İnançların İnsan Hayatındaki Önemi
İnsan olarak inançlarımızın temelinde tüm insanlığın yaşam, hayat, bilgi ve varlık gibi bir çok önemli konularda ortak düşünce ve eylem birliğine ulaşmak bulunmaktadır.
Bu istek canlılığın haliyle insanın temel yapısında bulunmaktadır.
Gözlerimizi doğaya çevirdiğimizde bir çok canlı türünün birlikte hareket ettiğini ve aynı amaçlar doğrultusunda yaşadığını görürüz.
Karıncalar belli bir düzende çoğalmakta ve yaşamlarını sürdürmektedirler.
Göçmen kuşlar hep beraber uçarak göçü gerçekleştirmektedirler.
Otçullar çok sayıda otlaklarda ve mevsimsel yerlerini değiştirmektedirler.
İnsan türü olarak diğer canlılardan ayrıldığımız zihinsel yapımız doğamızdan gelen bu birlik olma amacımızı tarihsel ve mekansal gelişimimiz nedeni ile biraz zorlaştırdığı ortadadır.
İnançlarımız davranış ve tutumlarımızı eşitler, bu eşitleme birlik bilinci içinde tüm sağlıklı düşünen zihinlerimizi de eşit kılar.
Tüm insanlığın ortak hedeflerde ve gelecekte buluşma amacıyla araştırabileceği bir çok yol bulunmaktadır.
İnançlarımız ise bu konuda en eski ve en derin bir yapıda bulunmaktadır.
Üzücü olan ise bu inançlarımızın farklı olmasına rağmen hizmet ettiği en son noktada birleştirici özelliğine ihanet edilerek birbirlerine rakip ve düşman kılınma yolu ile kişisel ihtiraslar uğruna hakimiyet kurma ve bunu sürdürme hatasına düşüldüğünü insanlık tarihinde görmemiz ve hala bu halin uygulanmaya çalışılıyor olmasıdır.
Köy yerleşim biriminden başlayan birlik kurma çabaları, bölgeye, oradan da ülkeye evrilmiş ve sınırlar çizilmiştir birer hücre temsilinde.
Bir çok hücrenin dokulara, organlara ve bedene ulaşması gibi insanlıkta birlik arayışını zihinsel ve bedensel olarak sürekli çabalamıştır tarihi boyunca.
İnançlarımız bu süre içinde her şeyi kuşatıcı ve kapsayıcı olmuştur. Tüm davranış ve düşüncemizin üstünde ve evrenimizin büyüklüğü, genişliği gibi bilinemez olmuştur.
İçinde bulunduğumuz bu büyük evren karşısında sınırlarımızı bilmekteyiz.
Hem bedenen hem de zihnen sınırlarımız bulunduğunu. Hem mekan hem de zaman yönünden.
Doğa içinde sınırlarımız, kendi içimizdeki ilişkilerimizdeki sınırlarımız. Dünya'daki sınırlarımızı.
Canlılık içindeki sınırlarımız.
Küresel salgının bizlere verdiği en büyük etki bu sınırlılıklar üzerine olduğu görülmektedir.
İnançlarımız tüm sınırlarımızı birleştirmektedir.
İnançlarımız biz insanları tür olarak eşitlemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder