17 Mayıs 2020 Pazar

Duyular ve Duygular

Duyarız müziği, bir an ahenkli sesin kulaklarımızdan zihnimize yansıdığını hissederiz. Müzik devam etmektedir, havada salınan çiçek kokusu misali, sahile vuran dalgalar gibi, esen meltemlerin tenimize değmesi, ufka bakışımızdaki odaklanma çabası gibi akar müzik kulaklarımızdan zihnimize.

O ezgiler, sesler zihnimizde yerleşir, duyudan duyguya geçiş anları başlamıştır artık. Mekanla birleşir nağmeler, nesnelerle bir olur tüm ritimler. Müzik ve sesler canlanmaya göze görünmeye başlarlar mekan ve nesneler ile. Yaşadıklarımızın tekrarını hissetmek, yaşayacaklarımızın isteklerimize göre olmasını istemek. Bir müzik ve şarkı bölünür tüm zihinlerde aynı hali ile farklı yaşantılara dokunur tüm sihiri ile. Ne kadar dinlense de tüketilemez bir sonsuz kaynaktan gelen zemzem suyu gibidir adeta.

Kişilerde dolaşır anılar halinde müzik birbirine bağlayarak. " Bizim parçamız ", " Senin sevdiğin şarkı ", milli müzik ve şarkı olarak, uzak ve yakın tarihten gelen yaşanmışlıkların tüm müzikleri ve şarkıları birer duyguya dönüşmüştür artık. O ezgiler ahenkli sesten, birer anısı, yaşanmışlığı olan duygulara dönüşmüştür.  Tanıdık ezgiler havada süzülüp kulağımıza oradan zihnimize geldiğinde bir durur, hatırlarız ve duygulanırız. Duyu ile zihnimize yerleşenler, duygularımızla kalpten başlayan bedeninin iç yaşantısına dönüşür tüm hücrelerdeki yakamoz ışıltısı dolaşır bedenimizde bir uçtan bir uca. Hücrelerin bedeni algılaması ve sağlıklı olma göstergesidir bu kıpırtılar. Canlılığın çoşkusudur duyguların yaşanması tüm bedenimizde.

Tılsımlı tınıları dinlerken içimizde kıpırdar sanki kanımız, bir el mesafesinde hissederiz, uzanıp da alabilecekmişiz gibi istediğimizi. Varlık zamanda durmuş, ezgiler süresince ilerlemektedir adeta. Taşma, fışkırma, sıçrama eylemlerine doğru bizleri itmektedir dakikalar sonrasında.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder