23 Mayıs 2020 Cumartesi

Küresel Salgın ve Post-truth İlişkisi

İnsan yaşamı kendini tekrar eden yaşantıların devamına yatkındır. Düzenlilik ister. Günlük yaşantısının kötü süprizler ile karmaşıklığından kaçınır. Gelecek yaşantılarınında  planlı ve programladığı şeklinde oluşmasını arzu eder. İstikrar isteğindedir.

Toplum yaşamı da düzenli bir akış, büyük sorunların ve krizlerin olmadığı, iyi gelişmelerin haberlerini alma isteğinde ümitlerin olduğu, felaketlerin  yaşanmayacağı, karışıklık ve kaosun görülmeyeceği ve konumuz olan küresel savaşların (iki dünya savaşı) olmayacağı bir gelecek istemektedir.

Geçen yüzyıl bu zamanlarda hem salgın hem de olmuş olan iki dünya savaşın ilkinin bitişinin yüzyılında bulunmaktayız. İki büyük dünya savaşını yaşamış olan her insan için büyük felaket yılları sayılmaktadır o yıllar. Savaşlardan sonra tüm dünyada yeni nesillere bu savaşlar hakkındaki tüm bilgiler eğitim ve öğretimle verilmiş durumdadır. Milenyum kehanetleri toplumlardaki savaş endişesini yok etmeye yönelik olsa da bunu başaramadığı kabul edilebilir.

Geçen yüzyıldaki iki kötü savaştan sonra tüm kültürel yapılar, bu savaşların tekrar olmaması adına bir çok fikir ve eser ürettiler. İnternet ile yerel ve küresel bilgi ve yaşantılar bir araya geldiler. Haberleşme ve dolaşım hızı küresel sermayenin doğuya transferi ile küresel merkez ortadan kalktı. Batıda olan merkez doğuya yayılarak bir denge arayışına girdi. Küresel salgın beklenmedik bir anda ortaya çıkarak günlük yaşayış ve işleyişi durdurdu.

Bireylerin zaman algısının bir yılı toplumlar için yüzyıl olabilmektedir. Bir birey yıl içinde yaşadığı bir felaketinin tekrarını ertesi yıl aynı zamanlarda anarken toplumlar bilinç altında yüzyıllık periyodik anma hissinde olabilir.  Bireyler kendileri için iyi ve önemli günleri yıl dönümü olarak anarken toplumlar yıl, on yıl ve katları, yüzyıl dönümü olarak anmaktadırlar. Felaketleri anma dönümleri pek tercih edilememesinin anlaşılır nedenleri bulunmakla birlikte zihinlerde de hatırlanmadığı anlamına gelmemektedir.

Küresel hafızada, geçen yüzyılın küresel savaşlarının tekrarlanan felaket olasılığına karşı post-truth hali gelişen bir bağışıklık olurken, küresel salgın kendi tehlikesini bulunduğumuz yüzyıl başlarından itibaren bir kısım belirtileri ile birlikte üretilen bir çok fikir ve eserde gösterdiği halde tedbir alınamaması küresel savaş olasılığının küresel salgına yeğ tutulmasının göstergesi olmaktadır.

Post-truth dönemsel küresel savaş tehlikesine karşı oluşan küresel bir huzursuzluk olup bağışıklık kazanmaya yönelik çabadır. Bu çaba, ikinci tehlike olan küresel salgın olasılığına karşı bir çok kesim tarafından yapılan uyarı niteliğindeki bilimsel ve sanatsal çalışmalara karşın yönetimler ve halklar tarafından dikkate alınmasını engellemiştir.

Kültürel ve bilim alanında küresel salgın olma olasılığının çok yüksek olduğu ortaya konurken yönetimler ve halklar küresel savaş olasılığını bilinç altlarında öncelikli olmasından dolayı küresel salgın olasılığına karşı kayıtsız kaldıkları ortaya çıkmaktadır. Savaş olmaması sevindirici iken ikinci felaket olan salgının yüzyıl tekrarını beklememenin verdiği sorunu bugün evlerimizde kalarak öğrenmekteyiz.

Bu bilgiler ışığında küresel salgın sonrası küresel yaşam iki büyük tehlikeyi de atlatmanın rahatlamasını yaşayacak ve bilimsel, felsefik, dini ve sanatsal hedeflerin doğa ve insan anlayışındaki gelişimler ile çevre sorunlarının çözülmesinde işbirliğinin artması, ulus devletlerin korunarak küresel birliğe doğru ilerlemesi beklenebilir. 

İkinci dönüm noktası olan yirmi yıl sonrası için de gerekli önlemler alınarak işbirliğinin ve anlaşmaların yapılması ile uzay çalışmalarının hız kazanacağını tahmin etmek zor değildir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder