Türkiye Küreselleşirken

Türkiye Küreselleşirken
Ülkemizde, kitlelerin aynı sözlerin söyleyene göre farklılaşmasını görüyoruz.

14 Şubat 2020 Cuma

Doğanın Diyalektiği

Doğanın temelleri onların olmaması durumunda doğanın özelliğinin ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla doğaya baktığımızda onların olmamasını düşünemeyeceğimiz neler bulunmaktadır.

Öncelikle toprak, yer yüzeyi(yer küre), su, ısı, ışık sonra bitki ve mantar, mikro biyolojik canlılar temeli oluştururlar. Doğanın varlığını korumasında sayılanlar birer temel görev almaktadırlar.

Varlıklarının korunması doğanın varlığının devam etmesi anlamına gelmektedir.

Yumurta ile üreyen canlılar ikinci grubu oluşturmaktadır.

Memeli canlılar doğada üçüncü ve son grubu oluşturmaktadır.

Doğa içinde birinci grup, doğanın varlığının temelleridir.

İkinci grup doğanın varlığını geliştirme, büyütme üzerinedir.

Üçüncü grup ise genişletme ve yayma üzerinedir.

Biz insanlar doğayı yayma grubunun son ve en ideal temsilcisiyiz.

Varlığımızı doğanın içinde olmamız nedeniyle temeli korumak, geliştirme ve büyümeye koruma amacının gerekli etkeni olması nedeniyle önemsemek, Özümüzde olan son amaç ise genişletme ve yayma hareketidir.

İnsanoğlu olarak ilahi, ahlaki, bireysel ve toplumsal  amaçlarımız yanında bu amacı da göz önünde bulundurmalıyız.

Doğanın varlık oluşumu birinci grup, gelişmesi ve büyümesi ikinci grup, yayılması ve genişlemesi üçüncü grup olup canlılığın varlıklar arası yayılması, genişlemesi ve sıçrayışı(insan ve aklı) üç, üç buçuk veya dört grup şeklindedir.

 Zemin (toprak, su, ısı,ışık) birinci kat bitki, mantar, mikro biyolojik canlı, ikinci kat yumurta ile üreyenler, üçüncü kat memeliler, üçüncü gruba kısmen dahil dördüncü kat insan.

Canlılığının varlık nedenin felsefik cevabı ; amacı olan, varlığını korumak ve yayılmak sonucunda bulunacağıdır.

Yaşamın hızı

Doğada belli bir yaşam hızı bulunmaktadır. Biz insanlar bu olağan yaşam hızının üstünde yaşıyoruz. Doğal süreçte canlının oluşma, çoğalma ve yayılma hızı doğal yavaş bir ilerleme halinde olmasına karşın bu ilerleme sırasında mekansal, bölgesel, iklimsel ve başka canlılar tarafından bir çok engellemelerle karşılaşır. İnsan ise zihni sayesinde geliştirdiği araçlar ve sistemler ile bu engellemeleri hızla aşmış, yaşam hızını olağanüstü bir halde arttırmıştır. İki orman arasındaki çölü aşmış, iki kara arasındaki denizden geçmiştir. Son olarak yerküreyi baştan başa uçarak ve uyduları ile sararak hızını son sürat olarak arttırma ve radyo dalgaları, elektrik ağları, elektromanyetik ışınlar ile iletişim alanları ile atmosferi kuşatmıştır. Adeta yeryüzünü duyuları ve iletişimi için kuşatma, yerküreyi delik deşik etme bahasına enerjiye ulaşma ve kendi içinde üretim ve yönetim araçlarına egemen olma yarışında hızla yaşamına devam etmektedir. Dünyayı dört koldan kuşatmamıza ve onun üzerinde hızlı yaşamamıza rağmen hala çok küçük ve az durumda olmamız ilginç bir durumdur. Az ve küçüğüz ama dünyaya karşı hızlı yaşama ve etkilerimiz nedeniyle zararlı bir konumda kendimizi hissetmemiz ilginç bir durum. Tıpkı öldürücü bir virüsün küresel salgın tehlikesi gibi.

İnsanlık olarak üç seçenek arasında hareket etmekteyiz.

1. Geriye dönüş : Riskli bir davranış, doğaya hakim olma ve onu yönetmeye çalışmak. Mevcut doğanın özüne uymayacak yeni bir doğa oluşturmaya çalışmak. Doğa ve insanlığın yok oluşuna veya zarar görmesine neden olacak amaçlarda, davranışlarda bulunmak geriye dönüş olarak anlaşılabilir. Her geriye dönüş hareketi sorun içerir. Geriye dönüş doğayı ters yüz etme davranışı gibidir. Doğanın temelini (madde ve enerji) canlılığın son halkası olan insanla ters yüz etme davranışı (robot teknolojisinin insan yaşamını kuşatması). Madde ve enerji insanın varoluşuna doğa karşısında katkı yapma temeli halinde iken, Teknoloji ile madde ve enerjinin otonom olma olasılığını araştırırken insanın otomata dönüşme riski teorisi.

2. Yerinde sayma : Mevcut düzeni sürdürmeye çalışma, ilerlemeyi durdurmaya çalışmak.

Bir yönü iyi, bir yönü kötü bir durum. Mevcut düzeni koruma halinde bilgi birikimi, canlı, doğa ve evren hakkında kalıcı bilgilere ulaşmaya, uyumu, dengeyi oluşturmaya çalışma süreci.

Kötü yanı ise kısır döngü içinde olma. Bilgi, sistem ve düzenin kendi içine çökme riskini taşıması ve zarar vermesi.

3. İlerleme : Evrende yayılma, sıçrama. Yapılan her yeni icat, sistem, düzenlemenin doğa, canlı ve insan birlikteliğinin korunması ve geliştirilmesi yönünden olumlu.

Doğa, canlı ve insan üzerine hakimiyet kurma ve ona zarar verici olma yönünden olumsuz ilerleme durumu.

Olumsuz seçenek zaten iki ve birinci hareket tarzına da yansımaktadır. İlerlemenin oluşması, yerinde sayma davranışının belli bir seviyeye ulaşması sonucu ortaya çıkmasıdır. Örneğin teknolojinin ve modern yaşamın tüm yeryüzüne ulaşmasının belli bir dönüm noktası ilerleme davranışını tetiklemektedir diyebiliriz.

Belli kesimin teknoloji ve bilgiyi gizleyip aşamalı ve ticari olarak yeryüzünde yayılmasını sağlayıp birden ve anlık yayılmasını engellemeye çalışması veya yeni teknolojilerinin eleştirisine fırsat vermemeye çalışmaları haliyle kendilerinin yeryüzü hakimiyetini hem ticari hem de teknolojik tekel olarak sürdürme amacına yönelmesi geriye dönüş ve yerinde sayma olumsuzluğunu barındıran zararlı bir ilerleme şeklidir ve uzun süre devam edemez.

Teknolojik alanda yapılan her icat ve yeni bilgi yerinde sayma ve ilerleme gibi iki özelliği içinde taşımaktadır. Yerinde saymaya gerektiği ölçüde, ilerlemeye ise daha fazla odaklanılmalı. Robot,yapay zeka ve nano, sentetik teknoloji insan, doğa ve dünya faydasına kullanmak yerinde sayma iken uzaya açılmak ilerleme yönünü kapsamaktadır canlı hareketinin. 

Unutulmamalıdır ki en büyük bilimsel, teknolojik icatlar uzaya açılma planlarından çıkmaktadır. Bu bir tesadüf değildir. Her uzaya açılma çabamızda insan yaşayışını kolaylaştırıcı yeni icatlar buluyoruz. İnsan ve yaşantısına uzaydan baktığımız için oluyor. Kendimize, dünyaya dışımızdan bakma bir çok yeni fikri geliştiriyor, aklın diyalektiği ile.  Bu icatları bulanlar uzaya ilerlemek zorluğu karşısında ilerlemek yerine daha kolay olanı, icatları küresel olarak ticaret unsuru haline getirme cazibesine kapılıyorlar. Asıl amaç uzaya açılmak iken hala yeryüzü bahçesindeki elma da kalıyor gözleri, kulaklarına ve zihinlerine sinsice fısıldayan aldatıcı bir sesle. Belki de iyi bir ses de geliyordur "ilerlemek için geridekilere hizmet ederek kendine yaklaştır ve kazandığınla yine ilerle" diye.  Ya da " Acele etme bu yeni bilgi ile küresel planlarımızı koruyabiliriz." diyor bazı sesler. Sonuçta  "Güç İstenci" ilerleme planlarını geciktiriyor. İlerleme ve kendi bilgisine yaklaştırma çabaları karmaşıklaşıyor. Belli merkezlerin hedefi ve bilgileri çekme, bükme, tutma, kullanma ve saklama çabaları (post-truth) kaos yaratıyor. Uzay teknolojisini geliştirmek isteyenler ile güç istenci arasındaki çıkan gerilimler, girişimcileri eleştirisine fırsat verilmeyen teorik planların uygulanmasına zorluyor. Rekabet araçların, eleştirilemez ve kritiği yapılamaz hızındaki hareketleri, canlı yaşantısını, riskleri barındıran testlere tabi tutuyor.  Teknolojinin bu şekilde hızla uygulamaya geçilmesi, içinden çıktığı bilimin çalışma prensiplerine aykırı hareket ettiğine ticaretin kural tanımaz tavrının neden olduğu düşüncelerden(gözlerden) kaçmamalıdır. 

 Günümüzde uzayı merak edip gitmek isteyenlerin yanında, orada değerli maden ve enerji kaynakları bulma umudu içinde olanlar ve dünyadan kaçmak isteyenler var. Her ne amaç(görünen) içinde olursak olalım bu istek(görünmeyen amacın) bize verildiği içindir.
"Rızkınız ve size vaad edilenler göktedir." Zariyat Süresi 22. ayet (Kur-an-i Kerim).


Önemli amaçlarımızdan biri de doğayı genişletme ve yaymak ise insanoğlu olarak aramızda yaşadığımız kısır döngüden çıkma ve  tüm olanaklarımızı birleştirip yeni bir yola doğru ilahi, ahlaki, bireysel, toplumsal yeni sistem, kültür, değer ve yeni bakış, yaşayışla ilerlememiz mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

     Ülkemizin kuruluş ve gelişme planları uluslar arası küresel gelişmiş bir ülke olmak, vatandaşları ile refah ve insanca yaşama idealinde...