Ülkemizde, tarihimizden gelen bireylerin, ailelerin, " El alem " (Toplum) e karşı tutumlarında değişimleri yapmalıyız. Bireyleri ve aileleri toplum hakkında önyargılarını, yanlış fikirlerini, kişisel olumsuz tecrübelerini tekrar gözden geçirmeye ikna etmeliyiz.
El alem ne der ?
El aleme muhtaç olmamak.
El alem gibisin, benim için.
Şimdi bize, bana el alem oldun.
El alem gider mersine, sen, biz gideriz tersine.
El alemin her şeyi var, senin, benim, bizim bir şeyimiz yok.
El alem yaşıyor, sen, ben, biz sürünüyoruz.
El alem izin verir mi ?
El alem görsün, el mi yaman, bey mi yaman.
Bireyler ve aileler tarih boyunca iyi yaşama konusunda birbirleriyle rekabet içinde olduklarından birbirlerine üstün gelmek adına haksızlıklar da yapmışlardır. Rekabete dayalı bir toplum içinde bireylerin aralarında yarışır olduğu göz önüne alındığında günlerin, zamanın ilerlemesinde birbirinden daha iyi olanaklara sahip olmak için toplumun erdem saydığı değerlere sadık kalmaktan kaçınmışlardır. Gizli ve hesap sorulamaz tarzlarda birbirlerine zarar verebilmişlerdir. Bu olayların sık olması ve kötü tecrübelerin yaşanması birey ve ailelerin el aleme karşı olumsuz önyargılar oluşturmasını ve çocuk yetiştirmede el aleme karşı çok dikkatli olunması yönünde aşırı bir tavır içinde kalın duvarlar örülmektedir. Bireyin ben ve el alem (toplum) algısına zarar verilmiş olup, ömür boyu savunma, önlem, tedbir kıskacının getirdiği içe kapanıklıktan çıkılmama, yeteneklerini geliştirememe ve insan bilincine ulaşılmaması yaşantısına sınırlandırılmaktadır. Çocuklukta kalmış, büyümemekte ısrar eden zihinlerin " Ben ve el alem " algısındaki sabitlenme bir çok kişinin zihinsel gelişimin engellemektedir. Beden geliştiği halde zihin sabit ve durgun kalmaktadır.
Eğitim, öğretimde Türkiye toplumunun birliğini, dayanışmasını, kendi içinde barış içinde olduğunu, edep, adap ve usullerin gerekli olduğunu, nezaket, hoşgörülü, empati gibi yaklaşımların önemli olduğunu bir çok iyi özellikler yanında bireylerin kendilerini hangi durumlarda korumaları gerektiği bilgisini ve tecrübeleri çocuklara ve gençlere vermeliyiz.
Geçmişten gelen zor yaşama şartları günümüzde değişmeye başladığı halde bireyler önceki büyüklerinden aldıkları önyargılarını sürdürmektedirler. Kuşak çatışmalarındaki en belirgin olgu el aleme (topluma) bakış tarzında oluşmaktadır.
Birey ile el alem arasındaki güveni oluşturmak gerekmektedir.
Türk toplumu bireyine olan sağduyu özelliklerini bilmekte ve uygulamaktadır.
Asıl sorun bireyin topluma karşı ideal tutum bilgisinin ve güveninin olamadığı ortadadır.
Toplum bireyi sevmekte ve değer vermekte iken, birey topluma küskün ve onu yanlış bilmenin önyargıları içinde tutumla yaşamaktadır.
Bu soruna çözüm, bireyde toplum algısının güncellenmesi, yenilenmesi ile olabilir.
Bunu başarmak için aile, okul eğitim ve öğretimleri, sanatta, edebiyatta, psikoloji, sosyoloji gibi bir çok bilim dalında araştırmalar yapılmalı ve yeni tespitlere ulaşılmalı, bireylere sunulmalıdır.
Ülkemizde eksik olanı yani bireyin topluma küskünlüğünü barıştırmaya yöneltmeliyiz.
Birey olarak tüm büyük hayal ve isteklerinizi evrenden değil, toplumdan isteyiniz. Evren doğa ile bağlantılı bizde doğa ile bağlantı içindeyiz. Doğa boşluk bırakmadığı gibi evrende de boşluk yoktur bunu henüz bilemesek de. Evreni yaratanın amacını bulamayız ama doğanın ve toplumun nereye doğru gittiğini biliyoruz. Doğa uzaya gitmek istiyor, toplum ise varlığını korumak, düzenini oluşturmak, sürdürebilir olmak, bireylerinin, birimlerinin, gruplarının iyi yaşam ve mutluluklarının kendi amacı ile uyumlu olmasını istiyor.
Bu konuları düşünen olarak doğanın istediğini toplum amacının gerçekleşmesi üzerinden yani iyi yaşam ve mutluluk devamında iken yerine getirilmesi ideal gelecek olur. Doğa amacının yerine getirilmesini toplumun amaçlarıyla uyuşmasının birinci öncelik olarak tanımaktadır. Fakat toplumlar bunu başaramaz ise uzaya kötü rekabet, savaş ve kaçış gibi zorunluklar ile de doğa amacını gerçekleştirecektir. Bu bilince ulaşmak bizleri geleceğimiz için en uygun seçenekleri tercih etmemizi yardım edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder