23 Eylül 2020 Çarşamba

Eytişimsel Düşünme Süreci - 2

Eytişimsel düşünme ile eytişimsel konuşma aynı değildir. Tıpkı düşünme ile konuşma arasında olduğu gibi farklıdırlar. Düşünme sürekli ve hızlı olabilirken konuşma kavram ve kelimelerde seçim yapma, örnekler oluşturma gibi düşünceyi anlatma üzerine kurallara tabidir. Düşünme kuralları keskinleşmiş konular ve kavramlar üzerine adeta gezinme yaparcasına şematik, kategorik, küme gibi bir çok bağlantılar arasında kuantum sıçramaları gibi işlemektedir. 
 Dil ve el beynin dış uzantıları haline gelmiştir insanda. El beynin sinyali ile çok hızla hareket ederken dil aynı hızda hareket edemez. El eyler haliyle doğal halindedir. Dil ise doğal hali tat, beslenme odaklı olma üzerine iken kelimeler ve cümlelerden oluşan kurallar dizisini kullanmak zorunda olduğu için yavaşlamak zorundadır. 

 Eytişimsel konuşan kimse bir tez ileri sürmektedir. Düşünmede ise tez ve antitez denemeleri beraber olur. Bu denemeler senteze ulaşırlar ise düşünme aşaması anlam oluşturma nedeni ile duraklar. Oluşan sentezin değerini ölçer.   Sentez oluşmaz ise düşünme devam eder. Ta ki sentez oluşana kadar. Bölünmesi halinde bile yeni sentezler oluşursa not alınıp kalındığı yerden sonra devam edilir. Dolayısı ile eytişimsel düşünme ile eytişimsel konuşma, diyalog aynı değildir. 

 Bir çok kişi düşüncede tez ve antitezin birlikteliğinin ve değişiminin sıkıcılığına katlanamaz ve düşünmek yerine eylemde bulunmaya, dürtü ve duygulara geçmek ister. Kendi kendimizle kalmak bu yüzden sıkıcıdır. Eytişimsel düşünmede ilerlemek için önce bu sıkılmayı aşmak gerekmektedir. Sonraki aşama düşünmenin malzemesi olan bilgi ve deneyim birikimi gerekmektedir. Yetişkinlikte bu iki önemli unsur bulunduğu için eytişimsel düşünme süreci daha olağandır. Gençler bilgi ve deneyim biriktirmekle meşgul olduklarından düşünmekten ve onun verdiği hareketsizlikten (Hızla hücre çoğalması yani büyüme hareket dürtüsünü tetikler) sıkılırlar.

Konuşan kişi savı ve karşı savı konuşmasında yapmaya çalışırsa sesli düşünmenin yavaşlatılmasını ve kendi kendi ile konuşmanın tecrübesini yaşar. Genellikle bunu yapmayız. Düşüncede yaparız. Hızlı ve sürekli, bağlantılar ile. Aslında sağlıklı bir insan kendi kendi ile konuşabilir. Ama buna gerek duymayız. Düşüncemizde hızla ve kolay yaptığımız bir süreci neden dile taşıyarak enerji kaybedelim ve odaklanma zorluğu, yavaşlama, yorulma ile karşılaşalım ki. 

El beynin emrini anında yaparken dil hemen yapamaz. Çünkü kurallara uymak zorundadır. Kurallar dili yavaşlatır.

 Eytişimsel düşünmede günlük bilgi ile kavramsal bilgi önce ayrı hareket ederler. Güncel bilgi yaşanır, kavramsal bilgi karmaşıklaşır, birikir. Güncel bilgi düz ilerler. Mekana ve zamana bağlıdır. Kavramsal bilgi çok karmaşık ve dağınık adeta özerk halinde birikir. Bunu grafikle gösterebiliriz. 

Kavramsal bilgiler belli bir birikimden sonra güncele bağlanmaya başlarlar. Kavramsal bilgiler daima kaynağını bilinenden alır. Bilinenlerin tümellerine ulaşılır. Kavramsal bilgi, güncel bilgiyi kapsamaya başlar. Güncel bilgileri çözümlemek artık düzenlenmiş olan zihindeki kütüphaneden (hafıza) istediğiniz kitabın o konu hakkında içeriğine ve bilgisine başvurmak kadar kolaylaşır. 

 Eytişimsel düşünmede sav, karşı sav ve bireşim hızla etkileşim şeklinde oluşabilirler.  Eytişimsel konuşma da ise tek yönlü savı sunma ile başlar. Dinleyenin düşüncesinde ise karşı sav ve devamında bireşim oluşma olanağı bulunmaktadır. Karşıdaki kişi karşı sav sunduğunda üç olasılık oluşur. Yanlış, doğru ve ilgisiz. Doğru olursa diyalog bireşime doğru ilerler veya iki doğru olur. Yanlış olursa hata aranır ve ortaya konur. İlgisiz olması halinde ise dikkat çekilir. Doğru bilgiler birbirleriyle birleşerek bireşim oluşturabilirler. Yanlış bilgi elenir. İlgisizlik ise saptanır. Bilginin tam olmaması, eksik olması hali ise tahmine dayalı olup sezgi, öngörü gibi zamanla doğruluğu veya yanlışlığı ortaya çıkması bakımından ilgisizlik kategorisine eklenebilir. 

 İki doğru bilgi yeni bir bilgiye ilerleyebilir. Doğru bilgi ile yanlış bilgi karşılaşması halinde kendilerini sabitlerler. Doğru savlar sürekli birleşecek diğer doğru savları  ve doğru karşı savları ararlar. Yanlış ve ilgisiz karşı savlar doğru savlar ile birleşemezler. Eğer birleşirler ise metafizik haline gelirler. Buna örnek hurafeler ve batıl inançlar gösterilebilir. Bu bilgiler zihin tarafından araştırılmadan ve eleştirilmeden duygu tatmini için kabullenme kolaylığına gidilir. Mısır piramitlerinin hala dünya dışı varlıklar tarafından yapılmış olduğu anlayışını kabul etmek gibi. Küresel olarak, bazı kan gruplarına ait insanların, dünyayı yönettiğine dair duyumları kabul etmek gibi. 

Belki benimde gerçekte olmadığı halde doğru bildiğim yanlış önermelerim bulunabilir. Hatasız insan olmayacağı gibi yanlışı olmayan düşünür de yoktur. Fakat metafizik bilginin kötü tarafı eytişimsel düşünmenin önünde aşılması gereken bir engel olarak durmasıdır. Bu engeller doğru bireşime ulaşmayı yavaşlatırlar. Bu sürece giren zihin bu engelleri aşma değil ilerlediği yolun kenarına bırakır. Onları yok etmeye, onlarla savaşmaya çalışmaz. Bunu yapmayı tercih edenlerde olabilir. Bu bir tercihtir. Önemli olan tespit edilmesidir. 

Dürtü, duygu ve akıl dengesiyle düşünmek ise eytişimsel düşünmenin ulaşabileceği bir üst seviyedir.

Sav ve karşı sav birleşip veya kesişip bireşim olunca hiç bir bilgi kaybolmaz, eksilmez birbirini yok etmez. Bilgi ve savlar doğru da olsa yanlış da olsa varlıklarını korurlar. 

Eytişimsel düşüncenin gelişiminde, devamında yanlış savların birikiminden ilerleyerek bilgi tepelerinin zirvesine varılır. Yanlış savlar anılmasa da vardırlar. Tümeller dağının zirvesinde hayatın özüne, evrenin bilinmez yapısına ait az önermeler kalır. 

Tümeller dağının zirvesinde döngüler ve dönüşümler kavranmış artık her olay ve bilgi örnekteki yerine yerleştirilmeye, yap bozları birleştirmeye odaklanılmıştır zihin tarafından.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarım...