Yaşam Döngüsü yazı serimize devam ediyoruz. Altı ay boyunca süren kitap hazırlama çalışmalarım nedeniyle bu yazı serisine ara vermiştim.
Bu yazı dizimin son bölümlerindeki çok ilginç ve örneğine ender rastlanan, sezgilere dayanan felsefe görüşlerimin öyle olmasını istediğim için mi, yoksa gerçekten de öyle olduğu için mi, ortaya çıkardığımdan şu an emin olamamaktayım.
Bu sezgisel oluşturulmuş felsefi tez ve teoriler zihnimde hep tamamlamayı bekleyen ve sağlamasının olabileceği fırsatları arayan halde bulunmakta ve korunmaktadırlar.
Örneğin ikinci yaşam döngüsü tezim ilginçtir ki deneyi ve denemesi yapılması şu an olanaklı görünmemektedir. Fakat imkansız olduğu da söylenemez.
Şöyle ki tezimi kısaca hatırlayalım.
Bilinçli bir bireyin, sağlığına dikkat ederek, yüz yaşına ilerlediğini hayal edelim veya düşünsel bir deney yapalım. Düşünsel deney deyince bir felsefe terimi de keşfetmiş olduk. Düşünsel deneyi felsefe terimlerine armağan edebiliriz bu arada. Hayırlı olsun. Düşünsel deney her türlü bilgi çeşidinde kullanıyoruz fakat felsefe dışında tüm bilgilerde düşünce deneyi yapıldıktan sonra belli bir aşama ve sürede sonuca ulaşılmakta olmasına rağmen felsefe de bu ulaşımlar birer ara durak niteliği taşımaktadır. Felsefe dışındaki bilgi çeşitleri ve alanları amaçlarına ulaşıp düşünce deneyini bitirdikleri halde felsefe de bu olmaz. Çünkü varlıktaki sınırsızlık bilgide de sınırsızlığa yol açtığı için felsefeci, düşünür, bilge ve filozof sürekli varlık ve bilginin izinden giden sonsuz yolcu niteliğindedir. Onların ne bir biten yolu ne de oyalanıp kalacakları bir durak vardır. Eğer bir felsefeci bir durakta durmayı tercih ediyorsa, onu orada kalmakla suçlamayız. Her durakta bir temsilcinin de kalması gereklidir değil mi?
Düşünerek yazdığımız bu yazı dizimizde "düşünce deneyi" olgusunu keşfettikten sonra yolumuza devam edelim. Yüz yaşına kadar gelmiş bilinçli bir bireyin ruhsal ve bedensel sağlıklı olduğunu hayal edelim. Bu yaşlardan sonra beden küçülme yoluna gidecektir. Organlar küçülecek ve hücreler azalmaya başlayacaktır. Bu aşamada en önemli organ başta omurga ve kalp gelecektir. Sonra bilinç için zihin yani beyin sonra da en minimal hale gelmiş sindirim sistemi gelecektir.
Küçülmeye başlayan bireyin hareketleri durgunlaşacak ve cenin hareketsizliğine ulaşmaya doğru ilerleyecektir. İşte o aşamada bu bireye hazır olan göbek bağından besin verilmeye başlanacaktır. Bu yaşlı birey artık bir cenin aşamasında olacaktır. Güvenli bir ortamda ve gözetim altında her şeyi hesaplanarak bir ceninin tüm özelliklerinin onda olması için çalışmalar yapılacaktır. Bu birey belli aşamadan sonra cenin halinden tekrar büyüme potansiyeline geçmesini ön görebiliriz. Yavaş yavaş büyümeye doğru ilerleyecek ve cenin halinden bebek durumuna ve sonra dış dünya ile tekrar karşılaşma anına doğru büyümeye haline geçecektir.
Bu aşamada neler olması beklenebilir?
Bilincinin zihin çalışma ve şekli ne halde olacaktır. Önceki yaşadığı bilgiler kalacak mı yoksa zihni ilk cenin halindeki haline mi dönüşecektir?
Önceki yazılarımdan biliyoruz ki canlı dünyaya gelirken genetiğinden gelen negatif kayıtları ile gelişmekte idi. Her büyüdüğünde bu negatif kayıtları karşılıkları bulunulan dış dünyadan pozitifleri alınarak tamamlanma ve büyüme aşamalarına geçilmektedir.
Deneyimizdeki ikinci cenin halindeki birey, bu aşamada önceki bir çok bilgiyi ya silecek ya da sıkıştırarak saklayacaktır. Çünkü küçülen beyin hücre kaybına uğrayacaktır. Şu noktayı da gözden kaçırmamalıyız. Ceninin bedeni küçüldüğü halde sadece beyninde küçülme oranı daha az olabilecektir. Bu durum cenini önceki yaşamdaki bilgilerin çoğunu, koruma veya sıkıştırma ile taşıyabileceği anlamına gelmektedir.
Buraya kadar sıkılmadan okuyan okuyucularım kaldı ise, ne mutlu, devam ediyoruz, yüzyılın düşünce deneyimize.
Şunu da hatırlamam lazım, bu bilgiler biz istediğimiz için mi, yoksa olasılığı bulunduğu için mi, ortaya tez olarak atıyoruz bunun cevabını şu an veremeyiz. İkisi de olabilir veya biri de olabilir. Bunun ipuçlarını düşünce deneyimizin açılımlarından alabileceğiz.
Şu satırlarda beni okuyanlara bakıyormuşum ve kimsenin kalmadığını görüyormuşum. Ve gülüyor, ben delirme aşmasına mı geldim diyormuşum.
Beni bu düşünce deneyinin ilerlemesinde takip etmeyen olursa da tek başıma ilerleyeceğim. Delirme ile dahilik arasındaki ince çizgi referansım bulunmakta merak etmeyiniz. Yeni çıkardığım " Bir Filozofun El Kitabı" adlı e- kitabımda bundan bahsettim, ama hangi sayfa ve hangi satır bilgisini vermeyeceğim. Biraz gayret edin, çabalayın değil mi? Her şeyi rahat alırsanız zihniniz onu kolay sindirir ve kolay unutur. Önce nöronlarınızda verdiğim ipucuna ait negatif hücre oluşturun yani merak edin, sonra ona ulaşıp unutulmaz bilgi olarak hafızanıza yerleşsin, önemli olabilecek bilgilerin hafızanızda kaydını şimdi öne sürdüğüm tarzda yapabilirsiniz. Size delirmeme referansı veriyorum, bu önemli bir bilgi değil mi? Ve nasıl unutmamanızı sağlamak için yol gösteriyorum. Bu yöntemi sadece önemli bilgiler için kullanmanızı tavsiye ederim. Çünkü zihinde fiziksel etkiler yapmayı göze almaktasınızdır. Basit ve unutulmasında sorun olmayacak bilgiler için lütfen zihinsel sağlınız için kullanmayınız.
Evet devam edelim, çağın düşünce deneyinde. Şu an hem düşünüp hem de yazdığımı belirtmek isterim. Fikirler yolda gelir çoğunlukla.
Evet cenin o anına gidiyoruz. Cenin bebeklik haline ilerleyişindeyiz. Deneydeki birey cenin ne zaman cenin döneminin bitip hangi aşamada bebekliğe geçtiğini anlayacağız? Bu konudaki bilgilerimizi önce mevcut cenin ile bebeklik oluşumlarından almalıyız. Sonra ikinci hal için nelerin aynı olacağını ve nelerin aynı olamayacağını düşünmeliyiz.
Bu aşamada duralım ve ara verelim. Sezgilerim delirmekle dahilik arasında ince çizgeye ulaştığımızı uyarmakta. Şimdiye kadar ki düşünce deney bilgilerini dosyaya kaldırıyoruz şu an ve beklemeye bırakıyoruz. Sonra bu satırlardan devam edeceğiz. Bu satırlara gelebilen okuyucularım geri bildirim bulunmakta çekinmesinler. Bulunulmasa da ben ilerlemeye devam edeceğim. Buraya kadar gelmeyen olsa da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder