16 Kasım 2020 Pazartesi

Küresel Beden ve Zihin

 İnsanlık yeryüzünde devasa büyüklükte bir canlı organizma haline gelmiştir, günümüzde. Doğa ve dünya için hiçte küçümsenmeyecek orandadır. Bu büyük canlı organizma hala günümüzde dahi hantal bir bedensel bütünlük içindedir. Sekiz milyarlık dev bir canlı bulunmaktadır doğa içinde veya onunla bağlantı halinde. 

İnsanlık doğanın içinden çıkmış dört yüz megaton ağırlığında ve yeryüzünün yüz elli de bir yer kaplayan canlı kütlesi olarak ağır ve hantal bir şekilde hareket ederken hem doğayı hem dünyayı parçalıyor, bir yanda da bu yaptıklarını onarmaya çalışıyor. 

Bu dev canlı bedensel yaşantı geriliminden yeni bir boyuta geçmeye çalışırken, dışına çıkmak istediği yumurtasının sert kabuğunu gagalayan civcive, kozasından çıkmaya çalışan bir kelebeğe, toprak altından ilerlerken doğru kanalla yüzeye çıkmak isteyen köstebeğe benziyor.

Bu dev canlı organizma ormandan geçerken ağaçları birer ot veya çalı gibi sağa solo iterek, devirerek ilerlemeye çalışıyor. Atmosferdeki bulutları iki eliyle bir o yana bir bu yana dağıtmaya çalışıyor. Yeryüzü sularında ve denizinde su ile toprağı karıştırmaya durgunluğu bozmaya çalışan bir çocukçasına oynuyor.

Bu dev organizma temel ihtiyaçlarının karşılanması aşamasından nesneleri ve enerjiyi kullanarak bedensel cennetini kurmaya çalışıyor.

Bu dev organizma bedensel boyutuna rağmen zihinsel yeteneği olduğu halde hala onu yeterince kullanamayan kavgacı, şımarık bir çocuk gibi hareket ediyor yeryüzünde. Uçurtmalarını (Uçan her türlü araç) uçuruyor, kumsalda kumdan kaleler (Tüm inşalar) yapıyor, diğer çocuklarla (Uluslar arası ilişkiler) paylaşımda kavga ediyor, anlaşmamak için bencilce hisle elinden geleni yapıyor.

Zihinsel faaliyetleri, etkinlikleri yapan her türlü bilimsel, dinsel, sanatsal, uzmansal, felsefesel birey ve kurumlar birbirini dışlayan, ilgisizleştiren, ayrık bir biçimde ilerlemeye çalışıyor. 

İnsanlık denen dev organizma daha bedensel bir bütünlüğe ulaşamadığı için zihinsel bedenleşmeye ulaşması uzun süreceğe benziyor. 

Böyle bir durumda önemli bir soru bizi beklemektedir. 

İnsanlık neden bir beden olma zorluğu yaşamaktadır. 

Cevap doğadan geliyor. Doğa diyor ki sizler yeryüzündeki bitki ve diğerleri olan canlı standardının üstüne çıktınız. Bir doğa yasası olan, canlı her şart ve mekanda, cinsler ve türler olarak çeşitliliği ve çokluğu ile yayılır, gelişir. Canlılığın değişim ve gelişimde bulunma olasılığı daralmaz, sürekli genişlemelidir. 

İnsanlık bir tür olarak başka bir çok cins ve türün oluşumun engellemiş, kendi dev organizmasını yeryüzünde büyütüp, doğal standart dışına çıkmaya başlamıştır. Bu hal onun önünde iki seçenek olduğunu göstermektedir.

Birinci seçenek günümüze gelene kadar ve günümüzde yaşadığımız insanlığın büyüdükçe kendi içinde canlılığın var olma ve gelişme potansiyellerini kendi içinde temsil etme zorunluluğudur. 

Bu temsil bir beden olma olanağını engellemektedir. 

Dünya ve doğa koşullarının olanak verdiği canlı yaşam formlarının sınırlarını aşmaya çalışan insanlık bireyden topluma, toplumlara bedensel dinginlik ve durgunluk halini yaşayamamasının en önemli nedenlerinden biri dna dan gelen çeşitlilik ve farklılık gelişimini yaşayışlarında sınırlandırmaya çalışması ve tarihsel zihinsel gelişimlerinde ise bu farklılığı ve çeşitliliğin devamı için bütün çabalarını ortaya koymasındandır.

İnsanlık tür olarak yeryüzünde canlı çeşitlilik ve çokluk ilkesine devasa bedeni (zombi) ile karşı durur ve onu engellemeye çalışırken, canlılığın farklı, çeşitli ve çokluk ilkelerini zihninde (tarih) yaşatarak kendi içinde zihin birliğine (Barış, düzen, doğa ile uyum) varamamaktadır.

İkinci seçenekte bir zihin olma olanağını geciktirmektedir.

Devasa insanlık bedeni, bunalımından zihinsel birliğe geçtikten sonra kurtulabilecektir. 

Tıpkı akıl sarmalındaki ilerleyiş gibi (bknz. " Akıl Sarmalı" yazım ).

Zihinsel etkinlikler hala zayıf bulunmakta bedensel etkinliklerin yanında. Bedensel hareketlilik sağlığın koruma miktarıyla sınırlanıp, zihinsel etkinliklerin artmasını beklemekte tüm bu alanda faaliyet göstermeye çalışanlar ve doğa.

Doğa bize sessizce fısıldamakta. (Az hareket edin, çok düşünün ve doğal görevinizi hatırlayın.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarım...