6 Eylül 2021 Pazartesi

Yaşam Döngüsü - 15

Yaşlılık dönemlerinde cinsellik belirgin olma halini azaltmaya başlar.  

Bedenimizin temel yapısındaki üreme fonksiyonları azalarak kimya yapımızın da değişmesine neden olurlar. 

Bu aşamada itki ve duygu aralığı devam etmekte fakat duyguların yoğunluğundan akıl aşamasına geçişler zorlaşmaktadır. Geçmişi anma ve ona özlem duyma, gelecekten ümitsiz olma, tekdüze bir yaşantının ve sıkıntılı kısırdöngülerin varlığı ile mücadele yerini oluruna bırakma duygulanımları ile kişi öğrenilmiş bir çaresizliğe doğru ilerleyebilmektedir.

Yaşamın yolları ve ilerleme olasılıkları sınırlandırılamayacak kadar çoktur. 

Bu aşamada cinsellik fonksiyonlarının durgunluğunu bir çok iyi davranış biçimleri ile dengelemek gerekmektedir. 

İlişkilerin seviyeli, dengeli ve sorun çıkarıcı değil, sorun çözücü ve kaos durumundan kozmos durumuna geçiş çabaları ile durgunluk, sakinlik ve dinginlik haline dikkat edilmelidir.

Birleşmeler ve ayrılıklar, gelenler ve gidenler, ilişkiler trafiğinin idare edilmesi, özgürlük sınırları, özlük haklarının korunması gibi bir çok ruhsal ve fiziksel bilinçli ve farkında olarak düşünce, söz ve eylemlerde bulunmak gerekmektedir.

Yaşam basıncını arttırma ve sürdürme amacına yönelik bir çok çalışma gereklidir. 

Cinselliğin durgunluğunu belli bir süre idare etmelidir. Yaşam döngüsünün ikinci halkasına geçiş için belli bir zaman gerekebilir. Bunu dikkate almak ve o anı unutmamak gerekmektedir. 

Yaşlılık ve cinsel durgunluk, yeni bir yaşam döngüsündeki gençliğe doğru uzanan bir ara dönemi kapsamaktadır. Doğumdan gençliğe ilerlemedeki durgunluk ile aynı özellikleri taşımaktadır. 

Bu ara dönemlerin uzunluğunu şimdi tahmin etmek zordur. Ve yaşam döngüsünün ikinci halkasına geçiş için araştırmalar sadece burada yani bu felsefik araştırma yazı dizisinde bulmaya çalışacağız.

Yaşlılıktaki cinselliğin durgunluğunda bedenin sağlıklı işleyiş düzeninde ne gibi değişimler olmaktadır. 

Durgun bir cinsellik döneminin belli bir süre sonra tekrar harekete geçmesi nasıl ve ne şekilde olabilir. 

Yaşlılıkta cinselliğin durgunluğunda kalbin büyük etkisi bulunmakta mıdır. Eğer etkisi bulunmakta ise kendini ve çalışmasını kısıtlamaya çalışan kalbin neden buna yöneldiğinin süreçlerini ortaya çıkarabilir ve çözümler ortaya koyabilir miyiz. 

Üreme yetisi durgunlaşmış yaşlılık halinde, bedenin varlık kaynağı da kaybolmuş anlamına mı gelmektedir. Böyle olmadığı ortadadır. Kişinin beden ve zihni üreme ile yaşama gelen yeni nesillerin varlığı içinde yaşamını sürdürmektedir. Belki de bu bağ insan yaşamının ömür süresinin uzamasında değinilmeyen  bir nedeni olabilir. Kendi için yaşamayı durgunlaştırıp yeni nesillerin varlığını korumaya ve geliştirmeye çalışmak. Bu eylem ve düşünce insanı hayata bağlı tutan önemli etkenlerden biri gibi durmaktadır.  

Zihinsel ve bedensel adanmışlık hali, beden ile zihnin iletişim olanağını artırabilir. İnsanlık için önemli projeleri devam ettirmek, canlılığın gelişimi, büyümesi ve yayılması için yeni olasılıklar araştırmak ve gerçekleştirmeye çalışmak, mevcut ve yeni nesillere ait bir çok çalışmalarda bulunmak, teşvik etmek gibi bir çok adanmışlık hali bizlerin uzun yaşaması için birer yaşam basıncını arttıran unsurlar olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarım...