Orta doğu üç bilinen dinin ortaya çıktığı, insanlığın tüm yeryüzüne dağılımının başladığı, üç kıtayı birbirine bağladığı, insanlığın en önemli modern kültürün tüm temellerinin atıldığı yerdir.
Günümüzde ise petrol, maden ve doğal gaz gibi enerji kaynakların bol olduğu, henüz modern yaşama geçememiş, devlet, ülke birliğine ulaşamamış, demokratik, laik yönetim ve kurumlarını oluşturamamış devletlerin çoğunlukta olduğu yerdir. Dini yönetimlerin egemen olduğu, tüketici, kaderci, teknolojik ve bilimsel gelişmeye olanaklı yapıyı, eğitimi oluşturmamış masum çalışkan ve hayatı günlük yaşayan, bireyleşmeye çalışan halkların çoğunlukta olduğu toplumlardır.
Tarihteki haçlı seferleri batının eksik, yokluk içinde olduğu, bulunduğu karanlık ve ümitsiz durumdan çıkmak adına gerçekleştirilmişti.
Birinci ve ikinci dünya savaşında ise Osmanlının eğemenliğinden alınan ülkeleri sömürge haline getirilerek günümüze kadar yönettiler. Uzak batı bu bölgeleri zamanla yakın batıdan teslim aldı. Bir çok ülkeye olduğu gibi buraya haçlı seferleri başlattı. Hala o haçlı seferlerinin yerleşik halini görüyoruz günümüzde. Uzak batı orta doğuda karakollarını çoğaltmış korucu görevinde olduğunu söyleyerek haçlı ideallerini gizlemeyi başarmıştır. Kuzeyden gelen diğer haçlı seferleri ile İslam diğer iki dinin baskısı altına alınmış görünmektedir. Yer altı zenginliklerini uluslararası sermaye ve teknolojileri hortumlarken, yer üstü kültürün gelişmesini engelleyen karakollar haçlı seferlerinin tüm hallerini ortaya koymaktalar.
Orta doğu ülkeleri bu halde birleşme olanağı bulamamaktalar. Kaos, karmaşa görünüyor bizlere bu manzara komşu olarak, uzaktan bakanlar için de.
Orta doğu haçlı seferleri ile kuşatılmışken ona karşı sınırlarını belirlemek varken kendi içinde mezhep, kırsal, kentsel, idari yönlerinden kavga hakim görünmektedir.
Mezhep kavgaları bitirilmeli, AB gibi OB (Ortadoğu Birliği) sağlanmalıdır. Yönetimler oligarşiden, krallıktan, modern yaşam tarzı yönetimlere geçilmelidir. Enerji ortak politikaları oluşturulmalıdır. Orta doğu ülkelerinin alt yapı ve üst yapı aşamalarına geçecek süreçler başlatılmalıdır.
Orta doğuda yapılacak yeni gelişme ve uygulamalarda ülkemize düşen görevleri Osmanlı zihniyeti ile değil modern, çağdaş ve küresel bir ülke olma düzeyinde yerine getirebilmemiz mümkündür.
Kavgalar, çatışmalar ile kaos sürdürülmektedir. Siyasi, bilimsel, kültürel birleştirme çalışmaları daha fazla olmalı, çatışmayı arttıran unsurların ortaya çıkarılarak onların engellenmesi gerekmektedir.
Ortadoğuda barışın, işbirliğinin, birlikteliğinin ve modern yaşama geçilmesinin temellerinin atılmasını ümit ediyoruz. Din savaşlarının son bulmasını üç dinin de barış içinde kalmasını temenni ediyoruz.
Günümüzde ise petrol, maden ve doğal gaz gibi enerji kaynakların bol olduğu, henüz modern yaşama geçememiş, devlet, ülke birliğine ulaşamamış, demokratik, laik yönetim ve kurumlarını oluşturamamış devletlerin çoğunlukta olduğu yerdir. Dini yönetimlerin egemen olduğu, tüketici, kaderci, teknolojik ve bilimsel gelişmeye olanaklı yapıyı, eğitimi oluşturmamış masum çalışkan ve hayatı günlük yaşayan, bireyleşmeye çalışan halkların çoğunlukta olduğu toplumlardır.
Tarihteki haçlı seferleri batının eksik, yokluk içinde olduğu, bulunduğu karanlık ve ümitsiz durumdan çıkmak adına gerçekleştirilmişti.
Birinci ve ikinci dünya savaşında ise Osmanlının eğemenliğinden alınan ülkeleri sömürge haline getirilerek günümüze kadar yönettiler. Uzak batı bu bölgeleri zamanla yakın batıdan teslim aldı. Bir çok ülkeye olduğu gibi buraya haçlı seferleri başlattı. Hala o haçlı seferlerinin yerleşik halini görüyoruz günümüzde. Uzak batı orta doğuda karakollarını çoğaltmış korucu görevinde olduğunu söyleyerek haçlı ideallerini gizlemeyi başarmıştır. Kuzeyden gelen diğer haçlı seferleri ile İslam diğer iki dinin baskısı altına alınmış görünmektedir. Yer altı zenginliklerini uluslararası sermaye ve teknolojileri hortumlarken, yer üstü kültürün gelişmesini engelleyen karakollar haçlı seferlerinin tüm hallerini ortaya koymaktalar.
Orta doğu ülkeleri bu halde birleşme olanağı bulamamaktalar. Kaos, karmaşa görünüyor bizlere bu manzara komşu olarak, uzaktan bakanlar için de.
Orta doğu haçlı seferleri ile kuşatılmışken ona karşı sınırlarını belirlemek varken kendi içinde mezhep, kırsal, kentsel, idari yönlerinden kavga hakim görünmektedir.
Mezhep kavgaları bitirilmeli, AB gibi OB (Ortadoğu Birliği) sağlanmalıdır. Yönetimler oligarşiden, krallıktan, modern yaşam tarzı yönetimlere geçilmelidir. Enerji ortak politikaları oluşturulmalıdır. Orta doğu ülkelerinin alt yapı ve üst yapı aşamalarına geçecek süreçler başlatılmalıdır.
Orta doğuda yapılacak yeni gelişme ve uygulamalarda ülkemize düşen görevleri Osmanlı zihniyeti ile değil modern, çağdaş ve küresel bir ülke olma düzeyinde yerine getirebilmemiz mümkündür.
Kavgalar, çatışmalar ile kaos sürdürülmektedir. Siyasi, bilimsel, kültürel birleştirme çalışmaları daha fazla olmalı, çatışmayı arttıran unsurların ortaya çıkarılarak onların engellenmesi gerekmektedir.
Ortadoğuda barışın, işbirliğinin, birlikteliğinin ve modern yaşama geçilmesinin temellerinin atılmasını ümit ediyoruz. Din savaşlarının son bulmasını üç dinin de barış içinde kalmasını temenni ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder