6 Temmuz 2013 Cumartesi

Sigmund Freud Yanılıyor muydu ?

Bir insan ömrü boyunca kendisine sunulan bilgi akışına ilgi gösterir ve düşünme sürecine girerse sonuç aydınlanmaya doğru gidecektir. Fakat bir insan kendisine sunulan bilgiyi almaz, kendini gelişen ve değişen bilgiye kapatırsa düşünme süreci çok az ilerleyecek hatta duracaktır. Bu bireyin dünyanın fikirsel alandaki gelişimlerini anlama kapasitesi düşecek, hatta her şeyin anlamsız ve saçma olduğu fikrine kapılacağı tahmini zor değildir. Kendini, zihnini yeni bilgilere kapatmış eski kuşak insanların örneği capcanlı durmaktadır.

Değişmeyen fikir, gelişmeyen bilginin ürünüdür.

İnsanların yönlendirilir olması mümkündür, ancak süresinin uzun olması mümkün değildir. Faydalı ve yararlı yönlendirmeler sürekli, kurgu ve belli amaçlar için yapılan yapay, uzun vadede zararlı olanlar ise ortaya çıkar, anlaşılır ve süresi biter.

Günümüzde internet klasik haber alma ve kitleleri yönlendirme aracı olan tv tekelini, belli otoriter merkezli bilgi verme yöntemlerini bitirmiştir. Diploma, ünvan ve ödül merkezlerinin belirleyiciliğini kaldırmıştır. Reklam sektörü kitlelere ulaşma hedefinden bireysel, bölgesel ve ilgisel alanlara yönelmektedir. Tüketici kullandığı mal ve hizmeti unutmaz, rakiplerini de bilir. Alternatiflerini de kıyaslar, kayıtsız değildir.

Reklamlar insanların biyolojik ihtiyacının belirlenmiş sınırlarından psikolojik belirlenmemiş sınırsızlığında hala dolaşmaya devam etmektedir. Ta ki psikolojik sınırların belirlenmesine kadar gidebilirler. İşte şu an yapılan Freud'un alaca karanlıkta gördüğü günümüzde apaydınlanacak olan psikolojik sınırlarımızın belirlenecek olmasıdır.

İsimlerin tartışılmasının bittiği, olay ve kavramların genel anlamlarını yitirip isim gibi netleştiği dönemlere giriyoruz. Özgürlük, demokrasi, barış, ruh gibi önceki geniş kavramların içinin doldurulması, lokal isimlere dönüşmesi, belirli konulara hitap etmesi gibi.(Düşünme, konuşma ve yazma özğürlüğü, Taksim ruhu vb.)

İnsanın "Altbenlik" denen karanlığın, su altındaki büyük buz dağı benzetmesinin açılması: Öncelikle doğal, genetik, biyolojik yanımızı anlatır. Doğadaki canlıların davranışı nasılsa insandaki bilinçaltı odur. Yani canlının doğadaki duruşudur. Varolma, genetik, dna'sal gelişmesi, aktarmasıdır.

Benlik: Bireyin doğumdan itibaren ve ömrümüz boyunca öğrenme ve davranma şekli.

Üstbenlik : Bireyin toplumla olan etkileşim içindeki oluşan ve gelişen davranışları.

Şartlı(hal) benlik : Bir bireyin toplumdaki diğer insanlar tarafından belli şartların etkisini belirleyici kılması. Mevki, ünvan, ödül ve ceza yolları ile. Toplumun kendi diktatörlerini, demokratik liderlerini, kahramanlarını vb. oluşturması gibi. Oluşturulan ortamdaki insanın psikolojik yapısı. İnsanlık hali değil, halin, ortamın insanı. Bu durumdaki insanın daha önce belirlenmiş olan davranış ve düşünce kalıplarına göre davranma eğilimi.

Sigmun Freud genel anlamda yanılmamıştı. Ama olayları alacakaranlıkta görebildi.

Şimdi psikolojide aydınlama ve bir insanı, bireyi tümden psikolojik aydınlatma zamanı. Teknolojide uzaya çıkan insan, sosyal bilimlerde hala emekliyor, bocalıyor. Büyük bir çelişki. Bunu aşmalıyız.

Rüyalarımız uykudaki düşüncelerimizdir. Geleceğin kehanetleri değildir.

Özkan Salman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarım...