Alzheimer hastalığı hakkında düşünceler
Günümüzde sıkça görülen yaşlı nesildeki Alzheimer hastalığının önemli bir nedeni üzerine ve iyileşme olanaklarının yolunun açılabilmesi üzerine düşünce ve teoriler.
Hafiza hücreleri ile hayal etme yetisi hücreleri arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Şu ana kadar analiz ve araştırmalarımda hayal etme yetisi veya gücü hakkında önemli tespitlerde bulunmuştum. İlerleyen aşamalar da hayal etme yetimizin hücresel karşılığı olduğunu saptadım. Çünkü duygu ile düşünce arasındaki geçiş hayal etme yetisi üzerinden olmakta idi. Dolayısı ile hayal etme yetimizin hücresel bir karşılığı olmalı idi. Hayal etme yetimizin hücresel karşılığı olmama olasılığı onun belirgin, önemli işlevlerinin gerçekleşme olanağını beden üzerindeki olgusunu hafife almak, basitleştirmek anlamına gelmekteydi.
Hayal etme yetimize yeni, önemli konumuna göre yeni bir isim vermek onun işlevini, önemli etkinliğini onaylamak, onun başlı başına bir hücresel aktivite halinde olduğunu göstermek gerekiyordu.
Öyle bir isim olmalı idi ki, duyguları, hafızayı, düşünceyi birleştiren, onların birbiri ile ilişkilerini düzenleyen bir küçük bir organ niteliğini açıklasın. Şüphelendiklerim arasında beyincik, omurilik soğanı, hipofiz bezi, Epifiz bezi bulunmaktadır.
Hafıza ile hayal etme yetisi hep ayrı ayrı düşünülmüş, ayrı ayrı oldukları değerlendirilmiştir. Belki de hayal etme yetisi ile hafıza aynı yerde bulunmakta, iki özelliğin bir organda işlev gördüğü teorisini de ortaya atabiliriz. Hafızayı kayıt etme, haya gücünü ise bilgiyi kullanma, hatırlama, düzenleme, değiştirme, karıştırma gibi kullanmaktayız. Halbuki pekala kayıt etme yeri ile bu kayıt edilen bilgiyi kullanma özelliği aynı yerde olabilir. Şu satırları yazarken zihnimdeki bilgileri, hatırlama, karşılaştırma, düzenleme, doğru veya yanlışlığını sağduyuya göre, tahminle test etme, kıyaslama, benzeşim kurma gibi bir çok özelliği bir arada kullanmam gibi hafıza ile hayal etme yetisinin hücreleri bir arada, birlikte hatta aynı hücreler topluluğu, beynimizde, altındaki epifiz bezi, hipofiz bezi, omurilik soğanı, beyincik gibi beynimize göre daha küçük bir organ olabilir.
Ya beynimizin bir parçasında veya saydığımız beyin altında ve ortasındaki şüpheli organlarda hafıza diğer adı ile hayal etme yetisi birlikte bulunabilir. Hayal etme yetisi ve hafızayı birlikte tanımlayacak bir isim olarak kullanımda olan " Bellek" kelimesini öneriyorum. Bellek denildiğinde hem hafıza hem de onun her türlü serbest fakat bilincin kontrolündeki düşünce kapsamında olmayan bir şekilde serbest ve sezi düşünmesi de diyebiliriz. Ne zaman ki bellekte ki bilgi bilincin düşünme aşamasına aktarılıyor o zaman o bilgi bellekten bağımsız, düşünmenin ve eylemin bir parçası haline gelmektedir.
Ben teorimi ortaya atıp araştırılmasını bilime, bilim insanlarına bırakıyorum.
Gelelim Alzheimer hastalığının neden ortaya çıktığına dair tezime.
Duygu ve düşünme şemasının verdiği bilgiler ışığında değerlendirmeye, açıklamaya çalışacağım.
Yaşam Döngüsü - 20 yazımda duygu ve düşünce şemasına ait konuda geniş açıklamalar bulunmakta olup Alzheimer hastalığının önemi nedeniyle yazı dizimden devam etmeyip başlı başına bu konu hakkında yazı yazmaya karar verdim.
Unutkanlığın ana nedenlerine değinelim.
Bilincin, düşünce sürecinde bellekteki bilgilere ulaşamaması, kullanamamasıdır.
Bedenin reflektik veya etki-tepki özelliğinin bellekten bilgiyi alamaması, iletim kopukluğu, bağlantı sorunu olması, tam çalışmamasıdır.
Bellek hücrelerinin içerik bozulması, silinmesi veya hücre ölümlerinin nedenlerine değinelim.
Kimyasal ve kazaların neden olduğu fiziki nedenler benim bu yazımın inceleme alanı dışında bulunmaktadır.
Ben duygu, düşünce, bellek arasındaki ilişkilerin bireylerin psikolojik, ruhsal ve yaşantılarının etkileri üzerine bir inceleme yapmak istiyorum.
Bireyler doğuştan itibaren toplum içinde bir takım eğitim ve öğretimlerden geçmektedirler. Eğitim ve öğretim sonucunda çalışma hayatına başlayarak düzenli bir yaşam üzerine bilinçlerini inşa ederler. Aile, akraba, mahalle, köy, kasaba, şehir gibi olgular türümüzün gereği olarak insan kültürünün geliştirdiği değerler üzerinde yaşantılara odaklanılır. Yaşama amaçları düzenlenir. Evlenme, çocuk sahibi olma, onları yetiştirme, çalışma ve kültürel kurallar ağı bireyi düşünce, bellek ve duygularında belirleyici bir rol alır.
Modern yaşam, bireye yaşadığı toplumda, insan kültürüne ait kurallar öğretir ve uygulamasını ister. Birey bunları özümser ve modern yaşam gereği tüm kuralları yaşam amacına yükler. Yaşamı boyunca bu kurallar bellekte önemli ve değerli olur.
Ta ki emekli olunca ve yaşlanınca işler biraz değişir ama Alzheimer hastaları bu değişikliği duygu, düşünce ve belleklerinde yapamaz hale gelirler. Şöyle ki çalışma döneminde planlar vardır ve uygulanmaktadır. Bireylerin beden zihin çalışması iş, güç, ilişkilerin yoğunluğu nedeniyle meşguldür ve boşluk içine girmez. Kurallar benimsenmiş ve varlık amacı haline getirilmiştir.
Emeklilik ve yaşlılık döneminde varlık amacında çöküşler başlar. Bu aşamadaki zihin ve bedenler yeni amaçlar ve planlar oluşturmaları gerekmektedir. Fakat bunu yapamazlar. Bu aşamada duygu, düşünce ve bellekte neler olmaktadır.
Duygu yoğunluğu artmakta fakat bellek tazelenmemektedir. Yeni bilgileri almaz eskilerini tekrar etmekten dolayı kendini sınırlar. Öyle ya belleğinize yeni bilgi ve konu almıyorsanız eskiler ile idare edersiniz. Eski bilgiler kullandıkça, tekrar edildikçe hücreye baskı oluştururlar. Hücrelerin de bir sağlıklı ömür süreleri bulunmaktadır. Bellekte ki gerekli bilgiler hücrelerde tutulması ya yeni hücrelere aktarılması veya bilgi hücrelerin nöronların diğer nöronlarla bağlantıda kalmasının devam etmesiyle olur. Hücreler arası bağlantının devam etmesi bilgilerin bir çok yerde kopyalandığı, hem kolay ulaşılacağı hem de korunacağı anlamına gelmektedir.
Alzheimer öncesi birey duygu yoğunluğunda olup düşünce sürecini çalışma hayatında olduğu gibi sürdürmemektedir. Böylelikle düşünce, duygu ve bellek bağlantısında bir zayıflama olmakta, nöronlar arası kısa devreler oluşmaktadır. Bu aşama Alzheimer hastalığının işaretleri olabilir.
Düşünce alıştırması olmaması, yeni bilgi alımı durması, bellekte ki hayal etme yetisinin bitmesi (hayal etme yetisini hafıza ile birleştirdik yeni duruma bellek dedik), geleceğe dair plan programların azalması (bayramlar ve özel günlere dair plan ve programların kalması ) gelecek beklentisinin azalması, ümitsizlik, öfke, üzüntü, korku artışı, sevinç, neşe, eğlence, keyif azalışı gibi bir çok unsur bellekteki hücre yapısına zarar vermeye ve hücrelerin eksilmesine, yenilerin de çıkmamasına yol açar.
Alzheimer hastalığına karşı alınacak önlemeler ve belirti işaretlerinde uygulanabilir tedbirler nelerdir ?
Bireyin hayata bakışı, düşünce kalıpları, keskin çizgileri, yapabilecekleri ve yapamayacaklarının belirlenmesi, kurallara olan otokontrol ve bilinçdışı bağımlılığı gibi bir çok unsur gözden geçirilmelidir.
Önemli olan düşünce, duygu ve bellek sağlıklı ilişkilerinin, bağlantılarının devam ettirilmesidir.
Bunun çözümünü bir çok sağlık bilimleri, psikoloji, sosyoloji, nöroloji, spor gibi bir çok uzmanlık alanları araştırmaktadır hala.
.............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder