Felsefemize göre daha önceden de bahsedildiği gibi varlık yaşamdır.
Teknoloji ise insanın madde ve enerjiyi kullanarak kendi varlığını (yaşamını) kolaylaştırmaya, geliştirmeye, sürdürülebilir olmaya kendi türünün kendi içinde ilişkilerini kolaylaştırmaya, geliştirmeye, sürdürülebilir bir birlikteliğe ulaşma amacıyla ortaya çıkardığı, çıkarmaya devam ettiği ve sonra da çıkaracağı teknik olarak araç, alet, bina, yol, köprü, eşya vb. eserleridir.
Teknolojinin iki yönü dikkatimizi çekmektedir.
1. Topluma yönelik
2. Bireye yönelik
Topluma yönelik,
1.Toplu ulaşım araçları ve yolları; yollar, köprüler, uçak, gemi, tren, otobüs vb.
2. Toplu iletişim araçları;
a) Temel ihtiyaçlara hizmet eden; Doğal gaz, elektrik, su
b) Kültürel ve iş amaçlarına hizmet eden; İnternet, tv, radyo, telefon
Bireye yönelik
1. Ulaşım alanları ve araçları; yollar, köprüler, özel araçlar
2. İletişim teknolojileri; Telefon, pc, internet,
3. Günlük temel ihtiyaçların karşılanmasına yardım araçları; Ev eşyaları,
4. İş sektöründe çalışmaların kolaylaşmasına yardımcı araçlar; Ofis eşyaları
Bu liste uzar gider ana konu ve ara konuları ile
Yukarıdaki bir çok örnekte görüldüğü gibi teknoloji insan yaşamın kolaylaşmasına çalışmaktadır.
Ana konusu ve amacı budur.
Günümüzde teknoloji hakkında bir çok şikayet duyarız. Teknoloji kötüdür. Teknoloji geldi mutluluk bitti gibi mızmızlanmalar, armudu yiyip bunun niye çöpü var demeler gibi, üzüm güzeldi ama çekirdeği olmasa gibi, gül güzel ama diken burada neden var gibi şımarıklar.
Sözün kısası sayın okuyucularım bu şikayetlerin özeti şudur; Cennete ufak sorunlar var, bunlarda olmasa demenin şikayetidir.
Teknoloji şu an türümüzün doğada bir öz bir önemli öge olmasındaki en önemli faktör olarak önümüzde durmaktadır.
Trans- hümanizim ve post- hümanizm akımlarının tek amacı insan ömrünü uzatmak üzerinedir. Sonsuzluk özlemi diyerek onları eleştirmek basit bir yaklaşımdır.
Teknoloji insanın tarih boyunca doğanın kendi içindeki sert diyalektiğine karşı teknik olarak kendini korumayı ve geliştirmeyi başardığı zihin ürünleridir. İnsan önce teknik olarak diğer canlıları sonra da madde ve enerjiyi kullanmaya başlamış ve son hali de kozmolojiyi kullanmada kararlı adımlarla ilerlemektedir.
Bu günden sonra doğa (canlılık) için yaşamı artırıcı ve yayıcı özelliğine doğru ilerleyecektir. İnsanın gelecekteki misyonu bu olacağını göstermektedir bizlere.
Teknolojide ne deneme yapılırsa yapılsın ne olasılıklar denenirse denensin felsefemize göre sonucu canlılığın hizmetinde olduğu ortaya çıkacaktır.
Günümüzde türümüzün içinde birbirine hakimiyet, birbirinden önde olma, daha fazla refahtan pay alma tüm davranışları insanın dolayısı ile canlılığın kendi içindeki diyalektik rekabetinden gelmektedir. Buradaki görünenler doğa için basit ve süregelen gelişmelerdir.
Büyük resimde ise teknolojinin türümüzün doğa ile karşılaşmasının, onunla yüzleşmesinin temellerine inileceğidir.
Teknolojinin geleceğinin nasıl olacağını ve nasıl olması gerektiğinin cevabını doğayı ve onun işleyiş ilkelerini anlamakla olanaklıdır.
Doğada dört öz teorisini göre teknolojinin ilerlemesi nasıl olmalıdır?
Doğada dört öz teorimizde, insan, dördüncü, öz olup doğanın yaşam döngüsünde son halkayı temsil etmekte idi.
İnsanın, diğer özlere bağımlılığı bulunmaktadır.
İnsan biyolojik açıdan tümden önceki özlerin gelişimi ve son halini temsil etmektedir.
Teknolojinin normal ilerleyişinde sürekli doğaya olan bağımlılığı azaltıp kozmolojinin enerji- madde unsurlarına yöneldiğini fark ediyoruz dikkatli bakışımızla.
Isınmak için önce odun ve kömür yakarken doğal gaz ve elektrik yöneldik. Odun kesmeyi bırakarak ağaçların azalması süreci durduruldu. En azından şu an ağaçların yaşam döngüsü bitiminden kesilmesi devam ediyor.
Araçlarımızda ve bir çok teknik yapılanmalarda elektrik kullanmaya başlamamız çevre için kötü olan fosil yakıt kullanımını azaltmaya başladı.
Bu gelişmeler insan olarak yapımızda bulunmaktadır. Bizler teknik olarak diğer canlıları kullanmaya devam edemeyeceğimizi keşfettik tarih süresince. Başlangıcı onlar ile yaptık. Fakat gelişimimiz açısından ve amacımız açısından diğer canlıyı teknik olarak kullanmak bize her zaman yetersiz kalacağını gördük.
Bu olgu da insanın gelişimi teknik ise tekniğini yönü canlıları kullanmak değil, özellikle kozmolojinin madde ve enerjisi olarak kullanmak ve o yolda ilerlemektir.
Kaderimiz bizleri o yönü doğru ilerletmektedir. Teknolojinin yönü kozmoloji ve onun madde- enerjisidir.
İlke insan olarak önce başka canlıların kemiklerini alet olarak kullandık, tahta, odun, sopa kullandık. Madenleri keşfedince onları bıraktık. Madenler kalıcı ve dönüşücü idiler. Madde ve enerjiye dönüp durma döngüsünde idiler.
Dolayısı ile canlı kendi varlığını kendi kopyası yeni canlıya devreder iken bir yaşam döngüsüne hizmet etmektedir.
Kozmolojide her madde enerjiye ve tekrar maddeye dönerek bir döngü içinde olmaktadır.
Bir demir sıcakta erir sıvı demir olur daha fazla sıcakta buhar demir olur. Sıcaklık azalır ise önce demir sıvısı ve sonrası madde haline tekrar döner. İster birleşmiş olsun isterse ayrı olsun onun özü aynıdır. Diğer kozmolojik maddeler de öyle. Her madde atomsal özelinde vardır. İster az ister çok bir arada olsun.
Fakat bir canlının özü tekil atoma bağlı değildir. Farklı biyo-atomların birleşmesi ile olmaktadır. Canlı yapısında diğer kozmoloji atomlarını kullanır, hücrelerin çoğaltır ve korur. Bir canlı sisteminde kozmolojinin atomlarını kullanır. Sonra varlığını kopyalar ve yeni gelen canlı o atomları kullanmaya devam eder.
Dolayısı ile kozmolojinin atomlarını canlılık temelden kullanmaktadır.
İnsan teknolojisinin ilerleme yönü varlığını korumak ve sürdürmek için kozmolojinin madde ve enerjisin dönüşümünden faydalanması canlılığın temelinden gelmektedir.
İşte teknolojinin yönü insan varlığının korunması, gelişmesi ve sürdürülmesi amacında canlılığın, doğanın ilerleme amacı vardır.
Doğa ve canlılık kozmolojinin belli bir zamanında ve o yerde ilk ortaya çıktığında kozmolojiye karşı onu kullanma yolu ile varlığını oluşturmaya başlamış ve gelişimin sürdürmüştür. Ara dönemlerde canlının canlıdan alımı ve onu kullanması onun asıl kozmolojiye karşı kendini geliştirme çalışmaları olarak göze çarpmaktadır.
Felsefe bu konularda genel bir ışık tutma amacındadır. Teknolojinin yönünü km veya gün yıl olarak göstermek, münencimlik yapmak, kahinlik yapmak felsefenin alanı değildir.
Yaşam döngüsü ve kozmolojinin madde-enerji ve sıcaklık oran döngüsü arasında sıkı bir ilişki olduğunu unutmayalım.
Teknolojinin yönü insanın, doğanın (canlılığın), dolayısı ile yaşamın gelişmesi yönünde kozmolojiyi yani madde ve enerjiyi kullanmak üzerine olacaktır.
İster dünyada türümüzün kendi içinde varlığını sorgulaması çabasında, isterse de barışına hizmet için olsun.
En sonunda dünya dışına çıkışımızın başlaması ile insan ve doğanın tarihi için bir yeni başlangıç yapmasıyla yeni bir dönem başlayacaktır.
Tüm insanların aynı düzeyde yaşamı algılamasını, varlığa ait aynı düzeyde bilgi sahibi olmasını bekleyemeyiz. Fakat bilenlerin daha çok olduğu bir toplumda geleceğe dair doğru, iyi, güzel ve etiğe uygun bir yaşamın devamı sürebilecektir.
Biz insanlar alt kültürümüz olan hareketli canlıların evrimini durdurmamız demek artık onların varlık hallerini içimizdeki olasılıklarda yaşayacağız anlamına gelmektedir. O nedenle espirili olsa da alt kültürlerimizden örnekler ile birbirimize şaka yapabiliyoruz. Sürüngen beyinli, tilki gibi zeki, keçi gibi inatçı vb.
Genel anlamda insan alt üç özün temsilini de üstlenmektedir. Bakteri gibi her yere girip çıkan, mantar gibi her yerde biten, ağaç gibi odun gibi duran, inançlılar için güneşe yönelen bitki gibi saf ve temiz huşu halinde olan gibi bir çok örnekte alt kültürlerimiz ve alt özlerimizden örnekleri kendi türümüzün olasılıklarında görmekteyiz.
................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder