Doğanın (evren) ve İnsanın değişimi
Doğanın değişim ve döngü hızı, insan bilgisinin değişim ve gelişim hızından yavaştır. Doğa tekrarlanan bilginin belli bir hızda değişim ve dönüşümünü sağlarken insan bilgi edinme ve kullanma hızı ile doğayı keşfetme ve doğanın yavaş hareketine belli oranda da olsa etki etmektedir.
İnsanın bu hızdaki bilgi edinme ve işleyiş sürecinin, evrenin genişleme sürecine yetişebilme imkanı olduğu fikrine ulaşabiliriz.
İnsan dünyayı keşfetti, hala bu süreç devam ediyor uzayı izlerken.
İnançlarımız, biz insanlara, birlikte yaşamının erdem ve mutluluğunu anlatmaktalar. Toprağı işlemeyi, hayvanları evcilleştirmeyi(Hz.Adem), birbirimizi köle olarak kullanmamayı(Hz. Musa), ilahi adalet vicdanın rahat olması için neler yapmamız gerektiği (Hz. İsa) birey ve toplumun iyi ahlak ve davranışlar içinde, adaletli olması gerektiğini(Hz. Muhammed) kutsal kitaplardan biliyoruz.
Bilimler ise yaşantılarımızı kolaylaştırırken, insan, dünya ve evrene ait bilgilerimizi arttırmaktadırlar.
Din ve bilim gereklidir. Tartışma ise birini birinden üstün tutma ve ötekini basitleştirmeye çalışan kişiler nedeniyle çıkmaktadır. Liderlik etme amacında olanların önceliği hangisine vereceği sorunuyla başlayıp, baskınlık, gündemsel öncelik, kitlelerden onay ve destek alma, bütünlük kurma ve devam ettirme çabası ile tartışmaların devam etmesidir.
Doğa değişim ve dönüşümü insan bilgisi ve kullanımına göre yavaş olsa da insanın onun bilgisini taşıma kapasitesi şu an azdır. Bilgisayar ve benzeri araçlar bu bilgiyi biriktirme, koruma ve geleceğe taşıma açısından insanın insana aktarması gereken bilgi taşıma zorluğunu hafifletmektedir. Bilgi önce insandan insana geçiyordu sözlü öğretilerek, bu aşama dna aktarım aşamasının bilgi sıçrama, zıplama aşamasıydı. Sonraları artan bilgi ve taşıma zorluğu yazıya döküldü. bitkiye, taşa yazılan ve çizilenler. Bilgi arttıkça onu karmaşıklıktan basit ve düzenli olmaya, doğa olayları ile kaybolup unutulmaması için dayanıklı ve saklanabilir olması aşamalarına geçildi. Tablet ve bitki yapraklarından sonra uzun yolculuğuna kağıt ile devam etti.Şimdi bilgisayar ve donanım teknolojileriyle gelişmekte varlığı.
İnsanın bilgiyi taşıma görevi üstlendiği ortaya çıkmaktadır. Taşımak, kullanmak ve aktarmak üzerine bir büyük bir görev ve amaç.
Şu an insandan bilgiyi çıkarın ne kalır geriye ? Doğada varlığını yaşamasını sürdürmeye çalışan, şu anki gibi önemli özellikleri olmayan bir canlı kalır.
Doğaya bedenimiz bağımlı iken zihin ve düşüncemiz bilginin bize sağladığı evrensel özgürlüğü yaşatmaktadır.
Özkan Salman
Doğanın değişim ve döngü hızı, insan bilgisinin değişim ve gelişim hızından yavaştır. Doğa tekrarlanan bilginin belli bir hızda değişim ve dönüşümünü sağlarken insan bilgi edinme ve kullanma hızı ile doğayı keşfetme ve doğanın yavaş hareketine belli oranda da olsa etki etmektedir.
İnsanın bu hızdaki bilgi edinme ve işleyiş sürecinin, evrenin genişleme sürecine yetişebilme imkanı olduğu fikrine ulaşabiliriz.
İnsan dünyayı keşfetti, hala bu süreç devam ediyor uzayı izlerken.
İnançlarımız, biz insanlara, birlikte yaşamının erdem ve mutluluğunu anlatmaktalar. Toprağı işlemeyi, hayvanları evcilleştirmeyi(Hz.Adem), birbirimizi köle olarak kullanmamayı(Hz. Musa), ilahi adalet vicdanın rahat olması için neler yapmamız gerektiği (Hz. İsa) birey ve toplumun iyi ahlak ve davranışlar içinde, adaletli olması gerektiğini(Hz. Muhammed) kutsal kitaplardan biliyoruz.
Bilimler ise yaşantılarımızı kolaylaştırırken, insan, dünya ve evrene ait bilgilerimizi arttırmaktadırlar.
Din ve bilim gereklidir. Tartışma ise birini birinden üstün tutma ve ötekini basitleştirmeye çalışan kişiler nedeniyle çıkmaktadır. Liderlik etme amacında olanların önceliği hangisine vereceği sorunuyla başlayıp, baskınlık, gündemsel öncelik, kitlelerden onay ve destek alma, bütünlük kurma ve devam ettirme çabası ile tartışmaların devam etmesidir.
Doğa değişim ve dönüşümü insan bilgisi ve kullanımına göre yavaş olsa da insanın onun bilgisini taşıma kapasitesi şu an azdır. Bilgisayar ve benzeri araçlar bu bilgiyi biriktirme, koruma ve geleceğe taşıma açısından insanın insana aktarması gereken bilgi taşıma zorluğunu hafifletmektedir. Bilgi önce insandan insana geçiyordu sözlü öğretilerek, bu aşama dna aktarım aşamasının bilgi sıçrama, zıplama aşamasıydı. Sonraları artan bilgi ve taşıma zorluğu yazıya döküldü. bitkiye, taşa yazılan ve çizilenler. Bilgi arttıkça onu karmaşıklıktan basit ve düzenli olmaya, doğa olayları ile kaybolup unutulmaması için dayanıklı ve saklanabilir olması aşamalarına geçildi. Tablet ve bitki yapraklarından sonra uzun yolculuğuna kağıt ile devam etti.Şimdi bilgisayar ve donanım teknolojileriyle gelişmekte varlığı.
İnsanın bilgiyi taşıma görevi üstlendiği ortaya çıkmaktadır. Taşımak, kullanmak ve aktarmak üzerine bir büyük bir görev ve amaç.
Şu an insandan bilgiyi çıkarın ne kalır geriye ? Doğada varlığını yaşamasını sürdürmeye çalışan, şu anki gibi önemli özellikleri olmayan bir canlı kalır.
Doğaya bedenimiz bağımlı iken zihin ve düşüncemiz bilginin bize sağladığı evrensel özgürlüğü yaşatmaktadır.
Özkan Salman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder