Kalbimiz
Günümüzde kalbimiz yaşadığımız olaylara ve ilişkilere yetememektedir.
Sağlıksız beslenme, uykusuzluk, aşırı yorgunluk, kirli hava, gürültü, kalabalık, sıkışıklık, stres gibi önemli etken kalbimizi işleyişini zorlaştırmakta uzun ve sağlıklı yaşam konusunda dikkatlerimizi üzerine çekmektedir.
Kalbimizin çalışmasını kolaylaştırmalı ve ona destek olmalıyız. Öncelikle onun iyi ve rahat çalışmasına engel olmamakla başlamalıyız.
Tutunmalarımızdan olan tutkularımız ve bağımlılıklarımız bizler için birinci sırada olsa da onların ayarında kalbimizin de iyi olmasını da hatırlamalıyız.
Günümüzde yaşantılarımızda tutumlarımızın oluşmasında rol alan faktörler bulunmaktadır. Bu faktörlerin başında organlarımız gelmekte olup organları dışında tutumlar kültürün kazandırdığı faktörlerdir.
Mide ile yaşamak, zihin ile yaşamak, cinsel organıyla yaşamak, kilo ile yaşamak, boy uzunluğu ile yaşamak, vücut çalışması ile yaşamak, güzel göğüs, güzel kalça ile yaşamak gibi başlıca birinci sırada tutulan organlar ve ben algısı bulunmaktadır.
Bizlerde sağlıklı ve uzun yaşama için zihnimiz, kalbimiz ve omurgamız ile yaşamak tutumunu başa almalıyız. Bu üç ana unsurdan sonra diğer organlarımızın sağlıklı ve iyi olmasına dikkat etmeliyiz.
Tutumlarını kültürden alan kişiler ise arabam ve ben, evim ve ben, eşim ve ben, işim ve ben gibi bir çok beden ve organ dışı tutumlarını kültürden almışlardır.
Biz sağlıklı ve uzun yaşama yolcuları olarak sağlığım, insanlığım ve canlılığım üçlemesine dikkat etmeliyiz.
Sağlıklı ve uzun yaşama olanaklarının sırlarını felsefece araştırmaya devam ediyoruz.
Kalbimize yardım etmeliyiz. Öncelikle onun iyi ve sağlıklı çalışmasını engel olmamalıyız. Sonra onun bu çalışmasına katkı yapmalıyız.
Kalbimize katkımız uyku dışında bedenimizi bayılmış veya uyuyor gibi sabit ve durmuş halde bırakmayalım. sürekli hareket etmeliyiz. Ufak ve kısa hareketler böylelikle kanımızın bedenimizde dolaşımına katkı yapmış ve kalbimizin işini kolaylaştırmış oluruz.
Zihinsel engellilerin sürekli aynı hareketleri yapmalarının nedeni reklesif hareket ile bedenin kalbin çalışmasına destek olması içindir. Kültür içinde engelli belli bir duruşta oturmaya zorlanmakta olduğu için veya kendi bedensel duruşu belli şeklide olduğu için kalp bedeni kendisine yardımcı olması için rekleksif olarak yönlendirmektedir.
Sıralarda bekleme, bir işin olmasını bekleme gibi günümüzde çok bekleme anlarımız bulunmaktadır. O sıralarda odun ve direk gibi sabit beklemek yerine el, ayak parmaklarını oynatmak, kolları ve bacakları hafifçe esnetmek ve kasmak, göğüsün içeri çekip bırakmak, başımızı sağa sola ileri yukarı aşağıya doğru dikkat çekmeden ağır çekimde oynatmak, kendimizde, başkaları tarafından "zihinsel engelli galiba" önyargısını oluşturmalarına neden olmadan küçük ve kısa tüm hareketleri denemeliyiz.
Bulunduğumuz ortam ve mekanlarda oksijen durumunu, rüzgar akımını, sıcaklık oranını ve ufak, büyük kazaların olmasına neden olabilecek şartları kontrol etmeliyiz. Bu gibi dikkat edilecek konular sadece kendimiz için değil toplu yaşamamızın gereği diğer kişiler içinde gereklidir.
Azalan göz kırpma ve yutkunma reflekslerini zihnimizle hatırlayıp sık sık uygulamalıyız.
Uzun izleme ve dinleme faaliyetlerinde bedenimizin durgun ve donuk olmasına izin vermemeli bedenimizin içsel kıpır kıpır hareketini devam ettirerek kalbimize destek olmalıyız.
..............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder