11 Mayıs 2020 Pazartesi

Boşluktan Yere İniş

Yağmur hiç yağmıyor, rüzgar da esmiyordu bu boşlukta. Boşlukta her yer aynı idi hareketler de öyle. Yön yoktu, ileri ve geri gidilen düz bir çizgi gibiydi adeta. Orada güneşin etkisi en aza iniyordu. Karanlık daha hakimdi.

Boşluk çok büyük ve genişti. Boşluktan yere inilmesi arası çok zaman geçecekti. Boşluktaki zaman çok uzun sürdü. Soğuk ve sıcaklık, oksijen ve karbondioksit oranları boşluktaki varlığa  en büyük etkiyi ediyordu. Bu oranlara göre varlık çoğalıyor veya azalıyordu. Boşlukta duygu, düşünce, yoktu. Hızlı bir yaşam hüküm sürüyordu orada. Durmayan ve sürekli hareketin varlığı geliştirmesi şeklinde ilerliyordu. Düşüncenin bedene yansımasını görebilirdiniz orada. Renklere, çıkıntılara, dikenlere, daha hızlı olmaya, esnek davranmaya yansıyordu tüm düşünceler. Duygu ise yoktu bu hızlı hareketin ortasında. Duyuların gelişmesinden duygu oluşumuna izin yoktu. Duyu, hareket ve düşüncenin bedene yansıması vardı.

Boşlukta her türlü canlı birbiriyle rekabet halinde idi. Bu hayatta kalma mücadelesinin rekabeti idi. Boşluk sulardaki hayattı. Sularda yaşayan canlıların hayatı. Boşluk suyun içindeki yerden bağımsız olan her türlü balık türünün suda yüzmesi, avlanması veya av olması hali. Ne yerde ne de havada idiler. ikisinin ortasında sudaki boşlukta bulunuyorlardı. Hala da öyle. İlk zamanlardaki gibi yaşama kanunları aynı boşluk kanunlarına uyuyorlar. Büyük balık küçük balığı yer, hızlı yüzen, daha çabuk büyüyen, saldırı ve savunmasını geliştirenler hayatta kalır ve çoğalırlar. Yapamayanların nesli biter, daha yere inmeden.

Sudan karaya çıkış boşluktan yere iniştir. Artık yere bağımlı hareket başlamıştır. Isı,nem, ağırlık, hareket şekli önemlidir. Önce yer ile bağlantı organları sonra da ilerleme hareketleri. Yerde boşlukta olmayan bir çok özellik bulunmaktadır. Görüş ufku artmıştır. Görme puslu olmaktan çıkmış netleşmiştir. Gece hareketi boşluğun aksine durmuştur. Yer boşluk kadar dolu değildir. Rekabet şartları azalmış, hayatta kalma şansı daha da artmıştır. Yeri işgal eden ilk önce bitkiler olmuştur. Önce gelip tüm yeri doldurmuşlardır. Boşluktan gelenlerin kendilerine saldıracağını bilselerdi hareket etmeyi tercih etmenin yollarını ararlardı belki de. Fakat o kadar çoktular ki anlaşılan en güçlü savunmalarını keşfetmişlerdi zaten, sayıca ve çeşit olarak  geniş alana hızlıca yayılma ve büyüme yeteneği. Yerin eşsiz ve bolca bulunan besininden yararlanma yeteneği, başka canlıdan beslenme ihtiyaç duymamanın özgürlüğü. Güneş, su ve toprak en çok bulunan değil miydi yerde. Bitmez ve tükenmez bu kaynaklar sayesinde türlerini hangi canlı bitirebilirdi ki.

Fetüs, dokuz ay boşlukta gelişmektedir. Yere inişi sırt üstünde durmakla başlamaktadır. Sonra emekleyerek ve nihayetinde ayakları üzerinde devam etmektedir yaşamına. Ölürken de sırtüstü kalınmaktadır omurgamıza son kez yaslanarak.

Bizlerin, o boşluktan yürümeye kadar süren temel aşamalardan geçtiğimizin göstergesidir, yaşadıklarımız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder