Toplum kavramını tümüyle çözmüş ve çözümlemiş değiliz.
Bu kavram gizlerini ve sırlarını içinde saklamaktadır.
Farklı zaman ve mekanda bu kavramı düşündüğümüzde sürekli yeni fikir ve olgular zihnimizde oluşmaktadır.
Toplum hakkındaki önceki tüm fikir ve düşüncelerimiz küçülmekte yeni edindiğimiz bilgiler karşısında.
Toplum kavramının içeriğini bütünsel olarak zihnimizde oluşturamıyoruz. Onu bütünsel olarak düşünme zorluğu karşısında ancak parçalarından, bölümlerinden ve temsillerinden düşünmeye çalışıyoruz.
Dünya haritasındaki ülke sınırlarından toplumları ayırıyoruz.
Yaşadığımız evde, sokakta, mahallede, semte, ilçede, kentte ve bölgeden küresel ülkeler haritasına doğru ilerliyoruz.
Aydan dünyaya baktığımızda yerküredeki kara parçalarında yaşayan toplumları (toplum) görmesek de hayalimizde sisli, bulanık, net görülemez, tanımlanamaz, parçasız, bir algı olarak canlandırmaya çalışıyoruz.
Ama bu hayal etme yetimiz toplumu bir bütün olarak görmeyi başaramıyor. Neden.
Çünkü bir zihnin kapasitesi toplumu bir arada görme olanağına ulaşamamaktadır.
Bu durum her kavram ve olgu için geçerlidir. Tüm ağaçlar, bitkiler, bakteriler gibi.
Toplumu bir arada görme olanağı zihnimizce olamayacağı için temsillerden düşünerek onu algılıyoruz.
Haritalardan, yaşadığımız çevreden, küresel sanal ağlardan izlediklerimizden.
Zihnimizce tümünü hayal edemediğimiz bir bütün toplum kavramı ve olgusunu birey olarak hangi bölümlerinden, parçalarından, kısımlarından, görünümlerinden zihnimizce bir tanıma oturtmaya, tanımlamaya çalışıyoruz.
Bireyler toplum kavramı ve olgusunu kendi yaşam tecrübeleriyle ilgili, eğitim ve çalışmalarının ilgilendirdiği kadar ilgili olarak ele alma çabasına girerler.
Bir eğitimci toplumun eğitilebilir kısmını algılamaya çalışır.
Bir sağlıkçı toplumun hastalıkla ilgisi üzerine yoğunlaşır.
Şirketler ve ülkesel yönetimler tüm toplum gelişimini yönlendirmeye çalışmaktadır.
Onlar bile toplum kavramının bir bölümüne odaklanabiliyorlar.
Bireysel zihnimiz toplum kavram ve olgusunu tümden algılayamasa bile bölüm, parça, kısım, kesit, unsurlarını biliyor ama bir bütünleştirme becerisine doğru ilerlemiyor. Neden.
Çünkü zihnin sınırlarını bize gösteriyor bu durum.
Ne bir felsefeci, düşünür ne de bir bilim insanı zihniyle bunu başaramaz.
Bireyin zihinsel yapısı buna uygun da değil bunu hedef olarak da belirleyemez.
Zihnimiz toplum kavramı ve olgusunu sisli, puslu, sınırları görülmeyen, kısımları, bölümleri, unsurları, parçaları görülebilen böylelikle bütünü hayal edilmeye çalışılsa bile resmin netleşmediği ve öyle kabul edilmesi de zorunluluğu karşısında bir algı, düşünce bir his olarak kabul eder.
Varlığını tümüyle tanımlayamaz, hayalinde eksik temsilleriyle vardır.
Her zihin toplum kavram ve olgusuna kendi olanakları ile bir ucundan veya uçlarından bilgisini taşır.
Toplum kavram ve olgusu kabul edilen ama tek tanımı ve temsili ortaya konamayan bir çok kavram ve olgu gibidir.
Ve bu kavram ve olgular enerji hafızasına (Bilgisayar teknolojileri) da sığmaz.
Yapay zeka ile kavram ve olgular bütünüyle tanımlanabilir ve açıklanabilir mi ?
Bir yapay zekanın toplum kavram ve olgusunu açıklama süresi ne kadar yıl sürer ve bütünüyle açıkladığına dair izlenim oluşabilir mi ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder