gibi özelliklerinin başta olmak üzere diğer özelliklerinde(zeka, güzellik, zenginlik, hız ve güç) abartılmadan belli kararda verilmesiyle mümkün olabileceği ortadadır.
Kalıcılık ve Bilgi
Bilgi güç müdür ? hayır. Bilgi kalıcılıktır. Kalıcılık zaten gücü alt etmenlerinde taşır. Güneş bir güçtür, enerji kaynağıdır. Bir tohum kalıcılıktır. Güneşten gerekli ve yeterli gücü enerjiyi alır, tohum halinden bir dev ağaç haline gelir. Sadece güneşi değil, suyu, toprağı ve havayı da kullanarak.
Güç kullanılır kalıcı olmak için. Ama kalıcılığın kaynağı sadece ve en önemli etkeni güç değildir. Bilgidir.
Bilgi : Evrenin insan(canlı)daki izdüşümüdür. (bakınız: Bilgi(izdüşüm) yazım.)
Bilgiyi en iyi kullanacağımız alan kalıcılık alanımızdır. Bilgi başlı başına bir büyük olgudur. varlık ise bilgi sayesinde kalıcılığını korur.
Kalıcılık = Varlık + Bilgi
Sonuç : İnsan olarak medeniyetlerimizin merkezine gücü değil kalıcılığı çıkarmalıyız. Gücü hakkettiği yerde bırakmalıyız artık gerekli ve sıradan diğer unsurların arasına.
Özkan Salman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder