Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

5 Mayıs 2021 Çarşamba

"Evrim Teorisi", " Big Bang " ve " Vedalar"

 Evrim teorisinin kökeni "vedalar " da bulunmakta mıdır ?

Hint kutsal metinleri olan " Vedalar" da bulunan reenkarnasyon inancın kökeni evrim teorisinin kaynağı mıdır ?

Belki de " evet ".

Reenkarnasyon canlı ruhunun türler arasında yolculuğunu anlatmaktadır. Ruhun olgunlaşması, gelişmesi ve dönüşümlerinin öğretilerini anlatır uzun metinler ile. 

Ruh her türlü canlı türünden sonra insana geldiğinde birden kast sistemine takılır. 

Artık ruhun yolculuğu ülke yönetim politikasının dar yolunda güncel hale gelmiştir. 

Artık her insan taşıdığı sorumlulukları, sosyo-ekonomik durumu ve sahip olduklarına razı olması ruhlarının mutluluğu için gerekli olmuştur. 

Bundan sonraki ölümden sonraki hayatında kast sisteminin daha iyi konumuna gelmeyi ümit etmekten başka çaresi kalmamıştır.

Reenkarnasyon konusu canlılar üzerinde çok iyi bir gözlem bilgisinin, güncel kader çizgisine taşınmasıyla kötü bir son bulmakta, dolayısı ile bilginin geleceği, ilerlemesi de engellenmiş olmaktadır. 

Belki de reenkarnasyon bilgisini ilk ortaya koyan ve geliştirmek isteyen kişiden bu bilgileri alan ülke yönetimi veya dini liderler alıp uygulamaya yani öğretinin halkça benimsenmesini sağladılar. 

Ve doğuda her bilimsel araştırmaların sonu ülke yönetimine sunularak biçim değiştirmesiyle sonuçlanmış olabilir. Bu olgu doğru da olabilir. Çünkü o dönemlerde bilginin eyleme geçilmesi ve toplumun düzenini sağlanması hizmetine sunulması önemli idi. 

O dönemin bilim insanları yönetimlere ve çevresine hizmet etmekte idi. Doğadan alınan bilgiler hızla eyleme geçilmesi gerekiyordu. Hizmete giremeyen bilgiler " Vedalar" ı yazan kişilerce metinler arasına konulma olanağı oluşmuş olabilir. 

Ülke yönetimi ve dini liderlere, dolayısı ile halka hazırlanmış ve sunulmuş gibi görünen bu kadim metinlerin aralarında günümüzün bilgisi ile anlaşabilir mesajlar, bilgiler içeriyor olabilir.

Reenkarnasyon öğretisi canlı türlerinin araştırılması üzerine ilerler iken birden ülke ve dini yönetim araştırmaları devir alıp hızla toplum için yaşam öğretilerine dönüşürmüş olabilir. 

Bir çok batı felsefecinin transendental öğretilerden etkilenmesi ve kendi bilgilerinin oluşmasında ilham almaları bir tesadüf olmasa gerek.  

Evrim teorisinin ve big - bang teorilerinin kaynağında acaba kadim hint öğretilerinin etkileri bulunmakta mıdır ? 

Soruyu genişletelim. Yunan felsefesinin oluşumunda Mısır uygarlığının etkilerini bilmekteyiz. Acaba Perslerin, Türklerin, Çinlilerin, Japonların ve Hintlilerin öğretilerinden Yunan kültüründen başlayan, Helenistik, Roma ve Ortaçağ Avrupası'na geçme olanağı olmuş mudur ?

Bu soruların cevapları edebi, mit, destan, öğretiler gibi metinler, politikalar, yaşam biçimleri ve sanat eserleri  arası bağlantıların  saptanıp kıyas ve karşılaştırmaların yapılmasıyla akademik çalışmalar ile ortaya çıkabilir. 

Ya da özverili çalışmalar ile araştırmacı ve yazarlar tarafından da ortaya çıkarılabilir. Başlı başına ve önemli bir grup çalışmasının gerçekleşeceği bir büyük tez konusu da olabilir.

Akademide tez olabilecek o kadar önemli ve değerli konular bulunmaktadır ki. Bu tezleri beş-on kişilik çalışma grupları ile ortaya konulabilmeli ve her emeği bulunan bu akademisyenlere grup çalışması dahi olsa bireysel ünvanları verilebilmelidir. 

Akademide tez konusu sıkıntısı bulunmamaktadır. Ya da aynı konuların tekrarı zorunlu olmamalıdır.

Akademisyenlere grupsal çalışma olanağı sunulmalı, araştırmacıların tek başlarına uzun yıllar harcayabileceği çalışmaları ekip olarak çalışarak hem yeni ve değerli tezlerin ortaya çıkması sağlanmalı hem de basit, kolay ve tekrara dayanan tezlerin önüne geçilmelidir.

Her yeni ve önemli tez ülke ve küresel yaşam olanaklarının gelişmesine, yeni gündemlerin ve geleceğe yansımaların oluşmasına yol açabilme olanağı sunmaktadır. 

Tüm kadim kültürlere bir çırpıda sünger çekmiş  son beş yüz yıllık batı kültürü yeni gelişmeleri ve planlamaları ile bu açığı kapatmış gibi görünürken aslında binlerce yıllık insanlık tarihi kitabının sadece parlak ve güzel bir kapağı konumunda bulunduğu gerçeği ile dostça  yüzleşmektedir küresel süreçte.

Araştırma ve metotları ile insanlık tarihine olan görevlerini tamamlarken geri kalmış kültürleri de derin uykusundan uyandırma sırasındaki haksızlıklarını da affedilir kılmışlardır belki de son beş yüzyıl içinde.

Önce kendi içlerinde bitmek bilmeyen bir hesaplaşma ve kavga dönemini küresel keşifler ile yeryüzüne yaymışlar bu cesaret ve merak adımları onları ödüllendirmiştir. Cehennem halinde bulunan Avrupa kendi içinde yaşadığı tüm acılar ve ıstırapların idmanı sonucunda o hızla yeryüzüne dağılmış ve tarihi, doğal tüm bilgileri toplamışlar ve içinde bulundukları cehennemi cennete dönüştürme aydınlığına kavuşmuşlardır. 

Şimdi İnsanlık tarihi büyük kitabının kapağında batı medeniyetinin ışıltılı, parlak ve mutlu yeryüzü görüntüsü bulunmakta, sayfalarını açtığımızda ise insanlık tarihinin tüm birikimlerinin eserleri sayfalarını doldurduğunu fark etmekteyiz. 

" Tanrıların arabaları" adlı eser kadim tarihleri sahiplerine değil de uzaylılara havale etme projesiydi. Bu eserdeki yaklaşım tarzı gibi bir çok fikir ve eserde geçmişi buğulu ve puslu gösterip tarihin Avrupa ile başladığına dair görüşü ön plana çıkarma isteği bulunmakta idi. Bu yaklaşım tarzların ne kadar olduğu ve günümüzde ne kadar etkili olduğunu araştırma ve gözlem ile saptama olanağımız bulunmakta. 

Yiğit üç yüz Sparta kahramanının batıyı perslerden koruma destanı aslında kadim geçmişle yüzleşmeyi engellemesi şeklinde de algılanabilir. Binlerce yıllık insanlık tarihinin zorlu ve karanlık rüyasını bir karabasan olarak algılamasını ve ona karşı bir direnmesinin öyküsüdür o savaşlar. 

Yeryüzünde kadim tarihin ruhları dolaşmakta, doğudan batıya doğru ve kaybettiği evladını bağrına basmaya hazırlanmakta medeniyetlerin birleşmesinde büyük okyanus dalgalarının ve fırtınaların, rüzgarların bir denge arayışıyla hareketlenmesi gibi küresel birleşme yolunda. 

Buna ne planlanan bir küresel salgın engel olabilir ne de nükleer silahların körelmiş tehditleri. Ne erimiş siyasi rejimler engel olabilir ne de siyasileşmiş inançlar. Camla üretilmiş imajlar, kumdan yapılmış sınır duvarları büyük küresel birleşmenin devasa hareketine dayanamazlar. Karalama defterleri yanarken, dev aynasının yıkılması da söz konusudur. 

Post-modern, post-truth senaryoları kadim insanlık tarihiyle yüzleşmenin engellenemez çabaları iken sanatta distopya olarak zombiler, uzaylıların istilası, yüzüklerin efendisi gibi eserlerle kendisini göstermektedir. 

Kitaplar sadece kapaktan okunsaydı, düşünen zihinler körelirdi.

Kitabın kapağı, kadim kitabın içeriğini ve kaynağını reddediyor. 

Bu çok büyük bir çelişki. 

Süt kaynadığı kapta kalırken kaymağı fazla kaynama karşısında ancak kıvrılır ve küçülür değerli olmasına karşın. Kaynayan kabı dolduran süttür kaymağı değil.

Batı kültürünün bu kitabın hazırlanmasındaki emeğine ve kapağına konu olmasına hak vermemek mümkün değil tabi ki.

Yıkılmaya yüz tutmuş tarihi ahşap evde, çatırtı sesleri artmaktadır, çatlamış duvarlar, parçalanmış tavan.  evin geniş salonda, çalışma masasında, bilgisayarda işlerini bitirme telaşındadır oturan genç adam. İşine ara verir ve artan çatırtı seslerine kulak verir, gözlerini tavanda gezdirir. Endişeli ve telaşlıdır. Elini tavana doğru kaldırır ve " Lütfen biraz daha zaman ver, çalışmamı tamamlamak üzereyim " der. Sesinde endişe ve korku bulunmaktadır. Doğa tüm rüzgarı ve esintisi ile eve baskı yapmaktadır. Dayanmaya çalışan ev ise kadim tarihtir. Genç adam yutkunur " Son projem fırtınayı bir melteme, evi ise sağlam bir yapıya dönüştürmeyi amaçlıyor " der sakince. 

Sonra ne mi oldu. Devamı haberlerde izleyeceğiz hep birlikte küresel olarak önümüzdeki yirmi yılda. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

     Ülkemizin kuruluş ve gelişme planları uluslar arası küresel gelişmiş bir ülke olmak, vatandaşları ile refah ve insanca yaşama idealinde...