Doğanın Amaçları
Doğa Tanımı
Doğa ile doğal kelimeleri birbiri ile ilişkilidir.
Doğal olgular doğaya özgüdür.
Doğal tüm olgular, olan, olacak olanlar, doğaya ait olan, onunla ilgili kavramlar, kelimeler, olay ve olgulardır.
Doğa en kısa tanımı ile canlıların bütünüdür.
Doğal olgular da hali ile canlılara özgü anlamını taşır.
Canlılar dışında hali ile cansızlar evreni için evrensel işleyiş, kozmolojik işleyiş diyebiliriz. Bunda amacımız canlı dışındaki evreni canlıdan ayırmak içindir. Canlı ve evren. İkilemi canlı ile cansız ayrımı içindir.
Neden böyle bir ayırmaya gereksinim duyuyoruz.
Çünkü işleyiş yasaları farklıdır.
Günümüzde hala bu farklı yasaları saptamaya çalışıyoruz.
Bilimin en büyük eksikliği bu konudur.
Bu önemli konuya ancak felsefe yolu ile giriş yaparak devamını sağlayabiliyoruz.
Başlangıçta felsefenin araştırma konusu iken az da olsa bir çok bilginin kesin bilgilere dönüştüğü ve yeni bilgi edinme yollarının belirdiği anda bilim onu sahiplenmekte ve güncel yaşam için o bilgiler hakkında sistemli araştırmaya başlamaktadır.
İnsan düşünce sistemi de öyle çalışmaktadır. Felsefik düşünce tarzı da bu yöntemi kullanır.
Bir arazi üzerinde gezerken toprak üstünde parlayan altın parçalarını keşfetmek felsefedir.
Parlayan bir kısım altın parçalarının tümüne ulaşma planı ve çalışmaları ise bilimdir. Teknolojidir. Ticarettir. Artık bilimi teknolojiden ve ticaretten ayırmak zorlaşmıştır. Bu üç kardeş kol kola dans etmektedirler. Felsefe ederi olmayan ama değeri fazla olan bir çalışma olarak bu üçlüyü seyredip " Sizi yaramazlar sizi" demektedir.
Doğa doğal olan ile çalışır. Kozmoloji bilgisini kullanır. Kendince dönüştürür. Doğada gördüğümüz tüm canlılar bunu yapmaktadır.
Doğa, kozmolojik madde ve enerjinin farkındadır.
Ona karşı
* Kendisini savunur.
* Onu (madde ve enerji) ve yöntemlerini (kozmolojik yasalar) kullanır.
* Onu kendi faydasına dönüştürür, sistemini oluşturur.
Doğa için kendi kültürümüzdeki ekosistem (ekonomi bilimine ait terim) terimine katılmıyorum. Ekoloji terimi de uygun gibi durmamaktadır.
Doğa toplamı için " Doğasistem, -i" doğanın içinde bir bölüm için "Doğalsistem,-i" terimleri gibi yeni terimler oluşturmalıyız.
"İnsanın doğası" teriminde sorunlar bulunmaktadır. Yapılan tanımlara göre. "İnsanın dünyası" terimi de aynı şekilde. Bu terimler en azından felsefede doğru olarak yerlerine konulmalıdır.
Bunu şöyle açıklayabiliriz. Dünya bir tane ve bütüncül, kapsayıcıdır. Doğayı ve haliyle tüm canlıları kendinde barındırmaktadır. Dünya içinde dünya kavramı felsefik olarak uygun değilse insanın dünyası da aynı uygunsuz durumdadır. "İnsanın dünyası" dediğimizde kedinin dünyası ile ayrı bir dünya olgusuna ilerlemektedir. Halbuki insan ve kedi aynı dünyanın içindedir. Aynı mantık doğa ile kurduğumuz cümleler içinde geçerlidir. Doğa şu an ki bilgimiz ile sadece dünya gezegenindedir. Marsta canlı fosillerine rastlar isek şu anki doğanın sadece dünyada olduğu tezi yanlışlanacaktır. O teste kadar biz canlılığın hali ile doğanın sadece dünyada olduğu tezinin doğruluğunda insanın doğası ve kedinin doğası terimlerini kullanmamız düşüncemizdeki mantık yollarında yeni bilgililere ulaşmamızı zorlaştırır. Çünkü doğa bütüncül ve kapsayıcı bir tanımdır. Bunu kendi içindeki canlılara ayrıştırmamız, küçük doğalar şekline getirmeye çalışmamız, onun bütünsel tanımına hali zihinsel düşünce biçimimizin doğru ilerlemesini yavaşlatır, odaklanmayı azaltır. Düşünce dağınıklığı kavramların, kelimelerin yerli yerinde kullanılmamasından da oluşmaktadır.
Peki neden terimleri dar, karmaşık ve yanlış kullanmaya devam ediyoruz.
Ülkemizde felsefe cumhuriyet döneminden bu yana konusunda ilerleme yavaş olduğu ve diğer dillerden çeviri yapılırken Türkçe karşılığı konamadığı için, keşfedilen olay, olgu ve kavramlara yeni isim vermek yerine mevcut sınırlı kelimeler ile karşılanmaya çalışıldığı için anlam, olay, olgu ve kavram bolluğu içinde az, eski ve sınırlı kelimeler ile karşılanmaya çalışıldığı için felsefenin gelişmesi, artması, büyümesi yavaş olmuştur. Bir çok felsefecinin keşfedilen yeni, eski olgu, olay ve kavramlara kendilerince isim vermeleri sevindiricidir. Felsefenin ilerlemesine, gelişmesine, yol almasına katkıda bulunması için bu çabalar önemlidir. Katkı yapan kişiler de değerlidir. Dilimizde kelime ve kavram türetme hiç de zor değildir. Yeni üretilen kelime ve kavramlar konusu geçtikçe sözcüler tarafından kullanılarak kulağa tanıdık ve tam yerinde olduğu izlenimi doğabilir. Kullanılması tercih edilenler öne çıkabilmektedir.
Örneğin önceden "bilim adamı", "bilim insanı" terimleri kullanılmakta idi. Çok kullanılan bilimadamı kadın erkek eşitliği farkındalığının artması ile yerini bilim insanı terimine bırakmıştır. Bu kelimeyi kullanan anlatıcılar, sözcüler, yazıcılar kadın erkek eşitliği farkındalığını da destekledikleri anlamını da vermiş olmakta idiler. Sonraki sık kullanımlarda artık bu terim kendi özünü almış ve bir anlama gönderme yapmadan konuşulur olacaktır. Böylelikle kadın erkek eşitliği farkındalığı sözde değil günlük yaşamın içinde var olmaya ve gelişmeye başlayacaktır. Bu süreç hala ilerlemektedir. Hala bilim adamı terimi kullanan kişiler hakkında iki olasılık önyargısı bulunmaktadır. Birincisi bilim insanı teriminin kullanıldığından haberi yoktur ve kendi eski kullandığı şekli ile söz etmek amacındadır. İkincisi ise kadın erkek eşitliği farkındalığını kabul etmiyor ve bilerek bu eski terimi kullanıyorum anlamı vermektedir.
Sözlerimizde ve yazılarımızda kullandığımız her kelime, terim ve kavram bizim düşünce ve mantığımız hakkında bilgi vermektedir.
Dolayısı ile evren, kozmoloji, doğa, dünya gibi tümel ve bütüncül kelimeleri en azından felsefe dili içinde farkında olarak kullanmak düşünce ve mantık yargılarımızın daha doğru ve yeni bilgilere ulaşmada daha kolay ve hızlı olmasını sağlayacaktır.
Felsefe dili günlük konuşma diline çevrilirken ise açıklama yapma gereği artmaktadır.
Felsefe dilinin kapalı ve zor anlaşılır olması onun gelişimini engellediğini biliyoruz. Bunun önüne geçebilmek için anlaşılır ve basit ama günlük dil sıradanlığından da biraz daha kalıcılığı ve sistemi olan bir dil dağarcığı oluşturulmalı ve kullanılmalıdır.
Dolayısı ile evren, dünya, doğa, canlı, insan gibi tümel kelimelerin tek başlarına anlamları olduğunu tikelerde kullanmanın felsefik düşünmenin, konuşmanın ve yazımın ilerlemesinde yavaşlatıcı bir yanı olduğu fikri ortaya çıkmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder