8 Aralık 2023 Cuma

Varlığa Bakış -12 (Zaman Varlığın Gölgesidir)

 Önceleri deniz kaplumbağaları üç beş yumurta yumurtluyorlardı. Sonra yüz, iki yüz hatta daha fazla adet yumurta üretmeye başladılar. 

İncir ağacı ilk meyvelerinde tohum adına bir kaç incir çekirdeği üretiyordu. Sonra onlarca yüzlerce üretmeye başladı. Dut ağacı da öyle başlarda bir kaç dut çekirdeği ile başlamıştı, sonraları çok fazla üretmek zorunda kaldı. 

Bu canlıları çok tohum ve yumurta üretmeye zorlayan şartlar hakkında şu an için bilgimiz bulunmakta. O da diğer canlıların canlı yumurtalarını ve tohumlarını tüketme alışkanlıklarıdır. Aynı tür içindeki diğer üyelerine karşı bir rekabet güdüsü de bunda etken olabilir. 

Şu an ki gördüğümüz doğa sürekli bir değişim ve gelişim içindedir. Ancak uzun zamanlarda bu farklılaşmalar görülebilir. 

Doğanın zamanı çok yavaş fakat çok uzundur. 

Zaman kavramını henüz çözebilmiş değiliz, doğa zamanı, insan zamanı, evren zamanları farklı olmaları yanında bunların birbirine oranları üzerine henüz bir araştırma da bulunmamaktadır. 

Günümüzde kullandığımız zaman referansı dünya ve onun üzerindendir. Güneşin etrafında bir tur dönüşü bir yıl, ayın dünya dönüşü bir ay, gündüz gece dilimleri, onların bölümleri ile dakika ve saniye ritimleri hep biz insan yaşayışı merkezine göredir. Öyle de olması gerekmektedir. Fakat zamanın temeli olarak bu referansı almamız yeterli değildir. Bu süreklilik gösteren zaman dışında kesik zamanları da çokça kullanmaktayız. Yolculuklarda, bir eylemin veya işin bitiminde kesik zamanları kullanıyoruz. İzmir'den İstanbul'a gidiş otobüsle altı, otomobille beş saat sürer, bu yemek şu kadar sürede pişer veya hazır olur, bu sporcu bu kadar mesafeyi şu saniye de koşmaktadır, maç süreleri, yürüme süreleri, konuşma, dinleme, yazma süreleri gibi bir çok insan yaşantısında kesik zamanları çok kullanıyoruz. 

Süreli ve süresiz zamanlar içinde yaşıyoruz. 

Evren ve doğa zamanları sürekli, bitimsiz zamanlar bize göre, ömürlerimiz, yaşantılarımız, eylem ve ilişkilerimiz ise süreksizlik içeriyor. Kesik ve bitimli anlarda yaşıyoruz. Yenilenen hücrelerimiz ve ölen, bedenden atılan hücrelerimiz değişkenliğindeki zamanlarda yaşıyoruz.

Zaman varlığa dahildir. 

Varlığın görünümleridir zaman. 

Zamanı varlıktan ayrı düşünemeyiz. Onlar beraberdir, gölge ile aslı gibi, varlık zamanı yaratır, zaman varlığı değil. Çünkü varlık oluş halinde zamanı ortaya çıkarır. 

Varlık asıl, gölgesi ise zamandır.

Zaman, varlığın gölgesidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çağdaş Felsefe, " Bir Filozofun El Kitabı" adlı kitabımın imza gününe ait sunum.

" Bir Filozofun El Kitabı " adlı kitabımın imza günü heyecanlı, keyifli ve çoşkulu geçti. Etkinliğe katılan arkadaşım ve dostlarım...