Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

16 Temmuz 2013 Salı

Halk ve Devlet

"Yargı tarafsızlığını yitirip, adilce çalışmaz ise halkın vicdanı uykusuz kalır." Konfiçyus.

Adalet devletin bir yaptırımcı unsurudur. Adalet doğru işlemez ve yanlış kararlar alırsa halkın vicdanıyla çelişir ve tepki doğurur.

Yanlış olduğuna inanan halk karara itiraz eder ve toplu eylem yapınca yargı ne yapacaktır. (Ülkemiz ve ABD de olan yargı kararları.)

Adalet terazisi bu tepkiyi önemsemeyip kayıtsız mı kalacaktır. Endişeli şekilde bitmesini mi bekleyecektir. En önemlisi alınmış kararı tekrar gözden mi geçirecektir.

Adalet "Karar aldım bitti, konu kapanmıştır " deme hakkını kendinde görmesi ne anlama gelmektedir ? Kararını tekrar gözden geçirmek için temyizde işlemezse halkın itirazları hangi boyutta olması gerekir ki adaletin otoritesi ve gücü aldığı kararları tekrar gözden geçirme gereğinde bulunsun.

Kaç milyon insanın, halkın itiraz etmesini bekleyecek. Bir milyon mu  ?
On milyon itiraz eden halk ikna eder mi ?
Hala mı yetmez, (Söyleyin! bu da mı gol değil )
Hadi meydanda elli milyon, internet de yüz milyon itiraz olduğu gerçekleşirse "Eh, halkımızın kararımız hakkında hassasiyetinden emin olduk, artık bizde kararımızı tekrar gözden geçirelim bari " mi denecek.

Adalet, devletin güç (polis) ve otoritesini(yürütme, yasama ve kanunları) kullanırken aldığı kararlara halkın tepkisi oluşuyorsa bu tepkilere kayıtsız kalmamalı ve kendi içinde kanunların yenilenmesi, değiştirilmesi teklifini daha iyi bir adalet oluşması için madde madde kanun yapıcılara hatırlatması gerekir.

Devlet vergileri arttırırsa halk vergi, faiz ve ekonomik ceza uygulamalarına itiraz ederse devlet yönetimi ne yapmalı ? (Brezilya)

Çağımızda devlet sistemleri halkın bilgisi, mantığı ve vicdanının gerisinde kalmaktadır.

Halklar akıl ve vicdanlarıyla devlet güç ve otoritesinin yanlış uygulamalarına itiraz etmektedirler.

Yanlış vergi, faiz ve ekonomik ceza uygulamaları halkları fena halde bunaltmıştır.

Devletin durgun kanunları, düzenlemeleri, uygulamaları, dinamik halkın ihtiyaç ve haklarına yetişememektedir.

Serbest piyasa ortamında kurum ve işletmelerin halkı maddi olarak aldatması artmış olduğu halde bunu önleyici kanunlar geç gelmekte ve yeterli olamamaktadır.

Devlet ise vergilerini gün be gün arttırma yoluna gitmektedir.

Halk kendisini vergi, faiz ve ekonomik ceza kıskacına alınmış halde bulunca en doğru davranış olan itiraz kültürü oluşmaktadır.

Halkın mesajları, yönetimler tarafından doğru olarak algılanmalıdır. Görmezden gelme, önemsememe ve hatta sindirme çabaları gibi yanlış yöntemleri seçmemeleri gerekmektedir.

Çağımız, akıl ve vicdanın(halk) güç ve Otorite(devlet) ile yeni ilişkilerini belirlemeye çalıştığını gösteriyor.

Devlet halk için var olan bir sistem olduğunu hatırlamalı ve kendisini halkın çağdaş amaç, ihtiyaç ve hakları için hızla ve doğru yenilemelidir.

Doğada en önemli unsur güç değildir, Güç ve enerji sabit değil değişkendir. Yaşamanın amacı değil sadece unsurlarından biridir.

Devlet otoritesi, güç unsuruna güvenmeyi bırakıp ağır ve hantal yapısından kendini dinamik bir hizmet sistemine halk için çevirmelidir.

Özkan Salman   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

     Ülkemizin kuruluş ve gelişme planları uluslar arası küresel gelişmiş bir ülke olmak, vatandaşları ile refah ve insanca yaşama idealinde...