"Bu gerçek hikaye bitkilerin zekası olduğuna dair ipucu vermektedir ve yapılacak yeni bir çok bilimsel deney ile kanıtlanması olasıdır."
Bahçede gezerken bir dut fidanı gözüme ilişti, bonsai sanatına ilgi duymam nedeniyle bu küçük dut fidanını almış ve saksıya yeni yuvasına yerleştirmiştim. Dut fidanın üç yaprak vardı ve bu yapraklar gün geçtikçe sararmaya başladığında üzülmüştüm. Dut fidanın pes ettiğini düşünürken bir kaç gün sonra yeni bir yaprak filizlenmesi onun yeni ortamına alıştığını ve büyümeye devam edeceği mesajını verdiğini anladım veya ben öyle yorumladım. Ama gerçek onun yaşamaya devam edeceği idi. Yapraklarını feda etmesi ve yeni yaprak çıkarması biz insan düşüncesinde bir çok anlamlara da gelebilmekte idi. Bir sanatçı ve edebiyatçı bu anlamları çoğaltabilirdi.
İki hafta sonra dut fidanın yanında bir ot yeşerdi. Dut fidanına bir arkadaş geldi dedim içimden. Her geçen gün hızla büyüyor ve dut fidanın boyuna yetişmeye başladı. Aralarında rekabet edecekleri gerçeği karşısında dikkatle izliyordum. Neler olacaktı. Bir maç, bir dizi izler gibiydim. Merakla, az sonra, arkası yarın, sonraki bölüm gibi takip ediyordum.
Sonraki haftalarda birden beklediğim rekabet şekilleri görülmeye başlamıştı. Bizim ot büyümüş dut fidanın tek yaprağını kapatmıştı beş yaprağının birisi ile. Çok net ve bariz bir biçimde bu görülüyordu. Dut fidanı bu anın geleceğini bildiği için ufak bir yaprak daha filizlemişti, fakat o da çok ufaktı ve ot onun kapatma planları yapıyor görünüyordu.
Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Bu rekabetin kötü devamını seyredemezdim fakat dut fidanın yanında çıkmış tek otu da sökmek istemiyordum. Otun pencereye yönelmiş ve dut yaprağını kaplamış olan yaprağı dahil diğer dört yaprağını ters tarafa yönettim. İki bitki arasındaki kavgayı ayırmış gibi davranmıştım. Ota böyle yapmamasını, dut fidanının yapraklarını rahat bırakmasını yaptığım yeni eylemle göstermiştim. Sonunun nasıl olacağını tahmin etmemiştim. Sadece dutu korumak amacıyla böyle bir eyleme girmiştim. Otun nasıl tepki vereceğini düşündüğümden değil. Başka bir insanın bu durumda otu koparacağını ve çöpe atacağını da biliyordum. Otlar artık evrimsel olarak tarlada iken çok büyümeden koparıldıklarını bilebiliyor olabilirler miydi ? Bunu da düşünmemiştim. Fakat sonraki olaylar benim bu soruyu düşünmeme ve ortaya atmama neden olmuştu.
Otu dut yaprağından ayırarak güneşin geldiği pencereden tam ters yönde yerleştirmemin ardından bir hafta içinde ne göreyim. Ot bana olağan üstü bir mesaj gönderdi yaptığı eylem ile. Bu hareketi onun zekaya sahip olduğunun işareti idi. Şöyle oldu.
Ot güneşe ve pencereye yönelirken her yöne bakmakta olan yapraklarından üç tanesini tekrar güneşin geliş ve pencere yönüne çevirdi. Bir yaprağını geride bırakmıştı. Ufak bir de yaprağı yukarı doğru bakıyordu. Güneşin geldiği ve pencere yönüne ilerleyen üç yaprağının hiç birisi duta ve yaprağına değmiyordu.
Ot zekası ile ona uyguladığım, onun hareketini engellememin amacı ve nedeni anlamış benim ve dut fidanın kabul edebileceği bir tarzda eyleme geçmiş, göstermişti. Bu hareketi ile benim olaylara bakışımı eylemim sonucunda anlamış ve hemen bu doğrultuda eyleme geçmişti. Çok şaşırdım. Bu olayı görünce hayretler içinde kaldım. Bir ot beni algılıyor ve benim tutumuma değer veriyor. Onu uyarmamı dikkate alması gerektiğini yoksa tarlalardaki yabani otların temizlenmesi gibi kendisine de aynı eylemin yapılmasından korkarak benim ve dutun kabul edebileceği en uygun eylemi seçiyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder