Bilinmeyen bir yerde olağan üstü diyaloglar geçmektedir.
Oraya doğru kulak kabartıyoruz.
Doğa : Ey İnsan neler yapıyorsun.....
İnsan: Neler yaptığımı biliyorsun, ama yine de sorman kendi kendime hatırlatmam için sanırım...
Enerji : Onu dinleme İnsan yoluna devam et oyalanacak vaktin yok........
Madde : Çalışmalarına ve eylemelerine devam et insan yanındayız. Sen artık bizden yanasın doğanın değil.
Doğa : İnsan bana rağmen onları dinleyecek misin....
İnsan : Kaynağım doğadan ama yönüm madde ve enerji yolunda ilerliyor....Karar vermekte zorlanıyorum...
Enerji : Yolun önemli insan şu an ilerlediğin yol...
Madde: Kaynağını unut, o geride kalmadı mı....bak ben de önce enerji idim...
Doğa: Kaynağını unutmak...doğru mu sence insan...
İnsan: Neden ayrıldım senden... ben niye düzeninden çıktım....
Doğa : Bu konu uzun... önce sen enerji ve maddenin sözleri için ne düşünüyorsun onu belirlemelisin...
İnsan : Onların kuralları belli, evrende gelişimleri de.... ürettiğim zekayı bende almak istiyorlar şu an...Tıpkı benim arıların balını almam gibi... burada düşündüğüm konu bu olay benim kaderim mi, yani ben ne yapsam da onlar bu ürünü benden her yol ile alacaklar mı... yoksa ben kendini bilmez tavrımla mı bu yola giriyorum.
Doğa : Düşün ey İnsan.... vaktin var... sana ait olan yetini kullan...
Enerji : Düşünmene gerek yok insan......Sadece yoluna devam etmek için düşün o yeter sana...
Madde : İnsan düşünmek için zamanın yok, artık... geri dönülemez bir yola girdin...Yetin olan zekan artık senin boyunu aştı....bu yetini bir hedefe yöneltmen çok zor artık...
İnsan : Arada kaldım... Düşünmem gerekiyor...Zekam dağılıyor.. aklım parçalara ayrılıyor...canlılığın tür hedefinden çok uzaklaştım...o kadar çoğaldım ki...kendi içimde türler oluşturmaya çalışıyorum fark etmeden...doğanın karşı konulamaz ilkelerinin büyük etkisini içimde hissediyorum...madde ve enerjiyi kullanarak bu büyük ilkelerin baskısından, ağırlığından kaçmaya çalışıyorum...bunu yaparken zekamı madde ve enerjiye teslim etmeye ve doğaya karşı savunmaya çalışıyorum...sonsuzluğa tanık aklım kalıcılıktan pay aldı onu bırakmak istemiyor...bedenim doğanın tüm ilkeleri ile titriyor...şunu biliyorum ki hala bir hücreyim ben tüm yaşamım ve varlığım bir hücre içine sığacak kadar küçük bu evrende...O halde görevim şu an... aslen bir hücrede bulunurken doğanın ve doğaüstü gücün etkisi ile tamamlanmış bir beden görüntüsünde yaşamakta ve bilmekteyim.... Sonsuzluktan pay alan zihnim bu payında ısrar etme hatasında...benim tamamlanmış bedenimde yaşamam hücreden bağımsız ve onun üstünde olduğum anlamına gelmemekte...hücrelerin bir kule oluşturup bir amaca doğru ilerlemesi içinde var oluyorum...
Enerji : Ben sana yardım etmeye hazırım, sende varım zaten, beni kullanıyorsun....
Madde : Bende hazırım, beni kullanmana, bende sende varım....
Doğa : Olayı anlıyor musun insan....Ben ve sen hala bir hücreyiz evren için....henüz sadece bir hücre olarak sistemimizde görünür olduk...
............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder