Vicdan (Bireydeki toplum vefa duygusu) Üzerine
Vicdan veya vefa canlılığın türe ait bir içgüdüsüdür ve insanda ortaya çıkmıştır
Bireyler doğdukları aileye ve sonra ailenin bağlandığı topluma karşı bir bağ ile bağlanırlar.
Bu gizli bağ bir varlık olma bilincinin verdiği vefa duygusu ve tutumudur.
Bu duygu ülkemizde vicdan olarak anılmaktadır.
Bireydeki var olma, varlık hali bağlı olduğu aile ve toplumdan kaynağını almaktadır.
Bu güçlü duygu ve tutum doğan ve yetişen her bireyin bilinç altına yerleşir.
Artık bireyin içinde oluşan bu içgüdü yani vefa veya vicdan temel varlık duygusu ve tutumu ile onun ömür boyu taşıyacağı canlılığın temellerinde olan ve her türlü ahlaki ve ahlaki olmayan düşüncelerine, sözlerine, yazılarına, eylemlerine, yargılarına, tutumlarına, etki ve tepkilerinde görülecektir.
Vicdan veya toplumsal vefa duygusu sadece insanda ortaya çıkmakla birlikte her canlının genetik kodlarında bulunmaktadır.
İnsan dışındaki canlılarda görülmemesi bu genetik kodun gelişme olanağı olmadığı, onların buna olanak bulamadığı içindir.
İnsanlarla birlikte yaşayan canlılarda bu duyguyu öğrenmek ve hissetmek belli belirsiz olarak kendini göstermektedir.
Vicdan toplumun vefa içgüdüsünden bireye geçmektedir.
Toplumsal vefa içgüdüsü yardımlaşma, birleşme, dayanışma, birlik olma bilinci ve istenci, bir bütünün parçası olma, aidiyet duygusu, bağımlı ve bağlı olma, güvenme, güç alma, güvende hissetme, ihtiyaçlarının karşılanmasına dayanan bir minnet, ondan korkma, çekinme, ona saygı duyma, kendinden daha güçlü ve gücü hesaplanamayan, hayale gelmeyen, zihinle tam olarak kavranmayan büyük bir olgu olarak bilinçaltında duran gibi bir çok özellikleri içinde barındıran temel içgüdüdür toplumsal vefa içgüdüsü veya vicdan.
Bireyler katman değişimlerinde toplumun onay vermediği şekillerde yani ahlaki ve yasal olmayan hareket etmelerinde veya günlük yaşayışlarında toplumun onay vermediği şekilde yani ahlaki ve erdemli olmayan gizlice eylemde bulunduklarında vicdan veya toplum vefa duygusu aktif olur ve bireyi bedenen ve zihnen kuşatır.
Böyle bir durumda olan birey artık kendi vicdanında mahkemeye çıkmıştır.
Toplumun gizli bir etkisi onu kendi içinde yargılamaya başlamıştır.
Sanık artık toplumun büyük gözünden ve kulağından korunmak zorundadır.
Ceza olarak en büyük korkusu toplumdan dışlanmak ve sonucu iyi yaşama olanaklarından yoksunluktan başlayan ve en sona bağlanan ölüm korkusudur.
Bu bireyin çevre, beden ve zihin zamanı düzenli çalışmaz.
Yaşadığı toplumla sadece kozmoloji zamanla paralel yaşamaktadır.
Çevre zamanı, kendi beden zamanı ve zihin zamanı alt üst olur.
Toplumların çevre zamanı birleşmiş, beden zamanları da bir olmaya giderken zihin zamanları daha yeni günümüzde birleşmeye doğru giderken beden zamanların ilerlemesini beklemektedir.
Vicdan ve vefa duygusuna ters eylemlerde bulunan birey, içinde devam etmek olan mahkemeden beratı yaptığı topluma aykırı eylemlerin telafisini sağlamak üzerine olacaktır. Eğer bunu yapmaz ise ömür boyu zihin, beden ve çevre zamanı düzenli ve sağlıklı devam etmeyecektir. Birey kendini kandırma yoluna gitmeyi tercih edebilecektir. Hatasını telafi etmediği halde ettim diyerek kendi bedenini ve zihnini kandıramaya çalışabilir. Fakat bu birey kendini kandırdığını sansa bile çevre zamanı bedene ve zihne gönderdiği işaretler sonucunda beden ve zihni bu kandırmaya uzun süre seyirci kalamayacaktır. Beden ve zihin sorunlu çalışmaya başlayacak kişide sağlık dengesi bozulmaya devam edecektir.
Vicdan veya toplum vefa duygu bozukluğun en temel tedavisi yapılan eylemleri telafi edici yeni eylemlerde bulunmak ve toplumun bu olayı bilmesi halinde "insanlık hali" şeklinde bir sonuç koyabilmesidir.
Toplumun yargısında " İnsanlık dışı" " Vahşet, korkunç, böyle insan olamaz, insanlık dışı " gibi sonuçlar ait olduğu bireye artık sağlıklı bir yaşama olanağı dışına çıkarır. Çünkü vefa duygusu veya içgüdüsü bozulmuş, tamiri de çok zordur.
Yalnız yaşamaya, topluma karışmamaya, topluma ait bir çok yüksek duygulardan mahrum kalmaya başlayacaktır.
Halk dilinde bu dışlanmadır. Bireyin topluma yabancılaştırılmasıdır.
Toplumun bireye karşı öfkesi ve onu içinden atma refleksidir.
Linç eylemlerindeki amaç budur. Dışlanan bireyin etkisiz hale getirilmesi, atılması, o ortamda bulunmaması, düşünme, konuşma ve eylem gibi insani özelliklerin iptal edilmeye çalışılması. Çevre zamanın beden ve zihne etki etmesi, onu durdurması, çalışmasını önlemesi. Kozmoloji zamanın bu olanlar etkisinin bulunmaması. Açıklanamayan bir çok olaydan sonra zihinsel zamanların bu olanları kozmolojik zamanların iyi ve kötü etkisine yorumlaması. İyi de kötü de oradan geliyor yanılgıları.
İçinden atma ve dışlama eyleminin en kötü hali yaşamasına izin vermemek olacaktır.
Dolayısı ile vicdan veya toplum vefa içgüdüsü hem zihin hem bedenin ortak zamanında bulunmaktadır. Bedenin zihne bağlandığı o yerde bu içgüdü insanın ömrü boyunca vardır ve aktiftir.
Canlılık evrimin amacı
İnsan, tek hücreli canlının yan yana dizilmesi modelini toplum olarak başarabilmiş ve zamana karşı mekan olarak hareketi bir kaderi olmasına rağmen kendini sabitlemeyi başarmış bir canlıdır.
Tek hücreli canlılardan birleşenler daha karmaşık canlıyı oluşturmuş olup oluşturamayanların ise hala örneklerini görmekteyiz. Canlılık tarihinin en önemli yapı taşları önümüzde durmaktadır.
Doğada sürü haline gelmiş bir çok canlı yerlerini sabitleyerek varlıklarını koruyamamışlardır. Belli bir mekanda kalmakta ilerleyen sürü halindeki canlılar ise daha fazla yayılma yetisine geçememişlerdir.
Yeryüzüne dağılmış canlılardan tamamlanmış beden olgusu içinde bitki ve insan ön plana çıkmaktadır.
Bakteri türü canlılar temelde olmasına rağmen canlılığın bir aşamasını göstermektedir.
Mantarlar ise bakteri üstü bir aşamaya evrilmiştir.
En son bitki ve insan yeryüzünde canlı bedenin en son tamamlanma aşamalarını temsil etmektedirler. Tür olarak ve kozmolojiye karşı korunabilen olarak ön plandadırlar.
Dolayısı ile evrimin amacı bu tespitimizle ortaya çıkmaktadır.
Canlılık evrimi kozmolojinin olumsuz etkilerine karşı bağışıklığını geliştirmek ve güçlü konumunu arttırmak üzerine çalışmaktadır.
Bu devasa büyük ve geniş kozmoloji (evren) karşısında canlılık varlığını ona karşı korumak, geliştirmek, büyümek ve yayılmak üzerine çalışmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder