27 Mayıs 2020 Çarşamba

Doğa'nın İnsana Hatırlatışı

Bırakın geride elbiselerinizi, botlarınızı, eldivenlerinizi ve silahlarınızı, bırakın tüm emanetlerinizi bizden aldığınız ne varsa.

Bir gece, öylece dalın doğanın çıplak bedeninin bir yerine.

Hissedin iliklerinize kadar soğuğu gecenin karanlığında.

Ağaç dallarının rüzgarda sesleriyle irkilin sinmiş olduğunuz boş kütükler arasında.

Yalnızlığınızı paylaşmayın kendi türünüzle, başka türlerle de, baş başa kaldığınız  o vahşi doğanın kucağında.

Kulak kabartın gecenin sessizliğini bozan yaratıkların çığlıkları, kanat çırpışlarını, yeri inleten koşmalarını, çalıları gerdiren gezinmelerini.

Kulaklarınız açılırken gözleriniz büyüsün karanlıkta sesleri görebilmek için.

Hiç bir planınızın olmadığı, hiç bir tekniği de kullanamadığınız bu vahşi ortamda hayatta kalmanın korkunçluğunu yaşayın uzayan gecede.

Zamanın geçmediği, güneşin doğacağı anın ümitsizliğinde, su sesini ve kokusunu çok uzaktan almanın yetisi, ava yönel, avcıdan kaç gerginliği birbirine karışmış öfke, korku ve arzu duygularının zirvesinde varlığını koru koruyabilirsen.

Gözlerin kapanırken yorgunluktan, uykunun ölüm ile yaşam arasında ince bir çizgiyi barındırdığını hissedersin bir avcının seni uyurken canını alacağı korkusunda.

Geldiğin bu yerleri hatırla ve buralardan sadece bir adım atarak ilerlediğini unutma.

Buradan ayrıldıktan sonra koku alman, duyman ve dokunman köreldi. Havayı, suyu ve besini alman da değişti. Bana rağmen zihnin seni nereye kadar koruyabilir. Kısır döngüye girdiğin halde doğayı hakimiyeti altına aldığın yanılgısı içindesin. Şu an doğa ve gerçekten kaçış projen olan sanal alanda doğanı oluşturmaya çalışmanı uzaya doğanı taşıma görevini keşfedince bu projenin kaçış değil gerçek amacının bir aracı olduğunu anlayacaksın. 


(Doğada Dımdızlak Dmax tv yayınını izlerken doğaya tekrar çıplak giden çılgın ve cesur yarışmacıları görünce :) yazıyı tekrar okudum.)


  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder