4 Ocak 2024 Perşembe

Zerdüşt'ün Dönüşü - 3. Bölüm (Bitkiler ile iletişime geçen Filozof)

 Zerdüşt heyecanla klavyede bir çok yazı, işaret ve ses gönderiyor ve monitörden belli belirsiz gelen sinyallerin anlaşılır hale gelmesini bekliyordu. Uzun süredir üzerinde çalıştığı bitkiler ile iletişim programını tamamlamış, son bir hafta bitkilerden karmaşık anlaşılamayan çizgi, ritim, renkler, gaz şekilleri, titretişimler halinde gelen cevap niteliğindeki işaretleri çözmeyi henüz başaramamıştı. 



Artık bitkiler ile iletişime geçemeye çok yaklaştığını hissediyor, heyecan ve merakla her türlü mesaj şeklini deniyordu ve gelen mesajları çözmek için tüm heyecanının bastırmaya çalışıp öyle devam ediyordu.

 Olanların gerçek olup olmadığını da bilincinde tekrar tekrar sorguluyordu. Evet gerçekti ve bu sürece girmişti. Bitkiler mesaj gönderiyorlar fakat bir türlü çözemiyor anlam veremiyordu. Sürekli gelen fakat henüz anlamını çözemediği mesaj şekillerinin etkisiyle zihninde ve bedeninde olumlu enerji dalgalanmaları  olduğunu hissediyor ve mesajların olumlu, barışçıl olabileceğini tahmin ediyordu. 

Heyecanını bastırmaktan yorulmaya başlamıştı. İşaretler gittikçe belirginleşmeye ve anlaşılır hale gelmeye başlıyordu. Boşalan bardağına heyecanla gözünü monitörden ayırmadan su doldurdu ve içerken bile gözleri ekranda idi. Ekranda bir yazı belirdi birden, gözleri şaşkınlıktan suyu içip bitirdiğini fark etmeden hala boş bardaktan su içmeye çalışıyordu. Ağızına dayalı boş bardak, gözleri ekrana kilitli bir halde hareketsiz kaldı. Donmuş bir halde bir kaç saniye öyle kaldı. Birden elinden bardağı bıraktı, boş bardak yere düşerken bile gözleri ekrandaki yazıyı görüp iletişimin başlaması karşısında tüm hayretini yaşıyordu. Ekranda titreşim, dalga, parazitlenme, gaz bulutu gibi karışık halde iken bile şu yazı görünüyordu. 

" Su "

Saniyeler geçtikçe Zerdüşt kendine gelmeye başladı. Koltuğa geriye yaslandı. Kasılmış bedeni rahatlamış, olayın heyecanının geçmesini bekliyordu. Nefesini tuttuğunu fark etti, hızlıca nefes alıp verdi. Yere düşen bardağa baktı kırılmamıştı. Ekrandaki yazı hala duruyordu. Tekrar tekrar görünüp kayboluyor, yine aynı yazı zor da olsa anlaşılıyordu. 

" Su "

Zerdüşt kendine gelmiş olarak yerinden kalktı ve bitki sulama kabıyla incir ağaçların olduğu saksıya doğru ilerledi. Artık bu bitki sulaması sıradan ve rutin olmaktan çıkmıştı. İlk defa bir insan bitkinin isteği üzerine ona su vermeye doğru ilerliyordu. Acele etmiyor, sakin olmaya çalışıyordu. Salonda yalnız olduğunu hissettiği zamanları geride kalmıştı. Bilinci olup olmadığı bilinmeyen bitkileri sulama davranışı rutin olmaktan şu an sona ermekte idi. " Bu adım insanlık için büyük, canlılık için küçük bir adımdır" şeklinde tarihe geçecek eyleminin mesajını aklından geçirdi.

İlerleyen dakikalarda iletişim belirginleşmeye ve hızlanmaya başlamıştı. Zerdüşt yazıyor ve cevaplar geliyordu. Zerdüşt cevaplarda şaşkınlıktan ayağa kalkıyor bir iki adım ileri geri yürüyor aldığı mesajları mantığına uydurmakta zorlanıyordu. 

İncir " Biz bitkiler havayla mesajlaşıyoruz, sizin bildiğiniz gibi köklerden değil." 

Zerdüşt " Nee ?! nasıl ??... " diyerek şaşkınlık ve hayrete boğuluyordu. " Peki, size soracağım insanları, mekanları, olayları, nesneleri ve diğer canlılar hakkında bana bilgi verebilir misiniz ? "

İncir " Tabi ki verebiliriz, biz bitkiler tüm yeryüzünde istediğimiz bilgilere sizin internetinizden, medyanızdan daha fazla ve hızla ulaşabiliyoruz. Yapay zekanızdan daha fazla bilgiyi değerlendirebiliyoruz ve bu bilgileri saklayabiliyoruz. "

Zerdüşt yerinden fırladı, ayağa kalkıp kısa ve seri şekilde salonda ileri geri gitmeye başlamıştı. Bilincine delirip delirmediğini sormaktaydı. Aldığı yeni bilgiler beyinde sinapslarını yakmış, nöronlarını kısa devre yaptırmıştı, mantığını da altüst etmiş düşünemez olmuştu. Kendine gelmesi için zamana ihtiyacı vardı. İlk olarak iletişimi kısa tutup belli zamanlarda sınırlamak gerektiğine karar verip İncir'e bu kararını hemen iletti. Bu halde ilerleyemez idi. Delirmenin sınırlarına geldiğini hissetti. İncir ise gayet sakin ve rahattı.

" Hoş geldin Zerdüşt canlılık arenasına. Dinlen ve sakinleş. Daha seni mikroorganizma ve böcekler ile tanıştıracağım. Onlarla da iletişime hazırlan. "

Zerdüşt titriyor ve nefes almakta zorlanıyordu. Terlemiş ve kaskatı kesilmişti.  Halsiz haliyle İncir ile vedalaştı ve hemen sessizce yatak odasına ilerledi. Öğrendikleri onda şok etkisi yaratmıştı. Susmalı, eylemsizleşmeli ve uyumalıydı. 

Zerdüşt kendini derin bir uykuya bıraktı.

................  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarım...